Sosyal Medya

Makale

Kavmiyetçi cereyanların manyetik alanına mı düşülüyor?

Son zamanlarda özellikle de Ä°slamî bir dünya görüşüne baÄŸlı olan gençler arasında, iktidarın söylemlerinde kendisini daha bir hissettirdiÄŸin iddiasıyla, ‘kavmiyetçi’ söylemlerden duyulan rahatsızlık dile getiriliyor.

Bu, biraz da ‘AK Parti - MHP Ä°ttifakı’ndan kaynaklanıyor.

Birileri ‘kızılelma’dan söz edince, bazıları feryad ediyor, ‘Birilerinin arkasına takıldık, gidiyoruz..’ diye.. Halbuki, cumhûr’un ekseriyetinin oyunu alarak kaptan köşküne geçen yönetici, o ‘kızılelma’ya kendi anlayışına göre bir mânâ verip, daha geçen hafta, ‘Bizim ‘kızılelma’mız, Ä°lâ’y-ı Kelimetullah (Allah’ın dinin yüceltilmesi) dâvasıdır..’ demedi mi? Ve 100 yıldır ‘kızılelma’ masalı söyleyenler buna karşı çıkabildiler mi? Hayır!

DiÄŸer tarafta ise, yıllarca Tayyib ErdoÄŸan’a en ağır töhmetleri vuran çevreler de ÅŸimdi, ‘Tayyib’in ardından gitmek’ durumunda kalmalarını izah edemiyorlar. Yâni, tek taraflı bir yakınma sözkonusu deÄŸil..

***

Kemalist-laiklerin yakınmaları ise, zâten mâlum.. Onlar da, kutsadıkları ‘resmî ideoloji’nin bütün deÄŸerlerinin tersyüz edildiÄŸinden yakınıyorlar ve resmî ideolojinin kanunla korunan isminin sıkça telâffuz edilmesinden memnun olan bazı kemalist çevrelere de, ‘Bu kadar saf olmayın, adam, CHP’nin bütün geçmiÅŸini reddediyor ve o dönemin bütün sorumluluÄŸunu kanunla korunmadığı için Ä°smet Ä°nönü’ye yıkıyor, bunu niye anlamıyorsunuz?’ çıkışıyorlar.

***

Eski Maocu ve hattâ bir ara Apo’cu da olan ve ÅŸimdi kemalist-laik limana demir atan binde birlik bir partinin başı da, ‘ErdoÄŸan’ın kemalist olduÄŸu’ iddiasını yaymaya çalışıyor.

Kürd etnisitesine mensub olanlardan niceleri de, kendilerinin dışlandıkları propagandasını yapan çevrelerin etkisine giriyorlar. Nice Müslümanlar da kendilerini, açıkça olmasa bile, fiiliyatta, ‘türkçü Müslüman, kürdçü Müslüman..’ olarak niteleyen bir noktaya geldiler.

***

Önce ÅŸu konuda anlaşıp anlaÅŸamıyacağımızı tartışalım.. Sadece kendi düşünce dünyamızın içinde kalıp, 82 milyonu bulan bir sosyal bünyedeki herkesin de kendimiz gibi ve tek tip düşünmesini mi hayâl ediyoruz? Müslümanların tek tip olduÄŸunu düşünebilir miyiz? Yoksa, biz de ‘stalinist’ler veya ‘resmî ideoloji laikleri’ gibi tek tip, kurÅŸun askerlerden oluÅŸan bir toplum mu istiyoruz?

Müslümanlık dediÄŸimizde de neyi anlıyoruz?  Ve, ne kadarımız, Ä°slam’ın temel ilkelerinin etrafında birleÅŸmiÅŸ ve hayatlarını bu dinin genel kurallarına göre tanzim etmek dikkatindeyiz? 

***

Halbuki,içinde bulunulan toplumun yeniden ve nasıl yoÄŸrulmaya çalışıldığını , ‘Ol mâhiler (balıklar)ki derya içredir, deryayı bilmezler..’ misali, bugün toplum ve devlet mekanizmasının,  40-50 yıl öncelerde hayâl bile edilemeyen büyük ve sessiz deÄŸiÅŸimlerle milletin aslî deÄŸerleri istikametinde yeniden yoÄŸrulmaya çalışıldığını anlamakta zorlanıyoruz galiba.. 

Ve Cumhûr’un başı, gittiÄŸi her yerde, kitlelerin karşısında, ‘tek millet’i anlatırken, o kitlelere, ısrarla, ‘türk, kürd, arab, laz, çerkez, boÅŸnak, arnavut, gürcü, roman’ vs..hepimiz tek milletiz!.’  dedirtirken, halkımıznın aslî inanç deÄŸerlerine uygun bir millet tarifini vermiyor mu?

Ama, bazılarının korkuları var, ‘Bizi aldatmak için böyle söylenmiÅŸ olamaz mı?’diyebiliyorlar.

Çünkü, henüz 98 sene önce, Ankara’da, Meclis’de etnik farklılıklara vurgu yapılınca,  ‘Meclis-i âlinizi teÅŸkil eden zevât, yalnız türk deÄŸildir, yalnız çerkez deÄŸildir, yalnız kürd deÄŸildir, yalnız laz deÄŸildir, hepsinden mürekkep (oluÅŸan)anâsır-ı Ä°slâmiye’dir  (Ä°slamî unsurlardır)(...)’ diyen kiÅŸi, o tarihten 10 yıl sonralarda ise,‘Bu ülkede türk olmayanların tek hakkı vardır, o da türklere hizmetçilik yapmaktır..’ diyordu. 

Şimdi de aynı oyun tekrarlanırsa diye korkuluyor. Elbette, kimseye zorla güven aşılayamaz.

Ama, İslamî kimliği en az yarım asırdır bilinen ve milletin ekseriyetinin güvendiği ve beşerî planda, kendisinin de milletin ekseriyetinin desteği dışında bir gücü olmayan bir liderin uygulamalarına, malûm çevrelerin fısıltılarına kanıp şüpheyle bakanlara söyleyecek söz bulmak zor..

Hem, şüphelerden uzak bir sosyal düzenleme, ne zaman ve nerede görülmüştür?

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.