Sosyal Medya

Makale

Adalet ve Zulüm Diyalektiği-5

Muhterem Okur;

Birkaç haftadır devam ettiğimiz, Adalet-Zulüm diyalektiği yazı dizisinin, bu hafta beşincisini ve nasip olursa son kısmını yazmaya gayret edeceğiz.

 

Bu yazı, Kelamullah’ta geçen zulüm ile ilgili ayetlerin bir araya getirilmesinden meydana geldi.

Geçen haftaki yazımızda verilmeyen sure isimleri ve ayet numaraları bu yazımızda özellikle belirtilmiÅŸtir. 

Umulurki, hem bireysel hem toplumsal ve siyasal yaşamımızda adalete vesile olsun.

 

“Rahmeti ve Merhameti sonsuz Allah adıyla/adına.”

 

Bakara Suresi, 54. ayet: 

Hani Musa, kavmine: "Ey kavmim, gerçekten siz, buzağıyı (tanrı) edinmekle kendinize zulmettiniz. Hemen, kusursuzca Yaratan(gerçek Ä°lah)ınıza tevbe edip nefislerinizi öldürün: bu, Yaratıcınız Katında sizin için daha hayırlıdır" demiÅŸti. Bunun üzerine (Allah) tevbelerinizi kabul etti. Şüphesiz O tevbeleri kabul edendir, esirgeyendir.

 

Bakara Suresi, 57. ayet: 

Bulutları üzerinize gölge kıldık ve size kudret helvası ve bıldırcın indirdik. Size rızık olarak verdiklerimizin temizinden yiyin (dedik). Onlar Bize zulmetmediler, ancak kendi nefislerine zulmettiler.

 

Bakara Suresi, 59. ayet: 

Ama zulmedenler, kendilerine söylenen sözü bir baÅŸkasıyla deÄŸiÅŸtirdiler. Biz de o zalimlerin yaptıkları bozgunculuÄŸa karşılık, üzerlerine gökten iÄŸrenç bir azap indirdik.

 

Bakara Suresi, 150. ayet: 

Her nereden çıkarsan, yüzünü Mescid-i Haram yönüne çevir. (Siz de) Her nerede olursanız yüzünüzü onun yönüne çevirin. Öyle ki, onlardan zulmedenlerin dışında insanların, size karşı bir delilleri olmasın. Onlardan korkmayın, Benden korkun, üzerinizdeki nimetimi tamamlayayım. Umulur ki hidayete erersiniz.

 

Bakara Suresi, 165. ayet: 

Ä°nsanlar içinde, Allah'tan baÅŸkasını 'eÅŸ ve ortak' tutanlar vardır ki, onlar (bunları), Allah'ı sever gibi severler. Ä°man edenlerin ise Allah'a olan sevgileri daha güçlüdür. O zulmedenler, azaba uÄŸrayacakları zaman, muhakkak bütün kuvvetin tümüyle Allah'ın olduÄŸunu ve Allah'ın vereceÄŸi azabın gerçekten ÅŸiddetli olduÄŸunu bir bilselerdi.

 

Bakara Suresi, 231. ayet: 

Kadınları boÅŸadığınızda, bekleme sürelerini tamamlamışlarsa, onları ya güzellikle tutun ya da güzellikle bırakın. Fakat haklarını ihlal edip zarar vermek için onları (yanınızda) tutmayın. Kim böyle yaparsa artık o, kendi nefsine zulmetmiÅŸ olur. Allah'ın ayetlerini oyun (konusu) edinmeyin ve Allah'ın size verdiÄŸi nimeti ve size öğüt olarak indirdiÄŸi Kitabı ve hikmeti anın. Allah'tan korkup-sakının ve bilin ki, Allah herÅŸeyi bilendir.

 

Bakara Suresi, 254. ayet: 

Ey iman edenler, hiçbir alış-veriÅŸin, hiçbir dostluÄŸun ve hiçbir ÅŸefaatin olmadığı gün gelmezden evvel, size rızık olarak verdiklerimizden infak edin. Kafirler... Onlar zulmedenlerdir.

 

Bakara Suresi, 270. ayet: 

Her neyi nafaka olarak infak eder ve adak olarak neyi adarsanız, muhakkak Allah onu bilir. Zulmedenlerin yardımcıları yoktur.

 

Bakara Suresi, 279. ayet: 

Åžayet böyle yapmazsanız, Allah'a ve Resulüne karşı savaÅŸ açtığınızı bilin. EÄŸer tevbe ederseniz, artık sermayeleriniz sizindir. (Böylece) Ne zulmetmiÅŸ olursunuz, ne zulme uÄŸratılmış olursunuz.

 

Al-i Ä°mran Suresi, 86. ayet: 

Kendilerine apaçık belgeler geldiÄŸi ve elçinin hak olduÄŸuna ÅŸahid oldukları halde, imanlarından sonra küfre sapan bir kavmi Allah nasıl hidayete erdirir? Allah, zulmeden bir kavmi hidayete erdirmez.

 

Al-i Ä°mran Suresi, 117. ayet: 

Onların bu dünya hayatındaki harcamaları kendi nefislerine zulmetmiÅŸ olan bir kavmin ekinine isabet eden kavurucu soÄŸukluktaki bir rüzgara benzer ki onu (ekini) helak etmiÅŸtir. Allah, onlara zulmetmedi, fakat onlar kendi nefislerine zulmetmektedirler.

 

Al-i Ä°mran Suresi, 135. ayet: 

Ve 'çirkin bir hayasızlık' iÅŸledikleri ya da nefislerine zulmettikleri zaman, Allah'ı hatırlayıp hemen günahlarından dolayı bağışlanma isteyenlerdir. Allah'tan baÅŸka günahları bağışlayan kimdir? Bir de onlar yaptıkları (kötü ÅŸeylerde) bile bile ısrar etmeyenlerdir.

 

Al-i Ä°mran Suresi, 140. ayet: 

EÄŸer bir yara aldıysanız, o kavme de benzeri bir yara deÄŸmiÅŸtir. Ä°ÅŸte o günleri Biz onları insanlar arasında devrettirip dururuz. Bu, Allah'ın iman edenleri belirtip-ayırması ve sizden ÅŸahidler (veya ÅŸehidler) edinmesi içindir. Allah, zulmedenleri sevmez;

 

Al-i Ä°mran Suresi, 182. ayet: 

Bu, ellerinizin önden sunduklarıdır. Allah, gerçekten kullara zulmedici deÄŸildir.

 

Al-i Ä°mran Suresi, 192. ayet: 

"Rabbimiz, şüphesiz Sen kimi ateÅŸe sokarsan, artık onu 'hor ve aÅŸağılık' kılmışsındır; zulmedenlerin yardımcıları yoktur.”

 

Nisa Suresi, 10. ayet: 

Gerçekten, yetimlerin mallarını zulmederek yiyenler, karınlarına ancak ateÅŸ doldurmuÅŸ olurlar. Onlar, çılgın bir ateÅŸe gireceklerdir.

 

Nisa Suresi, 30. ayet: 

Kim haddi aÅŸarak ve zulmederek böyle yaparsa, Biz onu ateÅŸe göndeririz. Bu Allah için pek kolaydır.

 

Nisa Suresi, 64. ayet: 

Biz elçilerden hiç kimseyi ancak Allah'ın izniyle kendisine itaat edilmesinden baÅŸka bir ÅŸeyle göndermedik. Onlar kendi nefislerine zulmettiklerinde ÅŸayet sana gelip Allah'tan bağışlama dileselerdi ve elçi de onlar için bağışlama dileseydi, elbette Allah'ı tevbeleri kabul eden, esirgeyen olarak bulurlardı.

 

Nisa Suresi, 97. ayet: 

Melekler kendi nefislerine zulmedenlerin hayatına son verecekleri zaman derler ki: "Nerede idiniz?" Onlar: "Biz, yeryüzünde zayıf bırakılmışlar (müstaz'aflar) idik." derler. (Melekler de:) "Hicret etmeniz için Allah'ın arzı geniÅŸ deÄŸil miydi?" derler. Ä°ÅŸte onların barınma yeri cehennemdir. Ne kötü yataktır o?

 

Nisa Suresi, 110. ayet: 

Kim kötülük iÅŸler veya nefsine zulmedip sonra Allah'tan bağışlanma dilerse Allah'ı bağışlayıcı ve merhamet edici olarak bulur.

 

Nisa Suresi, 148. ayet: 

Allah, zulme uÄŸrayanlar dışında, kötü sözün açıkça söylenmesini sevmez. Allah iÅŸitendir, bilendir.

 

Nisa Suresi, 168. ayet: 

Gerçek ÅŸu ki, inkar edenler ve zulmedenler, Allah onları bağışlayacak deÄŸildir, onları bir yola da iletecek deÄŸildir.

 

Maide Suresi, 29. ayet: 

"Şüphesiz kendi günahını ve benim günahımı yüklenmeni ve böylelikle ateÅŸin halkından olmanı isterim. Zulmedenlerin cezası budur.”

 

Maide Suresi, 45. ayet: 

Biz onda, onların üzerine yazdık: Cana can, göze göz, buruna burun, kulaÄŸa kulak, diÅŸe diÅŸ ve (bütün) yaralara (karşılık da) kısas vardır. Ama kim bunu sadaka olarak bağışlarsa o kendisi için bir kefarettir. Kim Allah'ın indirdiÄŸiyle hükmetmezse, iÅŸte onlar, zalim olanlardır.

 

Maide Suresi, 72. ayet: 

Andolsun, "Şüphesiz Allah, Meryem oÄŸlu Mesih'tir" diyenler küfre düşmüştür. Oysa Mesih'in dediÄŸi (ÅŸudur:) "Ey Ä°srailoÄŸulları, benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah'a ibadet edin. Çünkü O, Kendisi'ne ortak koÅŸana şüphesiz cenneti haram kılmıştır, onun barınma yeri ateÅŸtir. Zulmedenlere yardımcı yoktur.”

 

Maide Suresi, 107. ayet: 

EÄŸer o ikisi aleyhinde kesin olarak günahı hak ettiklerine iliÅŸkin bilgi sahibi olunursa, bu durumda haksızlığa uÄŸrayanlardan iki kiÅŸi -ki bunlar buna daha hak sahibidirler- öbürlerinin yerine geçerler ve: "Bizim ÅŸehadetimiz o ikisinin ÅŸehadetinden şüphesiz daha doÄŸrudur. Biz haddi aÅŸmadık, yoksa gerçekten zulmedenlerden oluruz" diye Allah'a yemin ederler.

 

En'am Suresi, 45. ayet: 

Böylece zulmeden topluluÄŸun kökü kurutuldu. Hamd, alemlerin Rabbi olan Allah’adır.

 

En'am Suresi, 47. ayet: 

De ki: "Düşündünüz mü hiç; size Allah'ın azabı apansız ya da açıktan geliverirse, zulme sapan kavimden baÅŸkası mı yıkıma uÄŸrayacak?”

 

En'am Suresi, 58. ayet: 

De ki: "Kendisine acele etmekte olduÄŸunuz ÅŸey benim yanımda olsaydı, benimle aranızda iÅŸ elbette bitirilmiÅŸ olurdu. Allah zulmedenleri en iyi bilendir.

 

En'am Suresi, 68. ayet: 

Ayetlerimiz konusunda 'alaylı tartışmalara dalanlar:' -onlar bir baÅŸka söze geçinceye kadar- onlardan yüz çevir. Åžeytan sana unutturacak olursa, bu durumda hatırlamadan sonra, artık zulmeden toplulukla beraber oturma.

 

En'am Suresi, 129. ayet: 

Böylece Biz, kazandıkları dolayısıyla zalimlerin bir kısmını bir kısmının başına geçiririz.

 

Araf Suresi, 5. ayet: 

Zorlu azabımız onlara gelince yakarabildikleri: "Biz gerçekten zulme sapanlardandık" demelerinden baÅŸka olmadı.

 

Araf Suresi, 9. ayet: 

Kimin tartıları hafif kalırsa, bunlar da ayetlerimize zulm edegeldiklerinden dolayı nefislerini hüsrana uÄŸratanlardır.

 

Araf Suresi, 23. ayet: 

Dediler ki: "Rabbimiz, biz nefislerimize zulmettik, eÄŸer bizi bağışlamazsan ve esirgemezsen, gerçekten hüsrana uÄŸrayanlardan olacağız.”

 

Araf Suresi, 41. ayet: 

Onlar için cehennemden yataklar ve üstlerine örtüler vardır. Biz zulme sapanları iÅŸte böyle cezalandırırız.

 

Araf Suresi, 148. ayet: 

(Tura gitmesinin) Ardından Musa'nın kavmi süs eÅŸyalarından böğürmesi olan bir buzağı heykelini (tapılacak ilah) edindiler. Onun kendileriyle konuÅŸmadığını ve onları bir yola da yöneltip-iletmediÄŸini (hidayete erdirmediÄŸini) görmediler mi? Onu (tanrı) edindiler de, zulmedenler oldular.

 

Araf Suresi, 160. ayet: 

Biz onları (Ä°srailoÄŸulları'nı) ayrı ayrı oymaklar olarak on iki topluluk (ümmet) olarak ayırdık. Kavmi kendisinden su istediÄŸinde Musa'ya: "Asan'la taÅŸa vur" diye vahy ettik. Ondan on iki pınar sızıp-fışkırdı; böylece her bir insan- topluluÄŸu su içeceÄŸi yeri öğrenmiÅŸ oldu. Ãœzerlerine bulutla gölge çektik ve onlara kudret helvası ile bıldırcın indirdik. (Sonra da şöyle dedik:) "Size rızık olarak verdiklerimizin temiz olanlarından yiyin." Onlar Bize zulmetmedi, ancak kendi nefislerine zulmediyorlardı.

 

Araf Suresi, 162. ayet: 

Onlardan zulmedenler, sözü kendilerine söylenenden baÅŸka bir ÅŸeyle deÄŸiÅŸtirdiler. Biz de bunun üzerine zulmetmeleri dolayısıyla gökten 'iÄŸrenç bir azap' indirdik.

 

Araf Suresi, 165. ayet: 

Kendilerine hatırlatılanı unuttuklarında ise, Biz de kötülükten sakındıranları kurtardık. Zulmedenleri yaptıkları fısk dolayısıyla pek zorlu bir azap ile yakaladık.

 

Araf Suresi, 177. ayet: 

Ayetlerimizi yalanlayanlar ve yalnızca kendi nefislerine zulmedenlerin örneÄŸi ne kötüdür.

 

Enfal Suresi, 25. ayet: 

Ve sizlerden yalnızca zulmedenlere isabet etmekle kalmayan bir fitneden korkup-sakının. Bilin ki, gerçekten Allah (ceza ile) sonuçlandırması pek ÅŸiddetli olandır.

 

Enfal Suresi, 51. ayet: 

Bu, ellerinizin önceden takdim ettiÄŸi iÅŸler yüzündendir. Yoksa şüphesiz Allah kullara zulmedici deÄŸildir.

 

Enfal Suresi, 54. ayet: 

Firavun ailesinin ve onlardan öncekilerin gidiÅŸ tarzı gibi. Onlar, Rablerinin ayetlerini yalanladılar; Biz de günahları dolayısıyla onları helak ettik. Firavun ordusunu suda boÄŸduk. Onların tümü zulmeden kimselerdi.

 

Tevbe Suresi, 19. ayet: 

Hacılara su dağıtmayı ve Mescid-i Haram'ı onarmayı, Allah'a ve ahiret gününe iman eden ve Allah yolunda cihad edenin (yaptıkları) gibi mi saydınız? (Bunlar) Allah Katında bir olmazlar. Allah zulmeden bir topluluÄŸa hidayet vermez.

 

Tevbe Suresi, 23. ayet: 

Ey iman edenler, eÄŸer imana karşı inkarı sevip-tercih ediyorlarsa, babalarınızı ve kardeÅŸlerinizi veliler edinmeyin. Sizden kim onları veli edinirse, iÅŸte bunlar zulmeden kimselerdir.

 

Tevbe Suresi, 36. ayet: 

Gerçek ÅŸu ki, Allah Katında ayların sayısı, gökleri ve yeri yarattığı günden beri Allah'ın kitabında on ikidir. Bunlardan dördü haram aylardır. Ä°ÅŸte dosdoÄŸru olan hesap (din) budur. Öyleyse bunlarda kendinize zulmetmeyin ve onların sizlerle topluca savaÅŸması gibi siz de müşriklerle topluca savaşın. Ve bilin ki Allah, takva sahipleriyle beraberdir.

 

Tevbe Suresi, 47. ayet: 

Sizinle birlikte çıksalardı, size 'kötülük ve zarardan' baÅŸka bir ÅŸey ilave etmez ve aranıza mutlaka fitne sokmak üzere içinizde çaba yürütürlerdi. İçinizde onlara 'haber taşıyanlar' vardır. Allah, zulmedenleri bilir.

 

Tevbe Suresi, 70. ayet: 

Onlara, kendilerinden öncekilerin; Nuh, Ad, Semud kavminin, Ä°brahim kavminin, Medyen ahalisinin ve yerle bir olan ÅŸehirlerin haberi gelmedi mi? Onlara resulleri apaçık deliller getirmiÅŸlerdi. Demek ki Allah, onlara zulmediyor deÄŸildi, ama onlar kendi nefislerine zulmediyorlardı.

 

Tevbe Suresi, 109. ayet: 

Binasının temelini, Allah korkusu ve hoÅŸnutluÄŸu üzerine kuran kimse mi hayırlıdır, yoksa binasının temelini göçecek bir yarın kenarına kurup onunla birlikte kendisi de cehennem ateÅŸi içine yuvarlanan kimse mi? Allah, zulmeden bir topluluÄŸa hidayet vermez.

 

Yunus Suresi, 13. ayet: 

Andolsun, sizden önceki nesilleri, resulleri kendilerine apaçık deliller getirdiÄŸi halde, zulmettikleri ve iman etmeyecek oldukları için yıkıma uÄŸrattık. Ä°ÅŸte Biz, suçlu-günahkar olan bir topluluÄŸu böyle cezalandırırız.

 

Yunus Suresi, 39. ayet: 

Hayır, onlar ilmini kuÅŸatamadıkları ve kendilerine henüz yorumu gelmemiÅŸ bir ÅŸeyi yalanladılar. Onlardan öncekiler de böyle yalanlamışlardı. Zulmedenlerin nasıl bir sonuca uÄŸradıklarına bir bak.

 

Yunus Suresi, 44. ayet: 

Şüphesiz Allah, insanlara hiçbir ÅŸeyle zulmetmez. Ancak insanlar, kendi nefislerine zulmediyorlar.

 

Yunus Suresi, 47. ayet: 

Her ümmetin bir resulü vardır. Onlara resulleri geldiÄŸi zaman, aralarında adaletle hüküm verilir ve onlar zulme uÄŸratılmazlar.

 

Yunus Suresi, 52. ayet: 

Sonra o zulmetmekte olanlara: "Sürekli azabı tadın" denilecek. Kazandıklarınız dışında, bir baÅŸka ÅŸeyle mi cezalandırılacaktınız?”

 

Yunus Suresi, 54. ayet: 

Zulmeden her nefis, yeryüzündekilerin tümüne sahip olsa bunu (azaba karşılık) mutlaka fidye olarak verirdi. Onlar azabı görünce pişmanlıklarını gizlerler, oysa onlar haksızlığa uğratılmadan aralarında adaletle hükmedilmiştir.

 

Yunus Suresi, 85. ayet: 

Dediler ki: "Biz Allah'a tevekkül ettik; Rabbimiz, bizi zulmeden bir kavim için bir fitne (konusu) kılma.”

 

Yunus Suresi, 106. ayet: 

"Allah'tan baÅŸka, sana yararı da, zararı da olmayan(ilahlar)a tapma. EÄŸer sen (bunun aksini) yapacak olursan, bu durumda gerçekten zulmedenlerden olursun" (diye emrolundum.)

 

Hud Suresi, 18. ayet: 

Allah'a karşı yalan uydurup iftira düzenden daha zalim kimdir? Ä°ÅŸte bunlar, Rablerine sunulacaklar ve ÅŸahidler: "Rablerine karşı yalan söyleyenler bunlardır" diyecekler. Haberiniz olsun; Allah'ın laneti zalimlerin üzerinedir.

 

Hud Suresi, 37. ayet: 

"Bizim gözetimimiz altında ve vahyimizle gemiyi imal et. Zulmedenler konusunda Bana hitapta bulunma. Çünkü onlar suda- boÄŸulacaklardır.”

 

Hud Suresi, 67. ayet: 

zulmedenleri dayanılmaz bir ses sarıverdi de kendi yurtlarında dizüstü çökmüş olarak sabahladılar.

 

Hud Suresi, 94. ayet: 

Emrimiz geldiÄŸi zaman, tarafımızdan bir rahmetle Åžuayb'ı ve O'nunla birlikte iman edenleri kurtardık; o zulmedenleri dayanılmaz bir ses sarıverdi de kendi yurtlarında dizüstü çökmüş olarak sabahladılar.

 

Hud Suresi, 101. ayet: 

Biz onlara zulmetmedik, ancak onlar kendi nefislerine zulmettiler. Böylece Rabbinin emri geldiÄŸi zaman, Allah'ı bırakıp da taptıkları ilahları, onlara hiçbir ÅŸey saÄŸlayamadı, 'helak ve kayıplarını' arttırmaktan baÅŸka bir iÅŸe yaramadı.

 

Hud Suresi, 102. ayet: 

Onlar, zulüm iÅŸlemektelerken, ülkeleri (veya nesilleri) yakaladığı zaman... Rabbinin yakalaması iÅŸte böyledir. Gerçekten O'nun yakalaması pek acı, pek ÅŸiddetlidir.

 

Hud Suresi, 113. ayet: 

Zulmedenlere eğilim göstermeyin, yoksa size ateş dokunur. Sizin Allah'tan başka velileriniz yoktur, sonra yardım göremezsiniz.

 

Hud Suresi, 116. ayet: 

Sizden önceki nesillerden onlardan kurtardığımızdan pek azı dışında yeryüzünde bozgunculuÄŸu önleyecek fazilet sahibi kiÅŸiler bulunmalı deÄŸil miydi? Zulmedenler ise, içinde bulundukları refahın peÅŸine düştüler. Onlar, suçlu-günahkarlardı.

 

Hud Suresi, 117. ayet: 

Halkı, ıslah eden kimseler iken, senin Rabbin o ülkeleri zulüm ile helak edecek deÄŸildi.

 

Yusuf Suresi, 75. ayet: 

Dediler ki: "Bunun cezası, (su tası) yükünde bulunanın kendisidir. Ä°ÅŸte biz zulmedenleri böyle cezalandırırız.”

 

Ä°brahim Suresi, 13. ayet: 

Ä°nkar edenler, resullerine dediler ki: "Muhakkak (ya) sizi kendi toprağımızdan süreceÄŸiz veya dinimize geri döneceksiniz." Böylelikle Rableri kendilerine vahyetti ki: "Şüphesiz Biz, zulmedenleri helak edeceÄŸiz.”

 

Ä°brahim Suresi, 42. ayet: (

Ey Muhammed,) Allah'ı sakın zulmedenlerin yapmakta olduklarından habersiz sanma, onları yalnızca gözlerin dehÅŸetle belireceÄŸi bir güne ertelemektedir.

 

Ä°brahim Suresi, 44. ayet: 

Azabın kendilerine geleceÄŸi gün (ile) insanları uyarıp-korkut ki, (o gün) zulmedenler, şöyle diyecekler: "Bizi yakın bir süreye kadar ertele ki, Senin çaÄŸrına cevap verelim ve elçilere uyalım." Oysa daha önce, kendiniz için hiç zeval yoktur diye and içenler, sizler deÄŸil miydiniz?

 

Ä°brahim Suresi, 45. ayet: 

Siz, kendi nefislerine zulmedenlerin yerleÅŸtikleri yerlerde oturmuÅŸtunuz. Onlara ne yaptığımız size açıklanmıştı ve size örnekler vermiÅŸtik.

 

Nahl Suresi, 33. ayet: (

Küfre sapanlar) Kendilerine meleklerin gelmesinden veya Rabbinin emrinin gelmesinden baÅŸka bir ÅŸey mi gözlüyorlar? Onlardan öncekiler de öyle yapmıştı. Allah onlara zulmetmedi, fakat onlar kendi nefislerine zulmediyorlardı.

 

Nahl Suresi, 41. ayet: 

Zulme uÄŸratıldıktan sonra, Allah yolunda hicret edenleri dünyada şüphesiz güzel bir biçimde yerleÅŸtireceÄŸiz; ahiret karşılığı ise daha büyüktür. BilmiÅŸ olsalardı.

 

Nahl Suresi, 85. ayet: 

zulmedenler, azabı gördüklerinde, onlara ne (azap) hafifletilecek, ne süre tanınacak.

 

Nahl Suresi, 111. ayet: 

O gün, herkes kendi nefsi adına mücadele eder ve herkese yaptığının karşılığı eksiksiz ödenir. Onlar zulme uÄŸratılmazlar.

 

Nahl Suresi, 118. ayet: 

Yahudi olanlara da, bundan önce sana aktardıklarımızı haram kıldık. Biz onlara zulmetmedik, ancak onlar kendi nefislerine zulmediyorlardı.

 

Ä°sra Suresi, 59. ayet: 

Bizi ayet (mucize)ler göndermekten, öncekilerin onu yalanlamasından baÅŸka bir ÅŸey alıkoymadı. Semud'a diÅŸi deveyi görünür olarak gönderdik, fakat onlar bununla (onu boÄŸazlamakla) zulmetmiÅŸ oldular. Oysa Biz ayetleri ancak korkutmak için göndeririz.

 

Ä°sra Suresi, 99. ayet: 

Görmüyorlar mı; gökleri ve yeri yaratan Allah, onların benzerini yaratmaya gücü yeter ve onlar için kendisinde şüphe olmayan bir süre (ecel) kılmıştır. Zulmedenler ise ancak inkarda ayak direttiler.

 

Kehf Suresi, 49. ayet: 

(Önlerine) Kitap konulmuÅŸtur; artık suçlu-günahkarların, onda olanlardan dolayı dehÅŸetle-korkuya kapıldıklarını görürsün. Derler ki: "Eyvahlar bize, bu kitaba ne oluyor ki, küçük büyük bırakmayıp herÅŸeyi sayıp-döküyor?" Yapıp-ettiklerini (önlerinde) hazır bulmuÅŸlardır. Rabbin hiç kimseye zulmetmez.

 

Kehf Suresi, 59. ayet: 

Ä°ÅŸte ülkeler (ve onların halkları), zulmettikleri zaman onları yıkıma uÄŸrattık; ve yıkımları için bir buluÅŸma zamanı tespit ettik.

 

Kehf Suresi, 87. ayet: 

Dedi ki: "Kim zulmederse biz onu azaplandıracağız, sonra Rabbine döndürülür, O da onu görülmemiÅŸ bir azapla azaplandırır.”

 

Meryem Suresi, 60. ayet: 

Ancak tevbe eden, iman eden ve salih amellerde bulunanlar (onların dışındadır); iÅŸte bunlar, cennete girecekler ve hiçbir ÅŸeyle zulme uÄŸratılmayacaklar.

 

Meryem Suresi, 72. ayet: 

Sonra, takva sahiplerini kurtarırız ve zulmedenleri diz üstü çökmüş olarak bırakıveririz.

 

Enbiya Suresi, 3. ayet: 

Onların kalpleri tutkuyla oyalanmadadır. Zulmedenler, gizlice fısıldaÅŸtılar: "Bu sizin benzeriniz olan bir beÅŸer deÄŸil mi? Öyleyse, göz göre göre büyüye mi geleceksiniz?”

 

Enbiya Suresi, 11. ayet: 

Biz, zulmeden ülkelerden nicesini kırıp geçirdik ve bunun ardından bir baÅŸka kavmi meydana getirdik.

 

Enbiya Suresi, 46. ayet: 

Andolsun, onlara Rabbinin azabından 'bir ufak esinti' dokunacak olsa hiç tartışmasız; "Eyvahlar bize, gerçekten bizler zulme sapanlarmışız" diyecekler.

 

Enbiya Suresi, 87. ayet: 

Balık sahibi (Yunus'u da); hani o, kızmış vaziyette gitmiÅŸti ki; bundan dolayı kendisini sıkıntıya düşürmeyeceÄŸimizi sanmıştı. (Balığın karnındaki) Karanlıklar içinde: "Senden baÅŸka Ä°lah yoktur, Sen Yücesin, gerçekten ben zulmedenlerden oldum" diye çaÄŸrıda bulunmuÅŸtu.

 

Hac Suresi, 10. ayet: 

(Ey insan) Bu, senin ellerinin önden takdim ettikleridir. Şüphesiz Allah, kullar için zulmedici deÄŸildir.

 

Hac Suresi, 25. ayet: 

Gerçek ÅŸu ki, inkar edip Allah yolundan ve yerlilerle dışarıdan gelenler için eÅŸit olarak (haram ve kıble) kıldığımız Mescid-i Haram'dan alıkoyanlara, orada zulmederek adaletten ayrılanlara acı bir azap taddırırız.

 

Hac Suresi, 39. ayet: 

Kendilerine zulmedilmesi dolayısıyla, onlara karşı savaÅŸ açılana (mü'minlere, savaÅŸma) izni verildi. Şüphesiz Allah, onlara yardım etmeye güç yetirendir.

 

Hac Suresi, 45. ayet: 

(Halkı) Zulmediyorken yıkıma uÄŸrattığımız nice ülkeler vardır ki, ÅŸimdi onların altları üstlerine gelmiÅŸ ıpıssız durmakta, kullanılamaz durumdaki kuyuları (terk edilmiÅŸ bulunmakta), yüksek sarayları (çın çın ötmektedir).

 

Hac Suresi, 48. ayet: 

Nice ülkeler vardır ki, (halkı) zulmediyorken Ben ona bir süre tanıdım, sonra yakalayıverdim; dönüş yalnızca Banadır.

 

Hac Suresi, 71. ayet: 

Onlar, Allah'ı bırakıp da (Allah'ın) kendisine bir delil indirmediÄŸi ve haklarında (hiçbir) bilgileri olmayan ÅŸeylere tapıyorlar. Zulmedenler için hiçbir yardımcı yoktur.

 

Mü'minun Suresi, 27. ayet: 

Böylelikle Biz ona: "Gözetimimiz altında ve vahyimizle gemi yap. Nitekim Bizim emrimiz gelip de tandır kızışınca, onun içine her (tür hayvandan) ikiÅŸer çift ile, içlerinden aleyhlerine söz geçmiÅŸ (azap gerekmiÅŸ) olanlar dışında olan aileni de alıp koy; zulmedenler konusunda Bana muhatap olma, çünkü onlar boÄŸulacaklardır" diye vahyettik.

 

Mü'minun Suresi, 28. ayet: 

"Böylece sen, beraberinde olanlarla gemiye bindiÄŸinde o zaman de ki: "Bizi o zulmeden kavimden kurtaran Allah'a hamd olsun.”

 

Mü'minun Suresi, 41. ayet: 

Derken, hak (ettikleri cezaya karşılık) olmak üzere, o korkunç çığlık onları yakalayıverdi. Böylece onları bir süprüntü kılıverdik. Zulmeden kavim için yıkım olsun.

 

Mü'minun Suresi, 94. ayet: 

"Rabbim, bu durumda beni zulmeden kavmin içinde bırakma.”

 

Furkan Suresi, 8. ayet: “

Ya da kendisine bir hazinenin bırakılması veya (ürünlerinden) yemekte olduÄŸu bir bahçesi olması (gerekmez miydi)?" Zulmedenler dedi ki: "Siz olsa olsa, ancak büyülenmiÅŸ bir adama uyuyorsunuz.”

 

Furkan Suresi, 19. ayet: 

"Ä°ÅŸte (ilahlarınız) sizin söylediklerinizi yalanladılar; bundan böyle (azabı) ne geri çevirmeye gücünüz yetebilir, ne de bir yardıma. Sizden kim zulmederse, ona büyük bir azap taddırırız.”

 

Furkan Suresi, 37. ayet: 

Nuh'un kavmi de, elçileri yalanlandıklarında onları suda boÄŸduk ve insanlar için bir ayet kıldık. Biz zulmedenlere acıklı bir azap hazırladık.

 

Åžuara Suresi, 10. ayet: 

Hani senin Rabbin, Musa'ya seslenmiÅŸti: "Zulmetmekte olan kavme git;”

 

Åžuara Suresi, 209. ayet: 

(Onlara) Hatırlatma (yapılmıştır); Biz zulmedici deÄŸiliz.

 

Åžuara Suresi, 227. ayet: 

Ancak iman edenler, salih amellerde bulunanlar ve Allah'ı çokça zikredenler ile zulme uÄŸratıldıktan sonra zafer kazananlar (veya öclerini alanlar) baÅŸka. Zulmetmekte olanlar, nasıl bir inkılaba uÄŸrayıp devrileceklerini pek yakında bileceklerdir.

 

Neml Suresi, 11. ayet: 

"Ancak zulmeden baÅŸka; sonra kötülüğün ardından iyiliÄŸe çevirirse, artık şüphesiz Ben, bağışlayanım, esirgeyenim.”

 

Neml Suresi, 44. ayet: 

Ona: "Köşke gir" denildi. Onu görünce derin bir su sandı ve (eteÄŸini çekerek) ayaklarını açtı. (Süleyman:) Dedi ki: "Gerçekte bu, saydam camdan olma düzeltilmiÅŸ bir köşk-zemindir." Dedi ki: "Rabbim, gerçekten ben kendime zulmettim; (artık) ben Süleyman'la birlikte alemlerin Rabbi olan Allah'a teslim oldum.”

 

Neml Suresi, 52. ayet: 

Ä°ÅŸte, zulmetmeleri dolayısıyla enkaza dönüşmüş ıpıssız evleri. Şüphesiz bilen bir kavim için bunda bir ayet vardır.

 

Neml Suresi, 85. ayet: 

Zulmetmelerine karşılık, söz, kendi aleyhlerine gelmiş bulunmaktadır, artık konuşmazlar.

 

Kasas Suresi, 16. ayet: 

Dedi ki: "Rabbim, gerçekten, ben kendi nefsime zulmettim, artık beni bağışla." Böylece (Allah) onu bağışladı. Şüphesiz. O, bağışlayandır, esirgeyendir.

 

Kasas Suresi, 37. ayet: 

Musa dedi ki: "Rabbim, kimin Kendisi'nden bir hidayetle geldiÄŸini ve bu (dünya) yurdun(un) sonucunun kime ait olacağını daha iyi bilir. Gerçekten, zulmedenler, felah bulmazlar.”

 

Kasas Suresi, 40. ayet: 

Bunun üzerine, onu ve askerlerini tutup suya attık. Böylelikle zulmedenlerin nasıl bir sona uÄŸradıklarına bir bak.

 

Kasas Suresi, 50. ayet: 

Buna raÄŸmen sana icabet etmeyecek olurlarsa, artık bil ki, onlar, gerçekten kendi heva (istek ve tutku)larına uymaktadırlar. Oysa Allah'tan bir kılavuz (doÄŸru yol gösterici) olmaksızın, kendi istek ve tutkularına (hevasına) uyandan daha sapık kimdir? Şüphesiz Allah, zulmeden bir kavme hidayet vermez.

 

Kasas Suresi, 59. ayet: 

Senin Rabbin, 'ana yerleÅŸim merkezlerine' onlara ayetlerimizi okuyan bir elçi göndermedikçe ÅŸehirleri yıkıma uÄŸratıcı deÄŸildir. Ve Biz, halkı zulmeden ÅŸehirlerden baÅŸkasını da yıkıma uÄŸratıcı deÄŸiliz.

 

Ankebut Suresi, 14. ayet: 

Andolsun, Biz Nuh'u kendi kavmine (elçi olarak) gönderdik, içlerinde elli yılı eksik olmak üzere bin sene yaÅŸadı. Sonunda onlar zulme devam ederlerken tufan kendilerini yakalayıverdi.

 

Ankebut Suresi, 40. ayet: 

Ä°ÅŸte Biz, onların her birini kendi günahıyla yakalayıverdik. Böylece onlardan kiminin üstüne taÅŸ fırtınası gönderdik, kimini ÅŸiddetli bir çığlık sarıverdi, kimini yerin dibine geçirdik, kimini de suda boÄŸduk. Allah onlara zulmedici deÄŸildi, ancak onlar kendi nefislerine zulmediyorlardı.

 

Ankebut Suresi, 46. ayet: 

İçlerinde zulmedenleri hariç olmak üzere, Kitap Ehliyle en güzel olan bir tarzın dışında mücadele etmeyin. Ve deyin ki: "Bize ve size indirilene iman ettik; bizim Ä°lahımız da, sizin Ä°lahınız da birdir ve biz O'na teslim olmuÅŸuz.”

 

Ankebut Suresi, 49. ayet: 

Hayır, o, kendilerine ilim verilenlerin göğüslerinde apaçık olan ayetlerdir. Zulmedenlerden baÅŸkası, Bizim ayetlerimizi inkar etmez.

 

Rum Suresi, 9. ayet: 

Yeryüzünde gezip dolaÅŸmıyorlar mı? Böylece kendilerinden öncekilerin nasıl bir sona uÄŸradıklarını görsünler. Onlar, güç bakımından kendilerinden daha üstün idiler, toprağı alt-üst etmiÅŸler (ekmiÅŸler, madenler, sular arayıp çıkarmışlar) ve onu, kendilerinin imar ettiÄŸinden daha çok imar etmiÅŸlerdi. Elçileri de, onlara açık delillerle gelmiÅŸti. Demek ki Allah onlara zulmetmiyordu, ancak onlar kendi nefislerine zulmediyorlardı.

 

Rum Suresi, 29. ayet: 

Hayır, zulmedenler, hiçbir bilgiye dayanmaksızın kendi heva (istek ve tutku)larına uymuÅŸlardır. Allah'ın saptırdığını kim hidayete erdirebilir? Onların hiçbir yardımcıları yoktur.

 

Rum Suresi, 57. ayet: 

Artık o gün, zulmedenlerin ne mazeretleri bir yarar saÄŸlayacak, ne (Allah'tan) hoÅŸnutluk dilekleri kabul edilecektir.

 

Lokman Suresi, 11. ayet: 

Bu, Allah'ın yaratmasıdır. Åžu halde, O'nun dışında olanların yarattıklarını Bana gösterin. Hayır, zulmedenler, açıkça bir sapıklık içindedirler.

 

Secde Suresi, 22. ayet: 

Kendisine Rabbinin ayetleri hatırlatıldıktan sonra, yüz çevirenden daha zalim kimdir? Gerçekten Biz, suçlu-günahkarlardan intikam alıcılarız.

 

Sebe Suresi, 19. ayet: 

Onlar ise: "Rabbimiz, seferlerimizin arasını aç (ÅŸehirlerimiz birbirine çok yakındır) dediler ve kendi nefislerine zulmetmiÅŸ oldular. Böylece Biz de onları efsaneler(e konu olan bir halk) kıldık ve onları darmadağın edip dağıttık. Şüphesiz bunda, çok sabreden ve çok şükreden herkes için gerçekten ayetler vardır.

 

Sebe Suresi, 31. ayet: 

Ä°nkar edenler dedi ki: "Biz kesin olarak, ne bu Kur'an'a inanırız, ne ondan önceki (indirile)ne." Sen o zulmedenleri, Rableri huzurunda tutuklanmış olarak görsen; sözü (suçlamaları) birbirlerine karşı evirip-çevirir (birbirlerine yöneltirler). Zaafa uÄŸratılan (müstaz'af)lar, büyüklük taslayanlara derler ki: "EÄŸer sizler olmasaydınız, gerçekten bizler mü'min (kimse)ler olurduk.”

 

Sebe Suresi, 42. ayet: 

Artık bugün, bir kısmınızın bir kısmınıza yarar ve zarar saÄŸlamaya gücü yetmez. Biz de o zulmedenlere deriz ki: "Yalanlamakta olduÄŸunuz ateÅŸin azabını tadın.”

 

Fatır Suresi, 32. ayet: 

Sonra Kitab'ı kullarımızdan seçtiklerimize miras kıldık. Artık onlardan kimi kendi nefsine zulmeder, kimi orta bir yoldadır, kimi de Allah'ın izniyle hayırlarda yarışır öne geçer. Ä°ÅŸte bu, büyük fazlın kendisidir.

 

Fatır Suresi, 40. ayet: 

De ki: "Siz, Allah'ın dışında taptığınız ortaklarınızı gördünüz mü? Bana haber verin; yerden neyi yaratmışlardır? Ya da onların göklerde bir ortaklığı mı var? Yoksa Biz onlara bir kitap vermiÅŸiz de onlar bundan (dolayı) apaçık bir belge üzerinde midirler? Hayır, zulmedenler, birbirlerine aldatmadan baÅŸkasını vadetmiyorlar.

 

Yasin Suresi, 54. ayet: 

Ä°ÅŸte bugün hiç kimseye (hiç)bir ÅŸeyle zulmedilmez ve siz de yaptıklarınızdan baÅŸkasıyla karşılık görmezsiniz.

 

Saffat Suresi, 22. ayet: 

"Zulmedenleri, eÅŸlerini ve taptıklarını biraraya getirip toplayın.”

 

Saffat Suresi, 113. ayet: 

Ona ve Ä°shak'a bereketler verdik. Ä°kisinin soyundan, ihsanda bulunan (muhsin olan) da var, açıkça kendi nefsine zulmeden de.

 

Sad Suresi, 22. ayet: 

Davud'a girdiklerinde, o, onlardan ürkmüştü; dediler ki: "Korkma, iki davacıyız, birimiz diÄŸerimize haksızlıkta bulundu. Åžimdi sen aramızda hak ile hükmet, kararında zulme sapma ve bizi doÄŸru yolun ortasına yöneltip-ilet.”

 

Sad Suresi, 24. ayet: 

(Davud) Dedi ki: "Andolsun senin koyununu, kendi koyunlarına (katmak) istemekle sana zulmetmiÅŸtir. DoÄŸrusu, (emek ve mali güçlerini) birleÅŸtirip katan (ortak)lardan çoÄŸu, birbirlerine karşı tecavüz ederler; ancak iman edip salih amellerde bulunanlar baÅŸka. Onlar da ne kadar azdır." Davud, gerçekten Bizim onu imtihan ettiÄŸimizi sandı, böylece Rabbinden bağışlanma diledi ve rüku ederek yere kapandı ve (Bize gönülden) yönelip-döndü.

 

Zümer Suresi, 51. ayet: 

Böylece, kazandıkları kötülükler(in acı sonucu) onlara isabet etti. Bunlardan zulmetmiÅŸ olanlara da, kazandıkları kötülükler isabet edecektir. Ve onlar (bunu kendilerine uygulamaktan Allah'ı) aciz bırakabilecekler deÄŸildirler.

 

Fussilet Suresi, 46. ayet: 

Kim salih bir amelde bulunursa, kendi lehinedir, kim de kötülük ederse, o da kendi aleyhinedir. Senin Rabbin, kullara zulmedici deÄŸildir.

 

Åžura Suresi, 40. ayet: 

Kötülüğün karşılığı, onun misli (benzeri) olan kötülüktür. Ama kim affeder ve ıslah ederse (dirliÄŸi kurup-saÄŸlarsa) artık onun ecri Allah'a aittir. Gerçekten O, zalimleri sevmez.

 

Åžura Suresi, 41. ayet: 

Kim zulme uÄŸradıktan sonra nusret bulur (hakkını alır)sa, artık onlar için aleyhlerinde bir yol yoktur.

 

Åžura Suresi, 42. ayet: 

Yol, ancak insanlara zulmeden ve yeryüzünde haksız yere 'tecavüz ve haksızlıkta bulunanların' aleyhinedir. Ä°ÅŸte bunlara acıklı bir azap vardır.

 

Zuhruf Suresi, 39. ayet: 

(Bu söylenmeleriniz,) Bugün size kesin olarak bir yarar saÄŸlamaz. Çünkü zulmettiniz. Şüphesiz azapta da ortaksınız.

 

Zuhruf Suresi, 65. ayet: 

Sonra, içlerinden birtakım fırkalar ihtilafa düştü. Artık, acı bir günün azabından vay o zulmetmiÅŸ olanlara.

 

Zuhruf Suresi, 76. ayet: 

Biz onlara zulmetmedik; ancak onların kendileri zalimlerdir.

 

Casiye Suresi, 22. ayet: 

Allah, gökleri ve yeri hak olarak yarattı; öyle ki, her nefis kazandıklarıyla karşılık görsün. Onlara zulmedilmez.

 

Ahkaf Suresi, 12. ayet: 

Bundan önce de, bir rehber (imam) ve bir rahmet olarak Musa'nın kitabı var. Bu da, zulmedenleri uyarmak ve ihsanda bulunanlara bir müjde olmak üzere (kendinden önceki kitapları) doÄŸrulayıcı ve Arapça bir dil ile olan bir Kitap’tır.

 

Ahkaf Suresi, 19. ayet: 

Her biri için yaptıklarınızdan dolayı dereceler vardır; öyle ki amelleri kendilerine eksiksizce ödensin ve onlar zulme de uÄŸratılmazlar.

 

Kaf Suresi, 29. ayet: 

"Huzurumda söz deÄŸiÅŸikliÄŸe uÄŸratılmaz ve Ben kullara zulmedici deÄŸilim.”

 

Zariyat Suresi, 59. ayet: 

Artık gerçekten, zulmedenler için, (geçmiÅŸteki) arkadaÅŸlarının günahlarına benzer bir günah vardır. Åžu halde acele etmesinler.

 

Tur Suresi, 47. ayet: 

Şüphesiz zulmedenlere bundan önce de bir azap vardır; ancak onların çoÄŸu bilmiyorlar.

 

Saff Suresi, 7. ayet: 

Ä°slam'a çaÄŸrıldığı halde, Allah'a karşı yalan uyduranlardan daha zalim kimdir? Allah, zalim bir kavmi hidayete erdirmez.

 

Talak Suresi, 1. ayet: 

Ey Peygamber, kadınları boÅŸadığınız zaman, iddetleri süresinde (temizlendiklerinde) boÅŸayın ve iddeti sayın. Rabbiniz Allah'tan korkun. Onları evlerinden çıkarmayın, onlar da çıkmasınlar; ancak açık 'çirkin bir hayasızlık' göstermeleri durumu baÅŸka. Bunlar Allah'ın sınırlarıdır. Kim Allah'ın sınırlarını çiÄŸnerse, gerçekte o, kendi nefsine zulmetmiÅŸ olur. Sen bilmezsin; olabilir ki Allah, bunun arkasından bir iÅŸ (durum) oluÅŸturur.

 

Cin Suresi, 14. ayet: 

"Ve elbette bizden Müslüman olanlar da var, zulmedenler de. Ä°ÅŸte (Allah'a) teslim olanlar, artık onlar 'gerçeÄŸi ve doÄŸruyu' araÅŸtırıp-bulanlardır.”

 

Cin Suresi, 15. ayet: 

Zulmedenler ise, onlar da cehennem için odun olmuşlardır.

 

Allah mutlak doğruyu söyler.

Vesselam.Muhterem Okur;

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.