Sosyal Medya

Makale

Ne yapmalıyız?

tarihinde yayınlandı.

Uluslararası ittifakların hızla değiştiği, dünyanın belirsiz bir ortama doğru sürüklendiği bir dönemden geçiyoruz.

Rusya, Çin ve Ä°ran’ın oluÅŸturduÄŸu Avrasya ittifakı, kendi aralarında rekabetleri olsa da ABD’nin başını çektiÄŸi NATO’ya karşı dayanışma içinde olduÄŸu net görülüyor.

Buna karşı, NATO’nun en güçlü ülkesi ABD’nin ise, müttefikleriyle kavgalı olmadığı hiçbir ülke kalmamıştır.

ABD’nin kavga etmediÄŸi tek ülke, Ä°srail’dir. G.Friedman, bir yazısında Ä°srail’in ABD’ye güvenmediÄŸini şöyle ifade etmiÅŸ: ‘’BaÅŸbakan Netanyaho’nun Moskova’yı ziyaret ettiÄŸi kadar Washington’u ziyaret etmemesi Tel Aviv, geleceÄŸi Moskova’da gördüğünü gösterir.’’

Trump yönetimindeki ABD’nin dünyaya verdiÄŸi fotoÄŸrafa baktığımızda; ABD’nin herkesi tehdit eden bir ülke olduÄŸunu görürüz. Bu satırları yazarken (Rahmetli) babamdan hatırladığım bir söz zihnimden geçti. ‘’Gücünü aÅŸan sözleri sarf eden boÅŸboÄŸazı kimse ciddiye almaz.’’ derdi. ABD, dünyanın en güçlü ülkesi olmasına raÄŸmen, boÅŸboÄŸaz tavırları nedeniyle, ciddiyetini ve oyun kurucu vasfını zamanla yitirecektir.

Dünyadaki gelişmelere geniş bir açıdan baktığımızda, dünyanın bir sistem arayışı içinde olduğunu görürüz. Bu arayışın yarattığı kaotik ortamda güç dengeleri değişmektedir. Türk-ABD ilişkilerini değişen bu güç dengeleri içinde değerlendirmekte fayda vardır.

Böyle dönemlerde herkesin merak ettiği iki temel soru vardır.

1-Ne olacak?

2-Ne yapmalıyız?

Birinci soru, gelişen olaylar karşısında derin bir endişeyi ifade eder, ikinci soru ise, gelişen olayların seyrini lehimize çevirmek için imkânlarımızı harekete geçirmeyi ifade eder.

‘’Ne olacak?’’ sorusu, durumu tespit etmek için düşünmeyi gerektirir. ‘’Ne yapmalıyız?’’ sorusu olayların seyrini lehimize çevirmek için, bir tavır gerektirir.

Dünyanın belirsiz bir ortama sürüklendiği durumdan ülkemizi en az hasarla geleceğe taşımak için düşünce ile tavır arasında sağlıklı bir ilişki kurmamız çok önemlidir.

Biraz somutlaştırmak gerekirse, gelişen olaylar karşısında ortaya koyduğumuz tavır, sonuçları iyi hesaplanmış bir düşüncenin sonucu olmalıdır. Böylece, muhataplarımıza sahip olduğumuz gücü, daha etkin hissettirebiliriz.

İzlediğimiz politikanın amaç ve araçlarıyla sahip olduğumuz imkânlar arasında da doğru bir orantı kurmalıyız. Aynı orantıyı dışımızdaki dünyayı anlamaya çalışırken de kurmalıyız. Daha açık bir ifadeyle, ne dışımızdaki dünyayı hafife almalı, ne de olduğundan daha fazla göstermeliyiz. Ne gücümüzü küçümsemeli, ne de kendimizi dünyanın merkezi görmeliyiz.

Dengeli ve mantıklı pratik çözümler üreterek, bugün yaptıklarımızın yarını ÅŸekillendireceÄŸinin farkında olarak çalışmalıyız. GeleceÄŸimize dair toplumsal dayanışma bilincini oluÅŸturduÄŸumuz ölçüde ‘’Ne olacak?’’ kaygıları yerine ‘’Ne yapmalıyız?’’ sorusuna herkes kendi çapında katkı verecektir.

Hangi toplumsal kesimden olursa olsun, bu memleketin iyiliÄŸi için fikir üreten her düşünce ve ilim adamı bu memleketin birikimidir. Kısır politik tartışmaları bir kenara bırakıp, birbirimize deÄŸer vermeli ‘’Ne yapmalıyız?’’ sorusunu tüm millete mal etmeliyiz.

Yazının Devamı için Tıklayınız

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.