Makale
Dava ile Dert Sahibi Olmak
Derdi olanın bir sorunu, davası olanın bin derdi var. Sorumluluk hayatın özünde bulunur.
Derdi olanın çilesi sonsuzdur. Acı çeker, rahat yüzü görmez. Varlık içinde olsa bile, bu, asla bitmez. Gönül bu, insan kendini kaptırmayıversin.
Sorumluluk kendiliğinden gelip insanı bulmaz. Kaderin ve insanın içinde bulunduğu şartların takdiridir bir bakıma.
Üzerine düşenleri yerine getirmeyen, başkalarına yükleyen, bir kenara çekilenler asla kurtulamazlar. Çünkü vebal kişinin kendisini ilgilendirir. Bunun ne kaçarı ne göçeri var. Bilgi yolunda yürüyenlerin işi elbette çok zor. Kendini davaya adayanların yükü oldukça ağır. Kendisine bağışlananlar ile var olma ve yaşama bilinci insana ağır bir yük. Bundan asla kaçılamaz.
Hayatın dümdüz bir yolu olmaz hiçbir zaman, inişli, çıkışlı, engebelidir. Yol yürünürek gidilse de insan kendini ona göre hazırlamak durumunda
Dava bir aşktır, ona tutulunulunca vazgeçilemiyor. Kişi bırakmak istese bile onu bırakamaz. Hele bağlanılınca da asla. Bu hem hayatın anlamı, hem tadı hem de huzurudur.
Dava inançtır, bilinç gerektirir. Müslümanlar için en anlamlı bir yaşama tarzı, ilkesi ve onurudur. Bu yolun çıkarı olmaz, bu yolun beklentisi olmaz. Ne yapılacaksa yapılmalı ve görev yerine getirilmeli. Başkasına sorumluluk aktarmak insanı kurtarmaz. Sorunlar katlanır ve giderek ağırlaşır. Bunun bedeli de çok ağır olur.
Dava bir gönül işidir. Gönle ateş düşünce o söndürülemez. Giderek kor hâle döner. İnsanı yerinde durdurmaz. İçi dışı fokurdar. Bu; gündelik, genel geçer bir durum olamaz. Sevdanın sesi hüzünlüdür, acıdır, içlidir.
Aşk sahibi olmak acı çekmeye aday olmadır.
Cihad ateşi, sevdası, sevgisi gönlü sarar.
Hemen herkesin bir gücü ve takati var. Kimseye kendisini aşan sorumluluk yüklenmez.
Günümüz cihadı; söz ile, kalem ile, anlatma ile geçerli. Küresel kuşatma altındaki insanımız dört bir yandan eylemsiz ve hareketsiz. Çaresiz, yorgun ve bezgin. Çözümsüz ve boş vermişlik duygusu ile kendini kaptırmış gidiyor.
Yapılacak ne çok şey var şu yeryüzünde. İnsandan insana ulaşmak hiç de zor değil. İnsan olanla konuşmak bir yol. Dilinden bal akanlar kendileri gibi olurlar. Gönlünden sevgi taşanlar kucaklar, yol açar, kapı aralar, ufuk sahibidirler. Yeter ki kin, öfke ve düşmanlık olmasın. Her insan tekine ulaşmanın bir yolu var. Böyle olunca iyi bir yol alınır ve yol arkadaşı edinilir.
Öldürmek işin en kolayı. Ölümler sadece bedensel değil. Ölen gidiyor, öldüren büyük bir yükün altına giriyor sonuçta. Haklı mı haksız mı olduğu İlahi yargı önünde belli olur. Haksız öldürmenin sonucu çok daha ağır olur. Bedensel öldürme bir canı, bir binayı, bir yapıyı, bir oluşu yıkmadır. Yapmak çok daha zordur. Bir binanın altına bir patlayıcı korsanız yerle bir olur kısa zamanda.
Söz ile davranış ile insanı bozmak, yıkmak, ötelemek çok basit bir yol ve yöntem. Gönül alma, onu arkadaş ve yoldaş kılma zaman alır, bu, çok normaldir. Söze, yazıya zehir katmadan insan insanın gönlüne taç olur.
İnsanın sahih ve hakiki dostu çok azdır. Dost fedakârdır, sürekli veren, sürekli işi kolaylaştıran, yük olmak yerine kendi yüklerini ağırlaştırandır.
Edebiyatın, sanatın hemen bütün alanları gönlün sesi ve yankısıdır. Bir çizgi, bir satır, bir dize, bir paragraf insanın içine ışık düşürür.
Âşıklar acı çekerler. Çünkü bağlıdırlar, çünkü yüreklerinde kor var, çünkü geleceğe yol alıyorlar. Sadece kendilerini dert edinmiyorlar. Dertleri çok, acıları çok, yükleri ağır, sorumluluk giderek artıyor. Sevda bu, ne söz dinler ne nasihat. Çünkü o, kendisini bir yola adamış başını almış gidiyor. Böylelerine can feda. Onlarla olmak insana huzur verir, haz katar.
Henüz yorum yapılmamış.