Makale
31 Mart Vakası; Osmanlı Aydın/Bürokratlarının Siyaset Güreşi
31 Mart Vakası yakın tarihimizdeki önemli meÅŸum siyasal olaylardan birisidir. Rumi takvime göre 31 Mart 1325 tarihinde baÅŸlayan olaylar silsilesi “31 Mart Vakası” olarak kavramsallaÅŸtırılmıştır. Miladi takvime göre Rumi 31 Mart 1325 tarihi, 13 Nisan 1909 tarihine karşılık gelmektedir. 31 Mart Vakası, nedenleri ve sonuçları itibarıyla ideolojik yaklaşımların gölgesinde hakkıyla tartışılamamıştır. 31 Mart Vakası Türkiye siyasi tarihi açısından önemli bir olaydır. Bu kısıtlı yazıda olaylar bütün bir serencamı ile anlatılmayacaktır elbette. Dikkat çekilecek noktalar; olaylara neden olan olgular ile olaylara açık bir ÅŸekilde taraf olanlardan daha çok, örtük/gizli taraflar ile bu tarafların giriÅŸmiÅŸ oldukları siyaset güreÅŸinin toplumsal alanda açmış olduÄŸu derin yara ve travmalardır.
Ä°ttihat ve Terakki Cemiyetinin (Ä°TC) etkin muhalefeti 23 Temmuz 1908 tarihinde baÅŸarıya ulaÅŸmış, II. MeÅŸrutiyet ilan edilerek anayasal parlamenter düzene geçilmiÅŸtir. III. Selim ile baÅŸlayan ıslahat hareketleri II. Mahmud ile yaygın reformlarla devam etmiÅŸ, Tanzimat dönemi ile birlikte modernleÅŸme hareketlerine dönüşmüştür. Osmanlı Devletinin modern bir devlete dönüşme çabaları dolaysız olarak bir üst yapı dönüşümüdür. DeÄŸiÅŸim ve dönüşümün aktif yürütücüsü devlet olunca deÄŸiÅŸim ve dönüşüm iradesi üstten alta doÄŸru cebri bir seyir izlemiÅŸtir. Bir “devlet iÅŸi” olan dönüşümün aktif yürütücü öznesi ise devlet aygıtını oluÅŸturan sivil ve askeri bürokrasidir Ä°TC böylesi bir deÄŸiÅŸim ve dönüşümün ürünüdür.
Türkiye’de siyaset yapma biçiminin ana yönelimi; izzet ve ikbalin biricik kaynağı devlet katını etkilemek ve nihayetinde onu ele geçirmek olduÄŸu için devlet aygıtını oluÅŸturan bürokrasi unsurları aralarında sürekli olarak çatışmışlardır. Tanzimat dönemindeki yüksek bürokrasi diktasına bir tepki olarak alt ve orta sınıf bürokratlar tarafından kurulan “Yeni Osmanlılar Grubu” süreç içerisinde Ä°TC’ne dönüşmüş, toplumsal muhalefeti temsil yeteneÄŸini de kazanan Ä°TC bu çatışmadan baÅŸarı ile çıkarak iktidara el koymuÅŸtur.
Herhangi bir devlet tecrübesi olmayan Ä°TC kadroları kurdurduÄŸu hükümetlere girmemiÅŸ ancak dışarıdan müdahil olmuÅŸtur. Güdümlü hükümetlerin icra açısından baÅŸarısızlıkları ve Osmanlı Meclisindeki etkin muhalefete karşı koyamamaları nedeniyle oluÅŸan hükümet krizleri iktidara geçiÅŸi daha yeni olmasına raÄŸmen halk nezdinde Ä°TC’ne karşı bir güvensizliÄŸin oluÅŸmasına neden olmuÅŸtur.
Fransız Burjuva Devriminden etkilenen Ä°TC, bu devrimin Jakoben tavrını keÅŸfetmekte gecikmeyecektir. Fransız Devriminde olduÄŸu gibi kendisini “Yeni Rejim”, II. Abdülhamid’in temsiliyetindeki rejimi de “Eski Rejim” olarak ilan eden Ä°TC, Fransız Burjuva Devriminin Jakoben tavrı olan Yeni Rejimi koruma ve kollama adına iktidarını siyasal ÅŸiddet kullanarak pekiÅŸtirme faaliyetlerine giriÅŸmiÅŸtir. 31 Mart Vakası bu pekiÅŸtirme faaliyetlerine uygun bir zemin hazırlamıştır.
31 Mart Vakası “Din elden gidiyor!” ana temasının merkezinde alaylı askerlerin baÅŸrolde olduÄŸu organize olmayan halk ayaklanması süsü verilen meÅŸum bir harekettir. 31 Mart Vakası elbet Ä°TC’nin bir tertibi deÄŸildir ama Ä°TC bu hareketi mahir bir ÅŸekilde kullanmıştır. 31 Mart sürecine nasıl gelindi? 31 Mart Vakasının arka planı nedir?
1- Osmanlı Devleti bürokrasisinin sacayağı olan Askeriye, Ä°lmiye ve Mülkiye aşırı bir ÅŸekilde siyasallaÅŸmıştı ve bu siyasallaÅŸmanın nedeni bizatihi Ä°TC’nin kendi siyasallığıdır. Ä°TC iktidarı ile birlikte özellikle askeriye içinde siyaset yapmak yasaklanmışsa da Ä°TC böylesi bir geleneÄŸin temsilcisi konumunda olduÄŸu için askere siyaset yapma yasağını yürütmekte baÅŸarılı olamamıştır. Kaldı ki 31 Mart Vakasında zinde bir güç olarak kendisini gösteren “Hareket Ordusu,” Ä°TC’nin neredeyse özel ordusu olarak algılanmıştır.
2- Ä°TC iktidarı ile birlikte devlet görevlerinden el çektirilen, tenzili rütbe ile görev yerleri deÄŸiÅŸtirilen, memurluktan çıkarılan yüzlerce alt, orta ve yüksek sınıftan bürokrat el altından veya açıkça Ä°TC aleyhine faaliyet göstermiÅŸlerdir. Bu faaliyetlerin en etkili ve can alıcı noktasını ise din merkezli söylemler oluÅŸturmuÅŸtur. Ä°TC mensuplarının Müslüman olmadıkları, Ä°slam Dinine düşman oldukları ve Åžeriatı ilga edecekleri propagandaları Ä°TC tarafından itibarsızlaÅŸtırılan bu bürokratlar tarafından yapılmıştır. Osmanlının aydın kesimini oluÅŸturan bürokrasi sınıfı daima siyasal kavgalarına halkı ortak etmeye çalışarak kendi siyasal haklılık ve meÅŸruluklarını saÄŸlamaya çalışmışlardır. Türkiye’nin bölünmüş bir toplumsallığa sahip oluÅŸunun ana nedenlerinden birisi iÅŸte bu aydın/bürokrat sınıfının siyasal faaliyetlerine halk nezdinde bir zemin arayışı çabalarının patolojik üretimleridir.
3- Ä°TC’nin iktidarı ile birlikte devlet katından beslenen yeni ekonomik örüntüler eskilerin elbet tepkisini çekmiÅŸtir. Ä°TC’nin “milli ekonomi” söylemi doÄŸrultusunda oluÅŸturmaya çalıştığı “Türk Burjuvası” yeni bir vurguncu tipolojisinin ortaya çıkmasına neden olmuÅŸtur. En büyük satın alıcı konumundaki devletten menfaatleri kesilen eskiler 31 Mart Vakası yangınına kara propagandaları ile odun taşımışlardır. Ä°TC’nin Türk burjuva sınıfı oluÅŸturma gayretleri salt ekonomik örüntüler ile açıklanamaz. Ä°TC kendince Fransız Burjuva Devriminin bir benzerini yaptığını iddia ediyordu ama bu devrimin burjuvası yoktu.
4- II. Abdülhamid döneminde sürgünde olanlar geri dönmüşler ve siyaset yapmaya devam etmek istemiÅŸlerdir. Ä°TC bu ÅŸahısların çoÄŸuna kapılarını kapatmıştır. DiÄŸer taraftan başından beri Ä°TC içerisinde olup da Ä°TC’nin iktidarı ile birlikte artık kendisine yer bulamayanlar Ä°TC’ne küsmüşler ve mühim bir küskünler topluluÄŸu oluÅŸmuÅŸtur. Hem Ä°TC siyasi saflarına giremeyen eski rejim muhalifleri hem de Ä°TC’nin küskünleri Ä°TC aleyhine muhalefet yapmışlardır. 31 Mart Vakasının arka planında bu nitelikteki siyasilerin büyük etkisi vardır.
5- 31 Mart Vakasında baÅŸrolü oynayan askerleri ayaklanmaya sevk eden saikler nelerdi? Mecburi askerlik sürelerini tamamlamış olmalarına raÄŸmen terhis edilmeyen erlerin tepkisi üst seviyedeydi. Ä°TC iktidarı ile birlikte deÄŸiÅŸen ordu nizamnamesi oldukça ağır askeri talimleri öngörmekteydi. Bir türlü terhis edilmeyen erat üstüne üstlük bu ağır talimlerden oldukça ÅŸikâyetçiydi. Subaylar arasındaki mektepli-alaylı çekiÅŸmesi ordu içinde öteden beri temel bir çatışma alanını oluÅŸturmaktaydı. Ä°TC’nin alaylı subayları tasfiye ederek yerine mektepli subayları yerleÅŸtirme gayretleri alaylı subaylar arasında mektepli subaylara karşı husumet ve nefreti katmerli olarak arttırmıştır. DiÄŸer taraftan II. Abdülhamid’in iktidarı döneminde saray muhafız gücünü oluÅŸturan Türk etnik unsurlarından oluÅŸmayan askerler ile diÄŸer askerler arasında etnik husumet de mevcuttu. 31 Mart Vakasında ayaklanmaya katılan askerlerin kahır ekseriyetinin Arnavut, Çerkez ve Arap etnik unsurlardan oluÅŸması tesadüfi deÄŸildir. Kaldı ki Ä°TC’nin Türk milliyetçiliÄŸi eÄŸilimleri bilinen bir gerçektir.
6- Devletin aktif yürütücülüğünü yapmış olduÄŸu sürekli ve cebri deÄŸiÅŸim ve dönüşüm çabaları halk kesiminde her zaman için belirli bir direncin oluÅŸmasına neden olmuÅŸtur. Ä°TC’nin sosyal mühendisliÄŸe varabilecek hızlı ve ÅŸiddetli deÄŸiÅŸim ve dönüşüm baskısı bu tepkiyi iyice açığa çıkarmıştır. Devlet neredeyse bir yüzyıldır kendisine sürekli bir yön tayin etmeye çalışıyor ama hayat bir türlü olaÄŸan akışına girmiyordu. Önemlisi Ä°TC’nin güçlü bir ordu kurma isteÄŸi uzun yıllardır yıpratıcı savaÅŸlarla bitap düşmüş halkı tedirgin ediyordu. Silahaltındakiler terhis edilmediÄŸi gibi yeni askere alma söylentileri halktaki tedirginliÄŸi tepkiye dönüştürüyordu.
31 Mart Vakası süreci muhaliflerin Ä°TC’ni köşeye çıkıştırarak iktidardan alaÅŸağı etme çabalarının sokaÄŸa yansımasıdır. 31 Mart Vakasında sayısız cinayetler iÅŸlenmiÅŸtir. Ä°TC Hareket Ordusunu kullanarak ayaklanmayı çok kanlı bir biçimde bastırmıştır. Bu baÄŸlamda 31 Mart Vakasının sonuçları nelerdir?
1- İTC özgürlükçü söyleminden vazgeçerek iktidar tahkimini baskıcı bir mahiyete taşıma zeminine ve meşruluğuna kavuşmuştur. 31 Mart Vakasından sonra İTC siyasal şiddet dozunu arttırmış, meclis, hükümet ve parti organları baypas edilerek en hayati kararlar parti oligarşisi katında alınmıştır.
2- Ä°TC II. Abdülhamid’in muhalefeti merkezileÅŸtirerek tekrar etkin bir güç olarak geri döneceÄŸinden korkmuÅŸ ve 31 Mart Vakasını bahane ederek II. Abdülhamid’i padiÅŸahlıktan indirerek “hal” etmiÅŸtir.
3- Ä°ktidar tahkimi ve muhalefet unsurlarına karşı önemli bir baskı unsuru olarak “irtica sopası” keÅŸfedilmiÅŸ ve oldukça kullanışlı bir araç olarak siyasal hayatımızda baÅŸköşedeki yerini almıştır.
4- 31 Mart Vakasında güya İslam Dinini ve Şeriatı temsil ettiğini iddia eden şaibeli şahısların büründükleri çarpık tipolojiler, Müslümanların siyasallığının karikatürize edilmesine yol açmıştır. Önemlisi ayaklanmada başrol oynayan bu çarpık tipolojilerin alenen işledikleri vahşi cinayetler seküler ve laik yaklaşımlara bir haklılık ve meşruiyet zemini oluşturmuştur.
31 Mart Vakası yakın tarihinizde vuku bulmuş meşum siyasi bir olaydır. Hülasa 31 Mart Vakası Osmanlı aydın/bürokratlarının aşırı şekilde siyasallaştırılmış bir zeminde haklılıklarını ve meşruluklarını halktan devşirmeye çalışarak girişmiş oldukları kanlı siyasal bir güreştir. Vesselam.
Henüz yorum yapılmamış.