Sosyal Medya

Makale

Benim Hırsızım Benim Arsızım Benim Beceriksizim

Maalesef adil olmayı bir türlü öğrenemedik/beceremedik.

Kişilere, tabi oldukları dinine, ideolojisine, ırkına, şehrine, partisine göre muamele ettik.

Kişilerin dürüstlüğüne, becerisine, ehliyetine pek bakamadık. Bizimle aynı görüşteyse, hemşerimizse ya da aynı ırktan ise; hırsız dahi olsa savunduk. Partizanca/asabiyetçe hareket ettik.

Benim hırsızım, benim arsızım, benim beceriksizim… daima en iyisidir” felsefesine inandık. Tercih hakkımızı karşıdakinin namuslusuna kullanmak yerine kendi arsızımıza, hırsızımızdan yana kullandık.

Siyasi partiler kendi dışındaki partilerin en ufak bir yolsuzluğunu, açığını ararken, kendi içlerindeki hırsızlara, yolsuzlara kör kaldılar.

Bir belediye başkanı bizden seçilir, seçilen başkan görevini yapamaz, beceremez ya da yolsuzluk iddiaları olur, eleştirecek ya da yazacak olursanız hemen birileri öne atılır:

Aman sakın ha! Biliyorsun bu adam bizden…

 

Bizden olmuş bana ne..!

Bir insan seçildiği görevi yapamıyorsa, eline yüzüne bulaştırıyorsa, bir de üstüne üstlük yolsuzluğa, hırsızlığa bulaşmışsa ben niye savunayım?

Bir camianın adı kirlenmesin diye suistimalleri göz ardı etmek o camiaya iyilik değil kötülüktür.

Hırsızlık yapan benim kızım Fatıma bile olsa cezasını veririm” diyen bir Peygamberin takipçisi olduğunu iddia edenlerin, “Aman ha! Partiye bir zarar gelmesin” diye susmaları, hatta olayı gizlemeleri ve bunu dillendirenleri partiden uzaklaştırmaları nasıl izah edilebilir…?

Bir pisliği örtbas etmek mi o partiyi ayakta tutar? Yoksa “bir kişi hırsızsa, babamın oğlu dahi olsa bu partide yeri yok!” demek mi?

Ya “şimdiye kadar onlar yedi, biraz da bizimkiler yese ne olur..!” diyenlere ne demeli..?

Bu sözün, “şimdiye kadar onlar namussuzluk etti, biraz da ben etsem” sözünden bir farkı var mı?

İşin acı tarafı:

Hırsızların sofrasından belki kendisine de bir kemik düşer umuduyla, hırsızlara ve arsızlara yağ çeken, yalakalık yapan, şirin gözükmeye çalışan, bizim mahallenin adamlarının düştüğü durum… Güler misiniz? Ağlar mısınız?

Bir toplum için olabilecek en büyük felaketlerden biri, gayri meşru işleri, hırsızlıkları ve adaletsizliği meşru görmektir. Ve maalesef adım adım bu felakete doğru sürükleniyoruz.

Şunu iyi bilmeliyiz ki; namuslu olan, dürüst olan ve ehil olan bizdendir. Beceriksiz, arsız ve hırsız olanlar (velev ki eş, dost, akraba olsun) bizden değildirler.

Bizim dostluğumuz veya düşmanlığımız kişilere/öznelere değil sıfatlara olmalıdır. İyi, dostumuz; kötü, düşmanımızdır.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.