Sosyal Medya

Makale

İran ve Türkiye neyin peşindeler?

Büyük çapta devlet kontrolünde olan Ä°ran medyasının, Türkiye’nin ‘Afrin Harekâtı’nı suçlamakta emperyalistlerle ağız birliÄŸi edercesine yayınları ve son olarak CumhurbaÅŸkanı Rûhanî’nin bile ‘Afrin Harekâtı’nı Suriye’nin egemenliÄŸine ve toprak bütünlüğüne yönelik bir iÅŸgal hareketi’ gibi nitelemesi, TC. DışiÅŸleri Bakanı Mevlûd ÇavuÅŸoÄŸlu’nun dün Tahran’a gitmesini gerektirdi. 

*** 

Önce, -daha evvel de defalarca iÅŸaret edildiÄŸi üzere- ÅŸu hususu tekrar vurgulamaya ihtiyaç olsa gerek.. Özellikle arap ülkelerinde Müslüman halklara aşılanmaya çalışılan ÅŸu kanaat son derece zehirleyici: ‘Ä°ran, Ä°srail’den daha da tehlikeli!.’ Bu yaklaşıma paralel olarak, Ä°ran halkının Müslüman olmadığını iddia eden bir yoÄŸun propaganda bile sözkonusu, oralarda.. 

Buna, ekseriyetini sünnî müslümanların teÅŸkil ettiÄŸi baÅŸka toplumlarda ÅŸu görüşün de ısrarla eklendiÄŸi açık: ‘Ä°ran hiçbir zaman kâfirlerle savaÅŸmadı, hep Müslümanlarla savaÅŸtı!.’

Geçenlerde, merhûm Turgut Özal’ın bir video konuÅŸmasını gördüm. Aynı yanlışı o da tekrarlıyordu. Bu gibi yanlışlar ÅŸahıslarla sınırlı kalmıyor ve halk kesimlerinin hâfızasında derin izler bırakıyor ve toplumlar birbirlerinden uzaklara düşebiliyorlar. 

*** 

Geçen Cuma akÅŸamı, Birlik Vakfı’nın Bursa Åžubesi’nin daveti üzerine gittiÄŸim ve çoÄŸunluÄŸunu gençlerin teÅŸkil ettiÄŸi konferansta gelen sorulardan birisi de bu yöndeydi. 

Kur’an bize, (Maide Sûresi- 8. Âyette), ‘Bir kavme, bir topluluÄŸa olan kininiz, sizi onlar hakkında zulme sevketmesin..’ ihtarını yapıyor. 

Hattâ bazıları, Ä°ran’ın taa baÅŸtan beri Ä°slam tarihinde Müslümanların önünde bir engel oluÅŸturduÄŸu kanatinde.. Bilmiyorlar ki, Ä°ran son 500 yıl öncesine kadar, Müslüman tarihinin ilk 900 yılında büyük ilim merkezlerini kurmuÅŸ ve Ä°slam kültürünün nice büyük ulemâsını, ilim adamlarını yetiÅŸtirmiÅŸ ve sadece son 500 yıldır Ä°slam’ın ÅŸiî yorumunu esas alan bir coÄŸrafyadır. Hattâ, 280 yıl süren Safevî Devleti’nin ilk kurucusu Åžeyh Safiyuddin Erdebilîde bir ‘naqÅŸibendî’ ÅŸeyhidir; yâni, tabiatiyle sünnîdir ve Åžah Ä°smail’in de 4-5’nci göbekten büyük dedesidir. 

*** 

Evet, doÄŸrudur ki Ä°ran’ın, Osmanlı gibi, Avrupa devletleriyle direkt bir sınırı olmadığından, onlarla Avrupa kıtasında bir savaşı olmamıştı, ama Rusya’yla büyük savaÅŸları oldu. Bugünkü Gürcistan, Ermenistan, Azerbaycan ve hattâ daha kuzeydeki Dağıstan’a kadar bütün Kafkaslar ve Hazar’ın doÄŸusunda da Semerqand ve Buhara’lar bile, asırlarca Ä°ran’ın elindeyken, miladî- 1710’lu ve 1820’li yıllarda Rus- Ä°ran SavaÅŸları ve Ä°ran’ın da tıpkı Osmanlı gibi Rusya’da karşısında aldığı ağır yenilgilerle buraları kaybetti. 1. Dünya Savaşı’nda Ä°ngiliz ve Rusların Ä°ran’ın Hazar kıyılarında hâkimiyet kurma çabalarına; kezâ, 2.Dünya Harbi’nde Ä°ran’ın Azerbaycan eyaletinin Rus ordusunca iÅŸgaline karşı verilen halk savaÅŸları da, yok sayılabilecek mücadeleler deÄŸildi. 

*** 

1979 başında gerçekleÅŸen Ä°slâm Ä°nkılabı'nın dünyaya verdiÄŸi mesajları bugünkü Ä°ran veremiyorsa, bunun sebebini kendilerinde de aramalı bugünkü Ä°ranlı yetkililer.. 

Yanlış anlaşılmaları da elbirliÄŸi ile hepimiz gidermeliyiz. Yoksa, bundan ancak emperial güçler faydalanır. 

Ä°ran Yönetimi Suriye’de cirit atarken, Türkiye’nin ‘Afrin Harekâtı’nı hem kürdlere saldırı ve hem de Suriye’yi iÅŸgal olarak nitelemesi iyi komÅŸuluk iliÅŸkilerini ve Ä°slam kardeÅŸliÄŸini de zehirleyen, dostça olmayan bir tavır olmanın ötesinde, hiçbir saÄŸlıklı mantığı da yansıtmamaktadır. 

Türkiye’nin özellikle son 15 yılındaki yöneticileri, Müslüman kürd halkına savaÅŸ açacak bir anlayışa sahip olmadıkları gibi, Suriye’nin toprak bütünlüğünü de ısrarla vurgulamaktalar.. 

*** 

Ama bugün Ä°ran’da, dünkü Safevî- Osmanlı kavgası yerine, Ä°slam’ın ÅŸiî yorumunu ‘Ä°slam’ın tek doÄŸru yorumu’ zanneden bir anlayış hâkim olup, bu kadrolar Türkiye’deki bugünkü yönetimin baÅŸarılı olması halinde, karşılarına sünnî bir gücün çıkacağı evhamını taşımaktadırlar. 

Halbuki, Tayyip ErdoÄŸan’ın Ä°ran’da, Ä°ranlı yetkililere bizzat söylediÄŸi gibi, ‘Bizim dinimizin adı, ÅŸiîlik veya sünnîlik deÄŸil, Ä°slâm’dır. Åžiîlik ve Sünnîlik onun farklı yorumlarıdır.’

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.