Sosyal Medya

Makale

Alparslan Kuytul

Furkan Vakfı Başkanı Alparslan Kuytul, AK Parti iktidarına müthiş bir öfke duyuyor.

Altından kalkamıyor bu öfkenin.

Yerli yersiz demeden öyle laflar ‘çakıyor’ ki iktidara, niyetinin üzüm yemek deÄŸil baÄŸcıyı dövmek olduÄŸunu çok belli ediyor. 

Bidayette böyle değildi aslında.

Zaman zaman eleştirmekle beraber, hasım gibi görmezdi / göstermezdi iktidarı.

2014 senesinin Kasım ayında Furkan Vakfı’nın birçok konferansı valilikler tarafından engellendiÄŸinde bile iktidara karşı hasmane bir tutum takınmamış, bilakis “AK Parti düşmanları”nın fitnelerinden ÅŸikâyet etmiÅŸti.

Şöyle demiÅŸti, 10 Kasım 2014’teki konuÅŸmasında:

“Kanaatime göre konferanslarımıza yapılan bu engellemeden  hükümetin ve siyasilerin haberi yok. Ama bürokratlara karanlık yerlerden talimat geliyor. Bu sadece bize yapılıyor gibi görünse de esasında AK Parti tüm cemaatlerle düşman edilmeye çalışılıyor. Hedeflerinin bu olduÄŸuna inanıyorum. AK Parti uyanık olmalı. AK Parti’ye kimler düşmansa bu iÅŸ onların tezgâhı olabilir.”

Furkan Vakfı Yönetim Kurulu’nun 14 Kasım 2014 tarihli açıklaması da aynı minvaldeydi:

“Bazı karanlık güçler bürokrasideki adamları vasıtasıyla bu engellemeyi yaparak AK Parti’yle cemaatimizi ve aÅŸama aÅŸama tüm cemaatleri karşı karşıya getirmek istemektedir. Karanlık güçler bu strateji ile hem cemaatleri, hem de AK Parti’yi bitirmek istemektedir. Furkan Vakfı olarak biz bu engellemenin AK Parti ve cemaatler üzerinde oynanan bir oyun olduÄŸunu söylüyor ve parti yetkililerini bu oyunu bozmaya davet ediyoruz.”

Küçük bir krizdi bu.

Kötü yönetildiği için büyüdü.

Neticede Alparslan Kuytul, iktidara fena halde muarız oldu.

Evet, yerli yersiz demeden öyle laflar ‘çakıyor’ ki iktidara, niyetinin üzüm yemek deÄŸil baÄŸcıyı dövmek olduÄŸunu çok belli ediyor. 

Yadırgatıcı bir hal.

Peki, kelepçelenmeyi gerektirir mi bu?

Kesinlikle gerektirmez, çünkü ifade özgürlüğünde makullük şartı aranmaz.

Sadece şiddet ve hakaret içermeme şartı aranır.

***

Furkan Vakfı’na baskın düzenlendi.

Alparslan Kuytul ve 24 arkadaşı gözaltına alındı.

Kuytul’un, 2016 ve 2017’de yaptığı bazı konuÅŸmalarda halkı kin ve düşmanlığa tahrik ettiÄŸi, ayrıca CumhurbaÅŸkanı’na hakaret ettiÄŸi ileri sürülüyor.

Bunlarla alâkalı -o zamanlardan beri devam eden- soruşturmalar varmış.

Söz konusu suçlamalar ne kadar yerindedir, bu bir yana…

Geçen haftaki operasyon, Kuytul’un Fırat Kalkanı Harekâtı’yle ilgili eleÅŸtirel sözler ihtiva eden bir konuÅŸması üzerine gerçekleÅŸti.

Türk Tabipleri Birliği yöneticilerinin göz altına alınmasında olduğu gibi Furkan Vakfı yöneticilerinin göz altına alınmasında da ifade özgürlüğüne tahammülsüzlük manzarası sergileniyor.

AK Parti’nin birçok taraftarı da ‘Kuytul’a oh oldu!’ diyerek aynı manzarayı sergiliyor.

Kuytul’un bu akıbeti nasıl da hak ettiÄŸine (!) dair yorumların haddi hesabı yok sosyal medyada.

SaÄŸduyu nerede?

Yıldıray OÄŸur’un Alparslan Kuytul meselesi hakkında yazdığı ÅŸu satırlarda:

“Fikirlerini, Suriye, darbe, iktidar hakkındaki küçük videolarla zaman zaman önümüze düşen siyasi pozisyonlarını eleÅŸtirmek, yerden yere vurmak mümkündü. Zaten bu yapılıyordu. Ama Kuytul’u gözaltına almak, vakfına kilit vurmak, hem de bunu yaparken somut bir delil ortaya koyamayıp, siyasi eleÅŸtirilerini gerekçe göstermek, hatta bir muhafazakar gazetenin yazarının yazdığı gibi iÅŸi 28 Åžubatvari ‘dini siyasete alet ediyordu’ argümanlarına kadar vardırmak,  ‘vakıf kasasından 350 bin tl çıktı’ gibi haberlerle linçe kalkmak, ortada konuÅŸacak hiç bir ÅŸey bırakmıyor. Artık sorun bir ilahiyat, siyaset tartışması deÄŸil, bir polisiye vaka. Ve diÄŸer pek çok örnekte olduÄŸu gibi baÄŸlılarının kendisine daha da baÄŸlanmasından baÅŸka hiçbir sonuç üretmeyecek. Ayrıca ortada somut bir suç yokken, devletin siyasi fikirlerini  ya da dini yorumunu beÄŸenmediÄŸi için dini bir cemaatin kapısına kilit vurabilmesi kapısını da bir kere daha açacak.”

Bu satırların altına ben de imzamı atıyorum.

Hele şu satırların altına:

“En kötüsü ise sevmediÄŸimiz fikirler, insanlar, iÅŸlerle mücadelede tek ve kestirme yol olarak devletin kolluk güçlerini devreye sokmanın ve  ihbarcılığın bir gün hepimizi vurabilecek kötü bir alışkanlık haline geliyor olması.” (Ä°hbar et, kapat, yakala kurtul! / Yıldıray OÄŸur, KARAR, 3 Åžubat 2018)

KARAR

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.