Makale
Bütün Ömrünü Tek Bir Güne Hazırlamak İçin Yaşamak
Kur’an; iman ve ahlak temelinde, yeryüzünün bütün sakinlerine tüm zamanlar için geçerli olan evrensel mesajlar sunar. Bu temel ilkeler çerçevesinde insanın tüm eylem ve pratiÄŸini “sâlih amel” diye tarif ettiÄŸi ÅŸekilde hayata yansıtmasını ister.
“Sâlih Amel”, Allah’a iman etmiÅŸ mümin bir insanın, yine Allah’a karşı sorumluluk bilinci içinde iman ve ahlak temelli, kalıcı, güzel iÅŸ ve eylemler olarak tarif edilir.
Hayatın tümünü kapsayan bu kalıcı güzel iÅŸ ve eylemlerin hepsi artık birer ibadet olur. BaÅŸka bir ifade ile mümin bir insan için hayatının sadece bir kısmını oluÅŸturan namaz, oruç, hac, kurban, gibi ibadetler yanında, Allah’a karşı sorumluluk bilinci içerisinde gerçekleÅŸtirdiÄŸi her faaliyet -tebessüm etmesi bile- bir ibadet olur.
Namaz, oruç, hac, kurban gibi ilahi emirler birer ibadet olduğu gibi; adil olmak, sözünde durmak, ölçüde tartıda dürüst davranmak, emaneti ehline vermek, adalet ölçüsünden ayrılmamak, yalan söylememek, yoksul ve yetimler için malından mülkünden harcamak, zor ve sıkıntılı zamanlarda sabretmek, her türlü haksızlığa karşı direnmek, israf etmemek vb. ilahi emirlerin de birer ibadet olduğunu unutmamak gerekir.
Dolayısıyla hayatımızın her anının Allah’a kulluk (ibadet) olabilmesi için mümin bir insan, bütün hayatını tek bir güne (hesap) hazırlamak için yaÅŸar.
OlaÄŸan bir günümüzde yaÅŸadıklarımıza, cuma günü geldiÄŸinde bundan farklı olarak, birlikte dinlediÄŸimiz bir hutbe ilave olur; Ramazan geldiÄŸinde olaÄŸan günümüze bu sefer oruç dâhil edilir; Hac geldiÄŸinde ise kurban eklenir. Yani diÄŸer günlerimizden farklı bir ÅŸey olmaz. Ve yaÅŸam döngüsü “O Güne” hazırlık için döner durur.
Bu nedenle mümin bir insanın tüm günleri ve geceleri, ayları ve yılları mübarek olduÄŸu için özel olarak mübarek geceleri(!), mübarek günleri(!) veya mübarek ayları(!) olmaz. “Mübarek Ramazan” bittiÄŸinde, haksızlığın, yalanın, hırsızlığın, içkinin, zinanın, faizin, gıybetin, zulmün haram olduÄŸu “mübarek on bir aylar” baÅŸlar.
Teklifin (emanetin yüklenilmesinin) hikmeti gereği; irade sahibi insanlardan imanı tercih edenler, bu hakikatin bilincinde yirmi dört saat Allah a karşı sorumluluk sahibi olmak, olmayanları ise haberdar etmek ve bu şuurla hayat tarzını tanzim etmek durumundadır.
“O Gün” e kavuÅŸmayı büyük bir heyecan ve sabırsızlıkla bekleyenler için; vahiy ile hayat, hep iç içedir; birlikte hareket eder ve birbirini destekler.
Ä°ÅŸte Allah; bu bilince sahip bireylerden oluÅŸan bir toplumu, Kur’an’da ÅŸu ÅŸekilde tarif eder: “Sizler, insanlığın iyiliÄŸi için çıkarılmış hayırlı bir topluluksunuz; doÄŸru, iyi ve güzel olanı emreder, yanlış, kötü ve çirkin olandan alıkoyarsınız ve Allah'a inanırsınız…” (3/110)
Henüz yorum yapılmamış.