Sosyal Medya

Makale

Seçim Sonuçlarını Nasıl Okumalı?

Nihayet seçim bitti.

Ülke ve ümmet açısından korkulan olmadı. Şimdilik istikrar devam ediyor.

Başkanlık Sisteminin ilk olumlu meyvesini gördük:

Eğer önceki parlamenter sistem olsaydı bugün (hiçbir parti mecliste salt çoğunluk sağlayamadığı için) koalisyonu/siyasi kaosu konuşuyor olacaktık.

Belki yasama noktasında patırtılı günler yaşayacağız ama Başkan (Erdoğan) hükümeti tek başına kuracağı için hükümet krizi olmayacak. Bu da ekonomik açıdan, yönetim açısından istikrar sağlayacak.

Seçim öncesi düşüncelerimi ve beklentilerimi bir önceki yazımda belirtmiştim.

Şimdi seçim sonuçlarını parti bazında değerlendirecek olursak;

Erdoğan ve Ak Parti:

Ak Parti, yarısı dolu diğer yarısı boş su bardağı gibi.

Dolu tarafına bakarsak, Erdoğan Başkan oldu, Ak Parti 1. Parti oldu.

Boş olan tarafına baktığımızda; Ak Partinin/Erdoğan’ın %52’den daha fazla bir potansiyeli, kitlesi var. Ak Partiye oy verebilecek olan ama partiye küskün en az %10’luk bir kitle var. Ayrıca mecliste tek başına çoğunluğu kaybetti.

Ak Partiyle/Erdoğan’la ilgili eleştirileri başka bir yazı konusu olmak üzere tehir edelim.

2002’den beri girdiği her seçimi kazanmış bir Ak Parti/Erdoğan var.

Erdoğan, Başbakan ve Cumhurbaşkanı olarak Türkiye’nin en uzun süre görev yapmış kişisi oldu.

Erdoğan’ın vaat ve proje olarak (yuvarlak ve sloganik vaatleri saymıyorum)en kısır dönemini yaşıyor. PKK ve FETÖ olmasa meydanlarda konuşacak bir şeyi kalmayacak.

Erdoğan’ın şahsına oy verenler olduğu gibi ülkenin istikrarı için, geçtiğimiz kritik süreç hatırına oy verenler de az değil.

İç ve dış tehditlerin azaldığı bir dönemde Erdoğan’ın bugünkü hal ve vaatleriyle bu kadar oy alacağını sanmıyorum.

Eğer parlamenter sistem olsaydı; Ak Parti 300’den daha az milletvekili çıkardığı için bugün zafer kutlamalarını değil, kara kara kiminle koalisyon yapabileceğinin veya erken seçime gidip gitmemenin hesaplarını yapıyor olacaktı.

Erdoğan, dün yaptığı balkon konuşmasında “Milletin mesajını aldık, gereğini yapacağız…” diyordu. 3 seçimdir millet mesaj veriyor ama yeterince anlaşıldığından/önemsendiğinden kuşkum var. İnşallah bu sefer gereği yapılır.

Bir notta Hüda Par için:

Erdoğan, kaç seçimdir bu ülkenin/ümmetin maslahatı için kendinden vazgeçip Ak Parti/Erdoğan için çalışan Hüda Par’ı koalisyona dâhil etmemesi bence vefasızlıktı. Hüda Par’ın oyu BBP’den daha mı azdı..?

CHP:

CHP için fazla konuşulacak bir şey yok. Olan buydu, beklenen buydu. Bence Muharrem İnce, beklenenden daha iyi performans ortaya koydu.

Bundan sonra Kılıçdaroğlu için kâbus dolu günler başlayacak. Muharrem İnce CHP Genel Başkanlığı koltuğunun yarısına oturdu bile.

CHP kazanı fokurdamaya başladı, yakın bir zamanda olağanüstü kongre çağrılarını duymaya başlarız sanıyorum.

MHP:

Tam bitti derken %10 barajını geçti ve mecliste kilit konuma geldi.

Ak Parti bundan sonra MHP’nin ağzının içine bakacak. Ama MHP’nin de bundan sonraki varlığı büyük oranda Ak Partiye paralel sürdüreceği tavrı bağlı.

Ak Partililerin büyük çoğunluğu kendilerini MHP’ye minnettar hissediyor. Şahsen ben o kanaatte değilim:

Ak Parti MHP ile ittifak yapmasa ve milliyetçi söylemlerinde daha itidalli davransaydı, en az MHP’den alacağı oylar kadarını Kürtlerden alırdı ve büyük ihtimalle HDP baraj altında kalacağı için 300’den fazla vekil çıkarıp mecliste salt çoğunluğu alırdı.

İyi Parti:

İyi Parti’yi meclise CHP taşıdı ama İyi Parti Ak Partiden daha fazla CHP’nin oylarını çaldı.

Akşener olmasaydı, İnce daha fazla oy alırdı.

İyi Parti, en fazla zararı CHP ve MHP’ye verdi.

Akşener bence yapabileceğini yaptı. İyi Partinin/Akşener’in çapı bu; bundan fazla büyüyemez.

HDP:

Şahsen HDP’nin oylarını %7-8 civarı bekliyordum.

Eğer HDP barajı aştıysa bu onların başarısından çok Ak Partinin yanlış politikasındandır.

Ak Partinin/Erdoğan’ın gereksiz milliyetçi söylemleri, kolluk kuvvetleri içinde bireysel yanlış tutumları engellemek yerine görmezden gelinmesi, Kuzey Irak Kürt Yönetiminin Bağımsızlık referandumu kararına karşı kullanılan kırıcı dil ve tehditler, biten HDP’yi tekrar yarış kulvarına sokmuş oldu.

PKK bittiğinde ve gücü zayıfladığında HDP’nin kendi içinde daha sivil ve barışçı bir yol ayırımına gideceğini düşünüyorum. Bu açıdan mecliste olmalarını da bir fırsat görüyorum.

Saadet Partisi:

Oğuzhan Asiltürk’ün perde arkasında direksiyonu tutma inadı ve Erdoğan’a olan öfke, Saadet Partisini/Milli Görüşü bitirdi.

CHP ile ittifak tam bir siyasi basiretsizlikti; kendini, misyonunu inkârdı.

3 milletvekili için değdi mi?

Eğer kendi asli vizyonunu ve misyonunu kaybetmese, tutarlı ve mantıklı muhalefet yapsa bugün %10 barajını geçmiş olacaktı. Muhalefet gücü CHP’den çok fazla olacaktı. Ak Partiyi daha sorumlu bir politika izlemeye zorlayacaktı.

Bence seçimin kaybedeni SP oldu.

Sonuç:

Kritik bir dönemeçten geçen Türkiye açısından güzel bir sonuç çıktı ortaya.

Erdoğan seçilmeseydi kaos kaçınılmazdı.

Ak Parti, seçimi farklı kazansaydı bence zafer sarhoşluğuyla kendini bitirirdi. Yaptıkları yanlışları doğru görüp yanlışlarında ısrar ederdi.

Ak Parti (ne kadar hak ettikleri tartışılır) sadece Türkiye’nin değil Afrika’dan Uzak Asya’ya kadar tüm ümmetin umudu haline geldi.

Ak Partililer bunun sorumluluğunun ne kadar farkındalar bilmiyorum.

Erdoğan’ın tekrar kazanmasından dolayı Ümmet Coğrafyasında bayram var.

Bu Ümmetin umudunun hatırına Ak Partiye sahip çıkmak, uyarmak, nasihat etmek zorundayız.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.