Makale
Amerikan halkından saklanan gerçekler!
BD’de 2018 seçimleri için “Cumhuriyetçiler” ve “Demokratlar” para arayışına hız verdiler. Ekonomik ve politik çıkarlarını ilerletmek isteyen kesimler ise BaÅŸkan adayları dahil- adaylara yüklü bağışlar yapıyorlar. Bir tür yatırım oluyor bu bağışlar ve genellikle de istediklerini elde ediyorlar. Trump sözde ‘halkçı’ bir söylemle seçim kazandı. Vaatlerinden biriyse halkın vergilerini dünyanın dört bir yanında sürdürülen savaÅŸlara harcayan askerî politikalardan vazgeçileceÄŸiydi. Trump’ın vergi reformu, tabii ki kendisi baÅŸta olmak üzere milyarderler için büyük indirimler getirdi. Oysa Trump’ın seçim kampanyasını yürüten ekip büyük ÅŸirketler ve zenginler için daha fazla vergi öngörüyordu. Trump Afganistan baÅŸta olmak üzere ülke dışındaki ABD askeri varlığını öteden beri ÅŸiddetle eleÅŸtirenler arasındaydı.
BaÅŸkan olduÄŸunda tersini yaptı Trump. Afganistan’da ABD’nin 17 yıllık savaşının devam etmesi için daha fazla asker gönderdi. Öte yandan Pentagon Suriye’nin Türkiye sınırlarında “PKK-YPG” unsurlarından teÅŸkil edilen bir “terör koridoru” inÅŸa ediyor. Trump, askerî bütçeyi de kuÅŸaklar boyunca süren “uzun savaÅŸ”a odaklanmış bulunan Pentagon’un istekleri doÄŸrultusunda artırıyor. Pentagon dış politika karar alma süreçlerinde her zamankinden çok daha fazla etkili ÅŸimdi. ABD’nin “OrtadoÄŸu” politikasıysa Ä°srail’in çıkarlarıyla uyumlu hale getirildi. Amerikan halkının bundan bir çıkarı yok. O halde nasıl oluyor da Washington Ä°srail’in çıkarlarını Amerikan halkının çıkarlarının önüne koyan politikalara sürükleniyor?
Bu sorunun cevabını, “Askeri-Endüstriyel Kompleks” ile “Ä°srail Lobisi”nin karar alma süreçleri üzerindeki nüfûzunda aramak gerekiyor. Finans, yatırım ve medya alanında güçlü olan “Ä°srail lobisi” iki parti için çok önemli bağış ve destek kaynağı. ABD vatandaşı olan bu bağışçılar için Ä°srail’in çıkarları Amerikan halkının çıkarlarının çok çok önündedir. Trump’ın, ABD BüyükelçiliÄŸi'ni Tel Aviv’den Kudüs’e taşıma kararı üzerine bütün gözler, “Amerikan Siyonist Organizasyonu(ZOA)” ve “Cumhuriyetçi Yahudi Koalisyonu(RJC)”nun gözde bağışçısı milyarder Sheldon Adelson’a çevrilmiÅŸti. Amerikalılar bu kararın Trump’ın seçim kampanyasının büyük bağışçısı Adelson sayesinde alındığında hemfikirler. Amerikalılar rahat uyumasınlar, Washington’da kararları kendi oyları deÄŸil milyarder bağışçılar belirliyorlar.
Geçen yılın sonlarında Nijer’de 4 ABD askeri hayatını kaybetmiÅŸti. Bırakın Amerikan halkını, Senato’nun askerî faaliyetlerin yürütülmesinde söz ve yetki sahibi komitelerindeki senatörler bile Nijer’de ABD askerlerinin faaliyet gösterdiÄŸini 4 asker öldükten sonra öğrendiler. Bu bilgiye çok ÅŸaşıranlar arasında “Silahlı Hizmetler” Komitesi BaÅŸkanı John McCain, Senato Azınlık Lideri Chuck Schumer ile Cumhuriyetçi Senatör Lindsey Graham da yer alıyordu. Senatörler ABD askerlerinin dünyanın hangi bölgelerinde konuÅŸlandırıldıklarını tam olarak bilmediklerini de beyan ediyorlardı. Senatör Graham bir röportajında, “Nerede kaç asker olduÄŸunu bileceÄŸiz ve eÄŸer biri öldürülürse bunu bir bildiriyle öğrenmeyeceÄŸiz” diyordu. Öte yandan Pentagon’un Suriye’de Kongre kararına dayanmaksızın savaÅŸtığı da anlaşılmıştı.
Amerikan halkından saklanan gerçekleri ifşâ etmek gerekiyor. Amerikan medyasında ülke dışı askerî faaliyetlerle ilgili okur yorumları, bu meselenin sıradan Amerikalılar için ne kadar büyük bir tehlike içerdiÄŸini gözler önüne seriyor. Bu konularla ilgili okur yorumları o kadar fazla ki okumaktan yoruluyor insan. Trump sıradan Amerikalıların duygularına hitap ederek seçim kazanmıştı. Ãœlke savunması sadece askerî yollarla olmuyor, kamuoylarının caydırıcı gücünü de hesaba katmalıyız. Bu bakımdan ulus ötesi “sosyal medya” etkili bir mecra olabilir.
Henüz yorum yapılmamış.