Sosyal Medya

Makale

Birbirinden beter iki ihtimal

Cumhuriyet Halk Partisi’nin cumhurbaÅŸkanı adayı Muharrem Ä°nce, AK Parti hükümetini, 17-25 Aralık 2013’ten iki sene sonra FETÖ okullarına 114 milyon lira vermekle suçluyor…

Saadet Partisi’nin cumhurbaÅŸkanı adayı Temel KaramollaoÄŸlu, AK Parti hükümetinin 15 Temmuz kalkışması ile yeterince mücadele edemediÄŸini ileri sürüyor…

Ne güzel.

Demek ki Ä°nce ve KaramollaoÄŸlu, dolayısıyla CHP ve SP, FETÖ’yle daha titiz ve etkili bir mücadeleyi öngörüyor.

Bunu tam olarak nasıl yapacaklarını öğrenmek için büyük bir heyecanla seçim beyannamelerini okuyoruz.

Okuyoruz, okuyoruz, okuyoruz…

Bir şey bulamıyoruz.

FETÖ’yle mücadelede kurunun yanında yaşı da yakan AK Parti hükümetinin o yöndeki hatalarını düzeltmeye dair ÅŸeyler bulabiliyoruz, ama yaşı korurken kuruyu yakmanın gereÄŸine dair bir ÅŸey bulamıyoruz.

İYİ Parti de bu konuda hiç ümit vaat etmiyor.

Dengeli bir tavır sergilemek çok mu zor bu konuda?

Aslında hiç zor değil.

Gayet basit.

Şöyle diyebilirler mesela:

“Bu darbe giriÅŸimini örgütleyenler, buna iradi olarak katılanlar ve bu darbe giriÅŸimine lojistik destek saÄŸlayanlar en ÅŸiddetli ÅŸekilde cezalandırılmalı, ancak bu puslu havadan istifade ederek kendi bireysel ve siyasal hesaplarını görmek amacıyla baÅŸka tasfiye hareketlerine yönelebilecek art niyetli kiÅŸilere ve odaklara karşı da azami hassasiyet gösterilmelidir. Suçların ÅŸahsiliÄŸi ilkesi, bu yargılamaları rotasından saptırarak maÄŸduriyet psikolojisi oluÅŸturmak isteyebilecek kripto darbecilerin oyunlarını bozacak yegane panzehirdir. Hataya düşülmesini engelleyebilecek ikinci ilke de yurt çapındaki adli kurumlarımızın aynı kriterlerle yargıda bulunmalarını saÄŸlayacak bir açıklıkta suç ve suçlunun tanımının berraklaÅŸtırılmasıdır. Bu noktadaki muÄŸlaklık, yargı objektifliÄŸini zedeleyerek baÅŸka öznel hesapların etkili olmasına ve birçok maÄŸduriyetin yaÅŸanmasına yol açabilir.”

Şunları da ekleyebilirler:

“Bütün bu tasniflerde hukuki açıdan tanımlanabilir, deÄŸerlendirilebilir ve ölçülebilir kriterler konmalıdır. (FETÖ’ye) Mensubiyet ÅŸartları, bunun için kabul edilen kriterler ve bunların geçerli addedildiÄŸi tarih aralıkları net olarak ve kamu tarafından bilinir ÅŸekilde tanımlanmalıdır. Örgütün hukuki açıdan kriminal bir yapı olarak tanımlandığı süreç öncesinde ilgili okula çocuÄŸunu verme, ÅŸirketlere katılım ya da para yatırma gibi iÅŸlemlere yapılacak cezalandırmalar devlete olan güveni sarsar ve bireyleri bugün meÅŸru olarak faaliyet gösteren ÅŸirket, banka, sendika ve özel okulların da ileride böyle tanımlanabileceÄŸi tereddüdüyle sosyal ve ekonomik hayatın iÅŸleyiÅŸini zayıflatır. Ayrıca bu konuda farklı kiÅŸilere farklı kriterler uygulanması da yapılmakta olan mücadeleye zarar verir.”

Konuyu şöyle bağlayabilirler:

“Ergenekon ve Balyoz davalarının sulandırılarak nasıl rotadan çıkarıldığı, masum birçok insanın bu yolla hayatının nasıl karartıldığı ve nihayetinde yargı süreçlerinin güven erozyonuna uğraması dolayısıyla asıl sorumluların hesap vermekten kurtuldukları unutulmamalıdır. Bu hastalıklı yapının yargı süreçlerini tahrif etmesi nedeniyle milletimiz 28 Şubat, Ergenekon ve Balyoz davalarındaki darbeciler ile maalesef yüzleşememiştir. 15 Temmuz darbe giriÅŸimini gerçekleştiren hainlerin mutlak surette hak ettikleri cezayı almalarının garantisi, bu sürecin mağduriyetlerle sulandırılmaması olacaktır.”

Alıntılar, Ahmet DavutoÄŸlu’nun geçen sene Ocak ayında 15 Temmuz Darbe GiriÅŸimi’ni araÅŸtıran Meclis Komisyonunun sorularına verdiÄŸi cevaplardan.

Bunlardan kopya çekselerdi bari.

***

CHP, SP ve Ä°YÄ° Parti, adeta ‘prensip olarak’, FETÖ meselesini sadece AK Parti’ye yüklenmenin bir enstrümanı olarak kullanıyor.

FETÖ’nün kendisiyle esaslı bir dertleri yok gibi.

Veya FETÖ’den çekiniyorlar.

Birbirinden beter iki ihtimal.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.