Sosyal Medya

Makale

Afrin

CumhurbaÅŸkanı Recep Tayyip ErdoÄŸan’ın, Türkiye’ye sınır olan PYD/PKK kontrolündeki Suriye topraklarında 30 bin kiÅŸilik bir ordu kur(dur)maya niyetlenen ABD’ye mesajı, hiçbir tevile mahal bırakmayacak kadar açık ve net:

“Teröristlerle aramızda durmayın. Katil sürüleriyle aramıza girmeyin. Aksi takdirde ortaya çıkabilecek istenmeyen hadiselerden biz sorumlu olmayız. Terör örgütünün üslerindeki bayraklarınızı kendiniz indirin ki, o bayrakları biz size teslim etmek zorunda kalmayalım. Teröristlerin üniformalarındaki iÅŸaretlerinizi söküp alın ki, teröristlerle birlikte olanları da topraÄŸa gömmek mecburiyetinde biz kalmayalım. Türk Silahlı Kuvvetlerimiz en kısa sürede Afrin ve Münbiç meselesini Allah’ın izniyle halledecektir. Hazırlıklarımız tamamlanmıştır. Harekât her an baÅŸlayabilir. Ardından da sıra diÄŸer bölgelere gelecektir. Sınırlarımız boyunca, deÄŸil 30 bin, tek bir terörist dahî bırakmayana kadar bu operasyonlar sürecektir.”

***

Türkiye, Afrin’de ABD ile kafa kafaya gelmiÅŸ bulunuyor.

Geri adım atacağa da benzemiyor.

‘Bodoslama’ dalmıyor ama.

Köprüleri atmamaya gayret ediyor.

Bir yandan ErdoÄŸan’ın “o bayrakları biz size teslim etmek zorunda kalmayalım” gibi dostça uyarıları, öbür yandan DışiÅŸleri Bakanı Mevlüt ÇavuÅŸoÄŸlu ve Genelkurmay BaÅŸkanı Hulusi Akar’ın ABD’li muhataplarıyla yüz yüze görüşmeleri vasıtasıyla, çarpışmanın önüne geçmeye çalışıyor.

Bununla beraber, zurnanın zırt dediÄŸi yerde Afrin ve ötesine askerî müdahalenin ‘yan etkilerini’ göze alacağını da belli ediyor.

Makul ve onurlu bir duruÅŸ.

***

Rusya hükümetinin resmi gazetesi olan Rossiyskaya Gazeta,

“ErdoÄŸan’ın, ana müttefiki ABD’nin Suriye’deki ‘vekil savaşçılarına’ savaÅŸ açıp açmayacağı henüz belli deÄŸil. Åžu ana kadar ErdoÄŸan’ın eylemleri, Washington’a bu politikasından hiç hoÅŸlanmadığını göstermek adına yapılan blöfler gibi görünüyor” diye yazmış. (Kaynak: BBC)

Herhalde 1974’deki Kıbrıs Barış Harekâtı’ndan evvel de Türkiye’nin “blöf” yaptığını ileri sürenler olmuÅŸtur.

Günümüze kıyasla o dönemde gayet yoksul ve askerî imkânlar bakımından nispeten zayıf olan Türkiye, bütün bir Batı âlemini karşısına almak pahasına Kıbrıs’a asker çıkarmadı mı?

Kıbrıs topraklarının üçte biri üzerinde askerî / siyasî egemenlik kurmadı mı?

Bu egemenliÄŸini, ABD’nin can yakıcı ambargosuna raÄŸmen korumakta ısrar etmedi mi?

Bugün daha kuvvetli ve özgüvenli olan Türkiye, Fırat Kalkanı Harekâtı’nın baÅŸarısı da ortada iken, Afrin’e girmekten niye çekinsin?

Türkiye’nin blöf yaptığını düşünüp ona göre davrananlar ateÅŸle oynuyor.

***

Bölge halkına –siyasî kimliklerini beÄŸenmedikleri Kürtlere de- eziyet eden ve Türkiye’ye karşı ciddi bir tehdit oluÅŸturan PYD/PKK unsurlarıyla mücadelenin gerekliliÄŸi izahtan varestedir.

ABD’nin çarkına çomak sokmanın gerekliliÄŸi de öyle.

Afrin’de Türkiye ile ABD kafa kafaya geldi dedik; günün sonunda ABD’nin geri adım atacağını (ki o yönde iÅŸaretler var) dileyelim.

Bu, emperyalizmin surlarında bir gedik açılması anlamına gelecek ve hepimiz için kıvanç vesilesi olacaktır.

AK Parti iktidarının şu veya bu icraatına muhalefet edebilirsiniz / edebiliriz ama Afrin meselesinde iktidarı desteklemek hepimizin boynunun borcudur diye düşünüyorum vesselam.

 

KAFTANCIOÄžLU VE 'ATATÃœRK'ÃœN KEMÄ°KLERÄ°'

AK Partili yönetici ve milletvekillerinin CHP Ä°stanbul Ä°l BaÅŸkanlığı’na seçilen Canan KaftancıoÄŸlu’nu “Gezi”ciliÄŸinden yahut 15 Temmuz direniÅŸine antipatisinden ötürü eleÅŸtirmeleri tabiidir; bunda sıkıntı yok.

“Atatürk’ün kemikleri sızlıyor”, “Mustafa Kemal’in kurduÄŸu parti ne hale geldi?” türünden serzeniÅŸlerinde ise sıkıntı çok.

“Atatürkçülük”ün derdi yine AK Parti’yi gerdi…

Son zamanlarda sıkça rastladığımız bir durum ama ben hâlâ alışamadım.

kaynak: KARAR

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.