Millet olma bilinci

Değerler yitimiyle yüz yüzeyiz. Bu, giderek hızlanıyor. Küçük, basit, anlık ve geleceksiz hesapların peşindeyiz. Günü kurtarma duygusu ağır basıyor. Sorunlar giderek büyüyor, katmerleşiyor ve içinden çıkılamaz oluyor.

İslâm milletinin alanları daralıyor ve küçülüyor. İslâm milleti dağıldıkça sorunlar büyüyor ve kangrenleşiyor. Tedavisi de mümkün olmuyor. Olaylar hızlı gelişiyor ve bir sarmala dönüşüyor, işin içinden çıkılamayınca da birbirimize düşüyoruz, kusurlarımızı arıyoruz.

Ä°ttihat Terakki’nin ırk ruhu kök bulmak için uzun zaman direndi. Milletimizin deÄŸerleriyle bunların kısmî de olsa üstesinden gelindi. Ne yazık ki giderek o düşünceye ve ideolojiye doÄŸru hızla gidiliyor. Ä°nsanlar taraflara, kesimlere ve kamplara bölündükçe daha çok kullanılabiliyor. Güçlerin kesimlere sızması çok daha kolay oluyor. Kesimler kendilerine dayanak bulmak için kendilerinin katili olabileceklerden medet umuyor ve onlara yaslanıyor.

Bölgemizin en tehlikeli güçleri Siyonizm güdümlü oluşlar. Onlar zaten ırk ruhludurlar. Kendi inanışlarına göre tanrı katında özel kuldurlar. Diğer kavimler onların hizmetkârları ve köleleridirler. Dünya ekonomisini ellerinde tutan bu güçler insanlığı tüketim nesnesi olarak görüyorlar. İnsanlık da bu durumda savrulup gidiyor.

İsrail tarihinin en rahat dönemini yaşıyor. Sorunsuz ve tedirgin olmadan. Çünkü Müslümanlar birbirlerine düşürülecek kadar bir karmaşa içindedirler. Çünkü Müslümanlar birbirleriyle vuruştuklarından ne olup bittiğinin farkında değildirler. Çünkü Müslümanların boğuşması onlar için bulunmaz bir nimet.

Her kim bu oyuna geliyorsa ve bir kukla konumuna düşüyorsa büyük bir sorumluluk altında.

İnsanları suçlamak, kulp takmak, onları ötelemek çok kolay. Basit gerekçeler çok büyük nedenlere dönüştürülebiliyor.

Müslümanların karmaşasından yararlanan Siyonizm, amacına adım adım ulaşıyor. Müslümanlar ise kimi ilgisiz, kimi umursamaz, kimi dertsiz ve tasasız. Enerjilerini birbirlerine karşı tüketiyorlar. Müslümanların baş belası odaklar ise oldukları gibi duruyor.

Güneyimizde duvar ören Abede emperyalizmi kuklalarını besliyor, geride duruyor ve keyif çatıyor. Şu terör örgütünün bu silâhları, bu lojistik destekleri, bu güçleri nereden geliyor kimse bunu sorgulamıyor? Hedef tahtası olan belli bir kesim alabildiğine açıları genişletilerek abartılı bir duruma sokuluyor.

Abede ÅŸu üç bin tır silahı nasıl ve nereden getirip oraya konuÅŸlandırdı? Niçin getirdi? Onları Suriye’ye davet edenler terör örgütü mensuplarından daha az mı sorumludurlar? Bir terör örgütü ile baÅŸa çıkamayacağından yakınınlar Abede emperyalizminin güçlerini niçin oraya davet ettiler. Madem onlar geldi niçin ÅŸimdi yakınılıyor?

İslâm milletinin dağınıklığı emperyalizmin işini kolaylaştırıyor. İslâm milletinin mensupları kendi ırklarını, aşiretlerini daha çok önemsiyorlar.İslâm milletinin mensupları kendilerine belirlenmiş olan arsalar üzerinde birbiriyle çekişiyorlar.

Ä°slâm milletinin mensuplarının her birinin simgesi putları. Bayrakları put, kavramları put, ırkları put. Suudi Arabistan’ın bayrağında kelime-i tevhit var ve abede emperyalizminin güdümünde. Ä°ran bayrağında Lafzullah yani Allah adı var, o da bir baÅŸka emperyale sırtını vermek durumunda. Her birinin bayrağı kutsalı, her birinin sınırı kutsalı. Birinin kutsalı diÄŸerinin paçavra nitelemesinde. Åžu millet olma bilincinin uzağında. Birlikte olabilmenin bütün boÅŸlukları kapatılıyor.

Kim emperyalizm ile dostluk içinde ise ve onlara güveniyorsa ihanet içindedir milletine karşı. Kim emperyalizmin kuklası ise ve emperyallerin silahları ile birbirini vuruyorsa ihanet ve gaflettedir. Kim şer odaklarını ve güçlerini umursamıyorsa ihanettedir. Kim şu topraklarda bulunan ne kadar fitne odağı olan üsleri söküp atamıyorsa ihanettedir. İncirlik Üssü hâlâ güç ve destek odağı ise kimse oturup ahkâm kesmesin ve konuşmasın, sussun ve düşünsün.

MÄ°LLÄ° GaZETE