Sosyal Medya

Makale

Bazı filmler, bazı meseleler

Geçtiğimiz on günün hemen hemen yarısını evde, deri altı enfeksiyonuna bağlı ateşle mücadele ederek geçirdim. Benim gibi yetişkin hiperaktivitesi ile malul biri için bunun ne denli zor ve sıkıcı olduğunu anlatmama bilmem gerek var mı?

O zorluğu filmler ve belgesellerle aştım bir bakıma. Ve hayır, kimi aylardır listemde olan, kimine yeni tesadüf ettiğim bu filmleri size anlatarak yazı kotarmak niyetinde değilim. Bir takım meseleleri bir takım filmler üzerinden anlatmayı deneyebilirim fakat. Yapabilirim bunu.

Amsterdam’da yaÅŸayan Faslı bir kızın bir DAEÅž hücresine katılmasını anlatan Layla M. ile baÅŸlayalım. Belki günün birinde cesaretimi toplayıp babamın halasının oÄŸlu Yasin’in DAEÅž’e nasıl katılıp nasıl öldüğünü anlatabilirim diye düşünürken çıktı karşıma bu film. Sıradan bir Müslüman bireyin nasıl olup da DAEÅž’e katıldığı sorusu, kabul edelim, ilginç bir soru. Fakat bu soruyu daha da ilginç hale getiren ÅŸu: Sıradan bir Müslüman birey DAEÅž’e katıldığında gördükleri onu ne hale getirir? Ve belki de daha önemlisi ÅŸu: DAEÅž’e katılan biri için bu hatadan geri dönüş var mıdır?

Hep söylüyorum, yine söyleyeceÄŸim. Ä°nsanın, o biricik varlığın öyküsünün peÅŸine düşmezsek dünyayı anlamlandırmak imkânsız hale geliyor. DAEÅž’i oluÅŸturan sosyoloji uzaydan gelmedi. Ãœstelik bu sosyoloji, DAEÅž’i kurup yönetenlerden bağımsız olarak ilerleyen bir ÅŸey. DAEÅž’in zayıflaması, hatta ortadan kalkması bu sosyolojinin de ortadan kalkacağı anlamına gelmiyor.

Bilhassa merkez Avrupa’daki ırkçılık ve Ä°slamofobi’nin bu sosyolojiyi oluÅŸturduÄŸu artık sır deÄŸil. Bizim gibi ülkelerde ise “cennet kısa yolu” olarak adlandırdığım bir mekanizma iÅŸledi DAEÅž konusunda. “Kısa yoldan cennete gidip 1 milyon huriyle gününü gün mü etmek istiyorsun? O halde birkaç kâfir öldür ve bunu yaparken ÅŸehit düş” mottosuyla karikatürize edebileceÄŸimiz bir vaatler silsilesiyle Ãœsküdar’dan, Fatih’ten, Konya’dan, Adıyaman’dan, Yozgat’tan adam devÅŸirildiÄŸini gördük, biliyoruz.

Hem merkez Avrupa’nın Müslümanlara bakışı deÄŸiÅŸmez hem de dinden diyanetten uzak gençler ÅŸehitliÄŸi bir “çamaşır makinesi” olarak görmeye devam ederlerse küresel emperyalizm deÄŸil DAEÅž’i, DAEÅž’e rahmet okutabilecek terör örgütlerini dahi hayata geçirebilecek vasata her zaman sahip olacaktır.

Peki ama insan dediğimiz canlı türü ait olduğu yerin yanlış, hatalı, saçma olduğunu fark etse bile o yerden uzaklaşmayı niçin başaramıyor bir türlü? Bu sorunun cevabını da Kutsal Cehennem adlı bir belgeselde buldum.

BaÅŸarısız bir oyuncuyken iÅŸi guruluÄŸa dökmüş ve kurduÄŸu aÅŸramda müritlerine modern kültlerin tamamında gördüğümüz sahte cenneti yaÅŸatan bir adam, 25 yıl boyunca erkek müritlerine cinsel tacizde bulunmuÅŸ. Müritlerin tamamı baÅŸlangıçta bunu bir lütuf hem de “tanrıyla baÄŸlantıya girmelerini kolaylaÅŸtıracak bir lütuf” olarak deÄŸerlendirmiÅŸler. Bizim çakma guru iÅŸi iyice sirke çevirince patlamış tabii skandal. Pek çok mürit kopmuÅŸ yapıdan. Ancak her ÅŸeyin ortaya çıkmasına raÄŸmen adamın yanından ayrılmayıp onun o aptallıklarına tahammül etmeye devam eden bir grup da varlığını sürdürüyor bugün itibarıyla.

“Nedeni ne bunun acaba? Ä°nsan böyle bir rezalete raÄŸmen bu dolandırıcının yanında olmaktan ne anlar?” soruları zihnimde dolaşırken bu sorulara cevap gurudan güçlükle kopmuÅŸ bir kadın müritten geldi. Şöyle diyordu: “Orası benim evim, o insanlar benim ailemdi. Gurudan ayrılmaya karar verdiÄŸim gün cebimde sadece 45 dolarım vardı. Ne kredi kartım, ne banka hesabım, hiçbir ÅŸeyim yoktu baÅŸka. Fakat daha da önemlisi yanına dönebileceÄŸim baÅŸka bir ailem, baÅŸka bir sosyal çevrem de yoktu. Yapayalnızdım.”

Modern kültler ve cemaatlerde insanların zihnini ele geçirme süreci, coÄŸrafyadan bağımsız olarak tüm dünyada aynı ÅŸekilde iÅŸliyor. Bu yapıların Kaliforniya’da bir Hint gurusu, Pensilvanya’da çakma bir sümüklü mehdi, Rakka’da siyah sarıklı bir halife bozuntusu ya da Ä°stanbul’da ÅŸeyhinin dergâhını zorla ele geçirmiÅŸ bir madrabaz eliyle iÅŸletiliyor olması hiç fark etmiyor. Ä°nsanın, o biricik varlığın fıtratını ortadan kaldıracak, insanı bir robota, bir makineye çevirecek sistem aynı.

Yeni Åžafak’ta yazmaya baÅŸladığım günden beri baÅŸat konularım arasında yer alan modern cemaatler ve kültler meselesini tam da bu kadın müridin verdiÄŸi cevaptan hareketle tekrar tekrar düşünmek zorundayız. Gelenekli yapılarla modern cemaatleri birbirinden ayıran hususun en temelde “hayatı kaplama biçimi” olduÄŸunu akıldan çıkarmadan yapmalıyız bunu.

O yüzden diyorum işte: İnsanı, o biricik varlığı anlamak ve onu gerekirse kendisine karşı bile savunmak zorundayız.

Kaynak: Yeni Åžafak

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.