Makale
Allah'ın adı ile...
Tüm zamanların kadim sorusu…
Biz kimiz, neyiz?
Ne adına yaşıyoruz?
Kimi temsil ediyoruz?
Aidiyetimiz kime, mensubiyetimiz nereye?
Adımız, ahdimiz, adımlarımız, arayışlarımız kime yönelik?
Yaşamın anlamı ve amacı nedir?
Bu ve benzeri soruların altından insanoğlu tek başına kalkamaz… Sırların sırrına ermek için O’na muhtacız…
Sebeplerin ardındaki sebebi, her şeyin üstündeki müsebbibi arıyorsanız, ARİFsiniz demektir… Arif kişi odur ki, ektiği tohumdan ne çıkacağını bilir… Attığı adımın nereye varacağının farkındadır… Çektiği çilenin neye bedel düştüğünün bilincindir…
Aklın gözünü vahyin güneşine açık tutuyorsanız AKİLsiniz… Kelimeler kalbinde hikmetler taşır, bu hikmetin kıvılcımı idrakinizde tecelli ediyorsa akilsiniz…O durumda şüphelerle savaşın üstesinden gelebilirsiniz… Çünkü akil adam, kâmil adamdır…
Evreni O’nun adı ile okuyorsanız, âlemin kaygısını yüreğinizde taşıyorsanız, yaşamın anlam ve amacına O’na bağlıyorsanızÂLİMsiniz… Sultanların kapısından, ağniyanın sofrasından beri iseniz elbette ulema-i amilin sizsiniz…
Adi arzuların egemenliğine başkaldırdıysanız, içgüdülerin baskısı karşısında aciz değilseniz ALİ olan sizsiniz…
Asaleti, azameti, necabeti; kanda, nesebde, soyda, soylulukta, kavmiyet ve milliyette değil de, tevhid ve takvada arıyorsanız ASİL siniz… Burnunuz Kaf dağında değil kendi halinizde iseniz, tevazu gömleğinizle tanınıyorsanız bundan âli asalet mi olur?
İzzeti uzaklarda değil, O’nun katında arıyorsanız AZİZ olan sizsiniz… Batıl ile aziz olmak isteyenin rezil olacağını bilirsiniz… Elbette günahın kendisini kirletmediği her kişi azizdir… Kuşkusuz Allah’ın emrini aziz edeni Allah’ta onu aziz eder…
Bedeli ödenmemiş ödünç özgürlüklerle değil… Ruhunuzu tutsak kılan prangaları, zihninizi bloke eden zincirleri, yüreğinizi burkan bukağıları kırabilmişseniz ATİK (özgür) siniz…
Allah ile barışık, her dem O’na bağımlı, O’nunla birlikte olmanın itminan ve ikanına erdi iseniz AKİF siniz…
Kuvve-i şeheviyenin kışkırtıcı salvolarına karşı, itidalde iffeti bulduysanız AFİF siniz… Yüzünüz karşı cinse değil, kapıya dönükse, gömleğiniz arkadan yırtıksa elbette afifsiniz… Zindanı zinaya tercih etmişseniz, erdemde zirveye yürüyorsunuz, demektir… Töhmetten uzak, iffete müştaksınız…
Bir tek kişiye yapılan haksızlığı, bütün bir topluma yapılmış bir tehdit olarak görüyorsanız ADİLsiniz… Evet, size haksızlık yapana bile hiçbir şekilde haksızlık yapmıyorsanız adilsiniz, demektir… Biliyorum; iyi olmak kolaydır, zor olan adil olmaktır…
Vazgeçilmez değerler için kendinizden bile vazgeçmişseniz dava derdi ile adanmış bir ÂŞIKsınız…
Kullara kulluğun açmazlarını aşıp, kulluğu sadece O’na has kılmışsanız ABİDsiniz…
Kuru bir inanç, boş bir temenniden öte, sahih bir imanla hayatın her anına ve alanına salih ameller yüklüyorsanız AMİL olan sizsiniz…
Karanlıkta savaşta hala kararlı iseniz, çizgi-çıkar çatışmasında tercihiniz insanlık onuru ve özgürlüğü ise AYDINsınız…
Yeryüzünün tüm çekim gücüne rağmen hala çamurlaşmamışsanız, demek ki hamuru temiz, mayası sağlam ÂDEMsiniz… Her türlü adi duruşa ve deni duruma muhalifseniz, halife olma potansiyelini yitirmeyen âdemsiniz…
İradeniz sağlam, iddialarınız tutarlı, idealiniz diri ve duru ise siz adam gibi ADAMsınız… Davanın izzetini, mümin olmanın heybetini, zor zamanlarda taşıyorsanız; biliniz ki siz, sıradan değil sahiden adamsınız… Nasıl adam olunurun adresisiniz…
Tercihiniz takva ve ukba ise kim sizi tutabilir? Özgürlük iklimine kanat çırpan AZADsınız…
Doğumla ölüm arasında, gecenin karanlığında, seherin sessizliğinde, bir şafak aydınlığında, zamanın tüm kıvrımlarında, dört mevsim, yedi iklimde “Ancak sana kulluk ederiz ve ancak senden yardım dileriz” kararında ve kıvamında iseniz kuşkusuz, siz ABDULLAHsınız…
Evet, siz “And olsun ki, varlığım O’nun adına armağan olsun.” diyebilenlerdensiniz… Ahdinizin arkasında duruyorsunuz…
İşte Allah adamı olmanın yolu; arif, akil, alim, ali, asil, aziz, atik, akif, afif, adil, aşık, abid, amil, aydın, adem, azad ve abdullah olmaktan geçiyor…
Ne mutlu size!
Şimdi selam size!
Nasibiniz Selam Yurdu olsun!
Henüz yorum yapılmamış.