Sosyal Medya

Makale

Verimli bir Türk-Yunan barışı için

Kıbrıslı Rumların en eski gazetelerinden Kathimerini’nin Kuzey Kıbrıs ve Ä°stanbul temsilcisi Niko Stelgias, benimle bir mülakat yaptı. 18 Mart 2018 tarihli Kathimerini’de yayımlanan bu mülakatın DoÄŸu Akdeniz’deki gerginlik ve Türkiye-Yunanistan iliÅŸkileri ile alâkalı bölümünü Karar okurlarıyla paylaÅŸmak istiyorum. Ä°ki ülke arasında tansiyonun yükselir gibi olduÄŸu ÅŸu günlerde iyi gidebilir.

SORU- DoÄŸu Akdeniz’de, Kıbrıs enerji ekseninde gündeme gelen çekiÅŸme ve tansiyon hangi safhalara evirilebilir? Açık bir çatışmaya dönüşme olasılığı mevcut mu?

CEVAP- Allah korusun. Böyle ÅŸeyler üç-beÅŸ senede bir oluyor ve ÅŸimdiye kadar hiç sıcak çatışmaya dönüşmedi, ÅŸimdi de dönüşmez inÅŸaallah. Çatışma çıkmamasını dilemek ve çatışma çıkmıyor diye sevinmek tabii ki çıtanın ne kadar düşük olduÄŸunu gösterir. Çıta, bölge halklarını ve devletlerini baÅŸta enerji ve güvenlik olmak üzere mümkün olan her alanda tam bir iÅŸbirliÄŸi içinde hareket etmeye, beraberce zenginleÅŸip beraberce güçlenmeye azmettirecek yükseklikte olmalı. Birbirimizin gücünü mütemadiyen test ederek hem gereksiz risklere yol açmayı hem de gereksiz masraflarda bulunmayı sürdürmek ve birbirimizi DoÄŸu Akdeniz’in zenginliklerinden mahrum bırakmaktan baÅŸka faydası olmayan tavırlarda ısrar etmek de bir tercihtir tabii. Kötü bir tercih. Åžunu da belirtmeden geçemeyeceÄŸim: DoÄŸu Akdeniz’deki enerji meselesinin son haftalarda iyice kızışması, Türkiye’de, ‘Türk ordusunun Suriye’deki ilerleyiÅŸini durduramayan ABD, Rum kartını oynayarak Türkiye’yi Ege’de savaÅŸ tehdidiyle dizginlemeye çalışıyor’  ÅŸeklinde yorumlanıyor. Gerçekten öyleyse ÅŸayet, komÅŸularımızın bu oyuna gelmemesini dilerim. ‘Biz Suriye cephesine yoÄŸunlaÅŸmışken Rumlar fırsattan istifade etmek istiyor’ ÅŸeklinde bir algı da var. Diyelim ki öyle;  bunun doÄŸurduÄŸu riskleri göze almak, Türklerle anlaÅŸma ihtimaline ÅŸans tanımaktan daha mı akıllıca? Gerçekten boÅŸ yere vakit ve enerji kaybediyoruz.

SORU- Türkiye’nin yeni süreçte Kıbrıs ve Türk-Yunan iliÅŸkileri ile ilgili izlediÄŸi çizgiyi nasıl deÄŸerlendiriyorsun? Türk-Yunan iliÅŸkilerinde kısa zamanda normalleÅŸme beklenebilir mi?

CEVAP- ErdoÄŸan, daha üç-dört ay önce Yunanistan’daydı. Ãœzerine Lozan tartışmasının gölgesi düştüyse de, bu ziyaretin Yunanistan’la her ÅŸeye raÄŸmen iyi geçinme arzusunu ifade ettiÄŸi muhakkak. Çipras da Türkiye ile her ÅŸeye raÄŸmen iyi geçinme arzusunda olduÄŸunu belli ediyor. Yunanistan’ın Türkiye’de hükümeti silah zoruyla devirmeye kalkışan ve bu uÄŸurda yüzlerce vatandaşımızın kanını döken subaylardan bazılarını misafir etmeye karar vermesinden evvel Ankara-Atina iliÅŸkileri gayet iyi seyrediyordu. Bu ciddi soruna Ege Denizindeki son gerginlikler ve sınırı geçen iki Yunan askerinin tutuklanması da eklendiÄŸi halde iliÅŸkiler kopma temayülü göstermiyor. Demek ki normalleÅŸmeyi mümkün kılacak saÄŸduyu iki tarafta da mevcut. Ama demin söylediÄŸim ÅŸey burada da geçerli: Ä°liÅŸkilerin kopmamasına sevinmek veya normalleÅŸmeyi ummak, çıtanın ne kadar düşük olduÄŸunu gösterir. CoÄŸrafi olarak adeta iç içe geçen Türkiye ve Yunanistan’ın normalden çok öte bir yakınlaÅŸmaya ihtiyacı var. Bundan 20 sene önceki Kardak krizi esnasında, ÅŸimdi önde gelen AK Parti siyasetçileri arasında yer alan bir dostuma ‘Yunanistan ile bu iÅŸleri nasıl tatlıya baÄŸlayacağız?’ diye sorduÄŸumda ‘Federasyon kurarak’ cevabını almıştım. Espri deÄŸildi bu. Evet, belki de federatif bir birlik kurmaya ihtiyacımız var. O kadar ileri gitmesek de menfaatlerimizi ve ulusal güvenliklerimizi mümkün mertebe birleÅŸtirerek çoÄŸaltmanın baÅŸka imkânlarını bulmalıyız. Ä°lk iÅŸ olarak, Ege Denizi ve Ege semalarındaki bütün askerî hareketlerin durdurulmasını, bunları kaçınılmaz kılacak olan faaliyetlere de ara verilmesini teklif ediyorum. Ortalık sakinleÅŸsin, gerilimsiz bir ortamda kafamızı toplayalım, ‘Nereden geldik, nereye gidiyoruz, ÅŸimdiye kadarki gidiÅŸle varacağımız doÄŸru dürüst bir yer olabilir mi?’ sorusunu her birimiz kendi kendine sorup salim kafayla cevaplasın, sonra da güven ve huzur içinde masaya oturup hem Türkiye ve Yunanistan’ın hem de bütün Kıbrıslıların gözünü aydınlatacak bölgesel bir barış ve refah düzen kurmak için kafa kafaya verelim. Hemen ÅŸimdi, ErdoÄŸan veya Çipras’ın teklif etmesiyle baÅŸlayabilecek olan bir süreçten bahsediyorum. Bu imkânın niye deÄŸerlendirilmediÄŸini, kendimize ve birbirimize bu ÅŸansı niye tanımadığımızı anlamakta müşkülatım var. Sanki statüko çok mükemmel de onu riske atmaktan çekiniyoruz! Diyelim ki öyle bir sürece girildi ama bir sonuca varılamadı; ne kaybederiz ki? Hiçbir ÅŸey kaybetmez ama her halükârda kazanırız. O süreçte uçmayacak olan savaÅŸ uçaklarından tasarruf edeceÄŸimiz milyonlarca dolarlık yakıt parası ceplerimizde kalır hiç olmazsa.   

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.