Sosyal Medya

Makale

Durum ve DuruÅŸ

Modern zamanların ilişki ağı insanı ele veriyor. İnsanın ilişkileri, o insanın hangi dünya görüşünü benimsediğinin ifadesidir.

Ä°liÅŸkilerin kiÅŸinin ÅŸahsiyeti, hayatı ve ahireti üzerindeki etkilerini kim küçümseyebilir? Tüm iliÅŸkiler bu anlamda önemlidir… Ä°nsan, toplum, evren, eÅŸya, eÅŸ, aile, sistem, sermaye, Allah, ahiret, yani akla gelebilecek herkes ve her ÅŸey…

Doğal olarak önce şunu sormak gerekiyor: İlişkileri belirleyen değerler mi, çıkarlar mı?

SeçtiÄŸimiz iliÅŸki biçimi, zamanla çizgimizi seçilemez kılıyorsa orada sorun var demektir…

Aslında her türlü iliÅŸki aynı zamanda sorumluluk demektir… Bu bakımdan kontrollü, ilkeli, tutarlı bir iliÅŸki biçimi zorunluluk arzediyor… Çünkü her ÅŸey imtihan kapsamında seyrediyor…

Modern bireyin özgürlük açılımı artık deÄŸerlerden azade olmak anlamına geliyor… Kayıt kural tanımayan, sınır ölçü takmayan insan, dur durak bilmiyor… Geriye gri bir hayat, flu bir dünya kalıyor… Bir insan, nerede duracağını bilmiyorsa, o insandan korkulur…

Ä°ÅŸte önemli olan, Allah’ın dur dediÄŸi yerde durmaktır… Bu duruÅŸu sürdürecek iradeye sahip olmaktır… Bu baÄŸlamda tüm iliÅŸkilerimizi Allah’a onaylatmamız gerekiyor, çünkü biz O’ndan bağımsız yaÅŸayamayız… Åžu an sürdürmekte olduÄŸumuz iliÅŸkiler ağı bizi O’ndan uzaklaÅŸtırıyor mu, yoksa O’na yakınlaÅŸtırıyor mu? Åžunu diyebiliyor muyuz: Bizi O’ndan ırak kılacak tüm yakınlıklar ve yaklaşımlar bizden uzak olsun! Yoksa “çağın gereklilikleridir” diyerek sınırları zorluyor muyuz?

Nice zamandır ortak mücadele zeminlerinden kopan, cemaat ruhundan uzaklaÅŸan insanlarımız iliÅŸkilerinde daha pervasız, duyarsız ve ilkesiz… ÇoÄŸunlukla ilgi, sevgi, saygı, sevda, kavga, tercih, itaat, irtibat ve iliÅŸkiler; istikamet ve itidal ekseninde deÄŸil menfaat ve maslahat baÄŸlamında gerçekleÅŸiyor… Bu durum dünyevileÅŸen, bireyselleÅŸen ve bencilleÅŸen insanın serencamıdır… Kabaran iÅŸtah, yükselen tamah, her ÅŸeyi mübah görüyor… “Hamd”i ve “şükr”ü kalmayan insan sarhoÅŸ, şımarık ve ÅŸaÅŸkın… Hazlar konuÅŸunca, heva ilahlaşınca insan da haddini bilmez oldu…

“Her ÅŸeyin iyisine Müslümanlar layıktır” absürtlüğü kiÅŸilik deformasyonlarına hız katıyor…

Bugün tanınmaz hale gelen insanımızın kalkış noktası neydi?

Neden, “bu, o mu?” ÅŸaÅŸkınlığını tekrar tekrar yaşıyoruz?

Gaflet ve kasvet bir günde oluÅŸmuyor… Duyarlılıklar birden körelmiyor… Bilinç aniden bulanmıyor… “Süreç içerisinde nereye sürükleniyoruz?” sorusunu sürekli sormalıyız…

Evet, bir sürükleniÅŸ ve tükeniÅŸ tehdidi altındayız… Bu tehdit çerçevesinde iliÅŸkilerimizi gözden geçirmemiz gerekiyor… Bu iliÅŸkilerden sadece üçüne dikkat çekmek istiyorum:

Müslüman-sistem iliÅŸkisi…

Müslüman-para iliÅŸkisi…

Kadın-erkek iliÅŸkisi…

Sistem, para, kadın, daha doğrusu karşı cins üçgeninde nereye sürükleniyoruz? Bu üçgenin çekim gücü karşısında kendimiz kalabilecek miyiz?

Sistem ile olan iliÅŸkilerde oportünizm,

Para ile olan iliÅŸkilerde pragmatizm,

Karşı cinsle olan iliÅŸkilerde hedonizm belirleyici ise yozlaÅŸma baÅŸladı demektir… Bugün kapital, kariyer, konfor, kâr, kazanç, kalkınma, karizma kavgası verirken kaybolan kuÅŸaklarla karşı karşıyayız… Netameli alanlar, muhataralı bir gidiÅŸat bizi bekliyor…

Bir tehdide dikkat çekerken amacımız, bu üçgeni öcüleÅŸtirmek deÄŸildir… “Sakın dokunma, cızz, yakıverir!” Bu da çözüm deÄŸildir… Zira “zinhar yaklaÅŸma” tavrı, bazen daha çok merak uyandırıyor…

Bizim sistem eleÅŸtirimiz sloganik ve içi kof bir karşıtlık deÄŸildir… DeÄŸer merkezli tevhidi bir duruÅŸtur…

Salt bir para karşıtlığı değil, imtihan şuuru, emanet bilinci ile amacına uygun davranmaktır.

Kadın karşıtlığı deÄŸil, ona saygılı ve mesafeli bir bakıştır…

Bu durum bir tevhid, takva, tenezzül ve tevazu konusudur…

Sisteme bakışımız ve kurumları ile iliÅŸkimiz, ilkeli ve dengeli olmak zorundadır… Bizi asli karakterimizden uzaklaÅŸtıracak, sisteme eklemleyecek iliÅŸki biçimlerinden beri olmalıyız… Toplumun ve sistemin münzevisi olmamız gerekmediÄŸi gibi sistem ve toplum içinde erimemiz de gerekmiyor… Ä°slami kimliÄŸimizle var olabilmeli, deÄŸerlerimizi her yere taşıyabilmeliyiz… Sistem içi yıpratıcı ve dönüştürücü iliÅŸki türlerini küçümseyemeyiz… Bu sistem sabıkalı ve özü itibarı ile bize yabancıdır. Bunu bilerek hareket etmeliyiz…

Muhalif duruÅŸumuz, müteal bakışımız, mutedil çizgimiz, bizi güçlü ve farklı kılacaktır…

Sultanların kapısı, zenginlerin sofrası çok da tasvip edilecek yerler deÄŸildir…

Devletlü zevatla akçeli iliÅŸkilerin ikbali yoktur… Ä°lkesiz iktidar iliÅŸkilerinin de anlamı ve yarını yoktur…

Parasal iliÅŸkilerimiz de problemli…

Para paradigmasının paradoksu bizi de vurdu…

Para ile gelen pervasızlık, pespayelik, periÅŸanlık ve en son piÅŸmanlık… Para için paralananların payına ne düştü?

Tabii ki paralı olabiliriz, ama paracı asla…

Paralı olmanın fıkhı, hukuku, ahlâkı ne ise bunu atlamadan yol alabiliriz… Parayı paylaÅŸtıkça kirlenmekten kurtarırız… “Ãœcret”ten ecir üretebiliriz… “Sermaye”den sevap devÅŸirebiliriz… Vera sahiplerinin para iliÅŸkisi nasıl olurmuÅŸ, bu çaÄŸa gösterebilmeliyiz…

Kadın-erkek iliÅŸkilerimiz de sıkıntılı ve sorunlu…

ErkekleÅŸen kadınlar, kadınlaÅŸan erkeklerin dünyasında roller deÄŸiÅŸti… Karşı cinsler arası bu rahatlık ve serbestlik hayra alamet deÄŸil… “Kalbimiz temiz” olduÄŸu için mi bu kadar rahatız?

Yüce Kur’an, mümin erkek ve kadınlara hitaben “gözlerin korunmasını” bile tembihlerken göz göre göre bu gidiÅŸ nereye? Bu durum mahremiyetlerin mahfına neden olmaz mı?

Diyorum ki; sistemle iliÅŸkimizi istikamet,

Para ile iliÅŸkimizi kanaat,

Kadın-erkek iliÅŸkimizi iffet belirlemelidir… Bir de yüzümüz ahirete yönelik ise imtihanımız kolaylaşır… Allah’a teveccüh edersek, bunlara tenezzül etmeyiz… Sonluya deÄŸil, sonsuza müşteri oluruz…

Son olarak… Sistem, para, kadın iliÅŸkimizi doÄŸru çözümlemek ve çözüme gitmek için Yusuf (a.s.)’a ihtiyacımız var…

Yusuf (a.s.)’un örnekliÄŸine ve gömleÄŸine…

Çünkü izzet O’nda… Ä°ffet O’nda… Ä°smet O’nda…

Temiz kalmak için…

Temyiz gücü için… Yusuf diyoruz…

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.