Sosyal Medya

Makale

İran Ne Yapmalı

Öncelikli olarak; ilk adımı atan, daha fazla gayret ve vakıayı suhulet ile deÄŸerlendirmek zorunda olan taraf Ä°ran olmalıdır. Fakat doÄŸaldır ki çözümler hep çift taraflıdır ve Türkiye’nin de yapması, yerine getirmesi gereken sorumlulukları vardır.

Dolayısıyla cevabını aramamız gereken soru; Türkiye-İran nasıl ittifak edebilir? Olmalıdır.

Bu konu her iki ülkenin iyi niyetinin yanında, bölgesel dengelerin bu ittifaka engel olmayacak şekilde kurulmasına bağlıdır. Bölgesel dengeler ve ulusal çıkarların bu ittifakta çatışmamaya yol açmaması elzemdir.

Bir baÅŸka gözden kaçırılmaması gereken stratejik boyut, Suriye, sadece Suriye rejimini ilgilendiren basitlikte olmamasıdır. Irak ve Irak’ın yeniden tasarlanmasının siyasal yapısı, Suriye meselesini yüz de yüz etkileyen ve iliÅŸkili olan stratejik bir baÄŸlamdadır.

Dolayısıyla herkes, herkesi etkileme çabası içirişinde olacağından, ittifaka giden yol oldukça çetrefillidir.

Bölgede gelişen olayları ve bölgenin siyasetini etkileyebilen hatta belirleyebilen ülke, diğer ülkelerle kurduğu ilişkiyi bu gücü ile orantılı olarak belirlemektedir.

Söz konusu iki ülke, bu uluslararası ilişki biçimini derhal terk etmelidir, ittifak konusunda sonuca gidilmek isteniyor ise, bu başlangıç samimiyetin ön koşuludur.

İran ve Türkiye arasında bir ittifakı söz konusu yapıyorsak, önce iki ülkenin kendi aralarında sonra bu iki ülkenin kendi hinderlantında domine edebilecekleri gücü tespit etmeliyiz ki ittifakın mümkünlüğünü konuşabilelim. Sonra bu gücü rekabet aklından kopararak, emperyalizm ile mücadelede ittifakın itici gücü haline getirebilelim.

Ä°ran, bölgenin jeopolitiÄŸinde Türkiye’ye göre daha merkezi bir güçtür.

Neden?

Köklü bir medeniyete sahip olması,

Etkili tarihsel geçmiş ve tarihsel arka planın güce dönüşmesini sağlayan kültürel bağlar,

Mezhebi ilişkiler ve teolojik bağlayıcılığın katkısı,

Ä°ran’ın siyasi ve idari yapısında PersçiliÄŸin kullanılma biçimi gibi unsurları saymayacağım, zira her ülke gibi Türkiye de buna benzer argümanlara sahip ve aynı iddiaları dile getirebilir.

Ama Enerjiyi kontrol etmek için bölgede olan emperyalist aktörler ile ilişkilerini, Zengin petrol ve doğal gaz kaynaklarına sahipliğinin avantajını bölgesel siyasette çok iyi kullanmasını bilen İran, Türkiye ile rekabette önemli bir üstünlük sağlamaktadır.

Aynı zamanda Hürmüz BoÄŸazı gibi son derece stratejik bir konumda bulunan deniz yolunu kontrol ediyor olması da Türkiye boÄŸazlarına göre Ä°ran’ın bölgesel gücüne katkı yapan unsurlar arasında sayılır. Hürmüz BoÄŸazı, OrtadoÄŸu petrollerinin %40’ının geçiÅŸinin yapıldığı yerdir.

Ä°ran’ın nükleer programı ve teknolojik geliÅŸimi, Batı siyasetinin deÄŸerlendirmelerine göre Ä°ran için dezavantaj olarak gösterilse bile, bölgedeki batı mukavemetinin artmasında önemli bir etken olmasıyla Ä°ran bölgesinin model ülkesidir.

Ayrıca model ülke olma rekabetinde Türkiye daha liberal, seküler ve demokratik rol modelliÄŸi ile bölge ülkelerine ulaÅŸmaya çalışırken, bölgede köklü olan AÅŸiretçilik, Kabilecilik, Teolojik baÄŸlayıcılıklar ve otoriter iktidar ve yönetimsel yapıların oluÅŸturduÄŸu düzenlerin olması Türkiye’ye pek avantaj saÄŸlamadığı gibi, Türkiye batı arasındaki iliÅŸkiyi karşı propaganda yoluyla iyi kullanan Ä°ran, Emperyalizm ile mücadele zemininde Türkiye’ye karşı avantaj saÄŸlamaktadır.

Türkiye’nin Ä°mparatorluk tecrübesinin ve tarihinin olduÄŸu iddiası, Sünni olması, bölgedeki demografik toplumsal yapının SünniliÄŸin yaygın olması buna baÄŸlı olarak Sünnilik üzerinden hareket etmesi / etmeye çalışması laik ve sekülerliliÄŸi yüzünden Türkiye’ye avantaj saÄŸlamamaktadır. Türkiye’nin Batı ile kurduÄŸu iliÅŸki üzerinden bölgede anlamlandırılması, zaaf olarak okunmalıdır.

Fakat Türkiye’nin mazlumun yanında zalimin karşısında olarak tanımlayacağımız, dünya beÅŸten büyüktür sloganı, AKP Ä°ktidarı ve Recep Tayyip ErdoÄŸan’ın kiÅŸisel ve Müslümanca tavrından dolayı bölgeyi büyük deÄŸiÅŸime gebe bırakabilir.

Ä°ran bölgesel güç açısından Türkiye’ye her alanda büyük üstünlük kurmasına raÄŸmen, Bütün dengeleri Türkiye lehine çevirecek en önemli aktör Recep Tayyip ErdoÄŸan’dır.

Recep Tayyip ErdoÄŸan bölgede ve dünyada Türkiye’nin gücünü rasyonel boyutun üzerine taşımakta ve uygulama sahasında makas aralığı bırakmayacak donanımda reel siyasete yansıtabilmesinin mahareti, tüm dengeleri etkilemektedir.

Buna mukabil; Bölge özelinde reel politikada göstergeler ne anlatıyor; Türkiye İran durumu nasıl değerlendiriyor?

Suriye krizinde Ä°ran, Suriye’deki rejimi destekleyen bir tutum sergiliyor. Sebep; Suriye, Ä°ran’ın OrtadoÄŸu politikasında merkezi bir konumda yer almaktadır. Hizbullah bu nedenlerin en önemlilerinden ve kendisine gelecek tehlikelere karşı Suriye’yi kalkan olarak kullanması da diÄŸer vazgeçilmez kılan etken sebeplerden.

Bu sebeplerden dolayı Ä°ran’ın yanında kim var; Rusya, Karşısında kim var, somut olarak kimse yok.

Türkiye’nin Yanında kim var; kimse yok, karşısında kim var, hemen hemen her ülke.

Türkiye, Suriye konusunu çözüm adına en sık kiminle konuÅŸuyor; Ä°ran ve Rusya ile bir araya gelmek zorunda kalıyor. Ä°ran ÅŸu anki konjonktürden en fazla yararlanan aktör durumundadır. Kim, nasıl tanımlarsa tanımlasın (kaypak ahlaksız alçak siyaset gibi) üstün bir politik strateji yürüterek aktörler arası dengede, vazgeçilmez denge olduÄŸunu kabullendirmektedir. Rusya Ä°ran ortaklığında Rusya’nın Ä°ran’a olan mecburiyetinden bunu anlıyoruz.

En temel rasyonalite ve en temel ortaklık Suriye’nin her iki ülke için çok önemli olduÄŸudur.

Her iki ülke için en temel tehlike, ÅŸuan mevcut gündem olan Suriye’nin kuzeyinde Kürt oluÅŸumudur.

En ayrıştıkları nokta ise Esad rejimidir; Türkiye düşmesini, İran sürmesini istiyor.

Türkiye’nin rejim karşıtlarını destekleme yoluyla Esad rejimini deÄŸiÅŸtirmeye çalışırken, baÅŸka enstrümanların devreye girmesiyle soruna baÅŸka problemler eklenmiÅŸ ve Türkiye görünür biçimde sahaya inmek zorunda kalmıştır.

Ancak Esad yönetimi devam etmekte ve büyük bir ihtimalle devam edecektir. Ä°ran’ın Suriye rejiminin devamı üzerine kurduÄŸu stratejisi tutmuÅŸ görünüyor.

Olması gereken, yarışı ve rekabeti bırakarak, birbirinin önüne geçmeye çalışmayı politika dışı tutarak, İstikrar için el ele vermelidirler.

Ä°ran, Türkiye’nin sahaya inmesiyle ÅŸimdiye kadar her alanda saÄŸladığı üstünlüğü kaybetmek üzeredir. Türkiye’nin dengeleri deÄŸiÅŸtirecek iradede sahada oluÅŸu, Ä°ran’ı Türkiye’nin yanında yer almaya icbar etmektedir.

İşte bu dengeleri başta ulusal çıkarlarını gözeterek sonra da bölgesel istikrar maslahatıyla ümmetin duygularına siyasetlerinde kulak vermeyi başarabilirse iki ülke, emperyalizme kalıcı ve ağır bir darbe vurabilir.

Bu olağan üstü durum ve stratejik icbar, tarihsel fay hattının oluşmasına vesile olacak basıncı bünyesinde taşımaktadır.

Fay hattı çift yönlüdür; İttifak olursa, istikrar oluşur, istikrarın getirileri ile

Emperyalistler OrtadoÄŸu’dan çıkmak zorunda kalırlar. Olmaz ise ve bir ÅŸekilde Ä°ran ve Türkiye sıcak ortamda çatışırlarsa OrtadoÄŸu’da tarihin en derin yarığı oluÅŸur.

Bu mecburiyetin stratejik ortaklığa ve ittifaka dönüşmesi için Ä°ran, Esadın gitmesine ve rejimin deÄŸiÅŸmesine ve nasıl deÄŸiÅŸmesi gerektiÄŸine dair Türkiye’ye teklif sunmalıdır, bu teklif Ä°ran’ın iç dengelerini bozmamalıdır.

Türkiye Ä°ran’ın bu teklifini kabul etmelidir.

Sonrasında ise Ä°ran, Türkiye’nin istediÄŸi düzeyde ve siyasallıkta kuzey Suriye’nin yapılanma projesini onaylayarak bölge barışı için en büyük adımı atmalı, savaşın tüm bölgeyi sarmallamaması için bölgesel istikrara katkı saÄŸlamalıdır.

Türkiye ne yapmalı; suhulet ile ve hamasetin kör edici ikliminden sıyrılarak, düşünme ve davranma koşullarını oluşturacak irade ortaya koymalıyız.

Selam ve dua ile

Veysel Ocak

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.