Makale
Devlette irade
Milletten sonra iradenin güzergâhı devlettir. N. Topçu’ya göre devlet manevi bir birliktir. N. Topçu’nun tabiriyle millet, “ilahi bir ruhun millete beden kazandırması”[1]dır. Ä°radenin en çok hissedildiÄŸi mekân, devlettir. Devlet bu iradeyi kötüye kullanmamalıdır.
Devlet, Nâmütenahi’ye doÄŸru ilerleyen yolda bir güzergâhtır. Dolayısıyla N. Topçu, fertten Nâmütenahi’ye doÄŸru yönelen iradeye teslimiyet, Namütenahi’den ferde doÄŸru yönelen iradeyeyse hâkimiyet adını veriyor. Devlet adamları bu hakikatin farkında olmaları gerekmektedir. N. Topçu, bu hakikatin farkında olan devlete, mesuliyetli devlet ismini vermektedir. Zaten Mutlak Ä°rade’ye doÄŸru yönelmiÅŸ olan fert iradeleri bu hakikatin farkındalar. BaÅŸkalarının onlara uyarıda bulunmasına gerek yoktur.
Devletin mesuliyetli olması fikri N. Topçu’da merkezidir meseledir. Mesuliyetli devlette, vazife bölgüsü ehliyet ve liyâkat daireleri dikkate alınarak yapılıyor.[2]
Ne zaman ki devlette irade sefalete uÄŸrar o zaman bu hakikat terkedilir. N. Topçu’ya göre devletin nihaî nokta olarak kabul edilmesi ve devletin mutlaklaÅŸtırılması bu hakikatin terkedilmesi anlamına gelmektedir. Bu zaman fertten devlete doÄŸru yönelen iradeye teslimiyet, devletten ferde doÄŸru yönelen iradeyey hâkimiyet adını veriyoruz. N. Topçu’ya göre modern devlet tam da bu formüle göre hareket etmektedir. Dolayısıyla modern devlette irade, Mutlak Ä°rade’ye yönelik deÄŸildir.
N. Topçu’da her mesele insanla doÄŸrudan irtibatlıdır. N. Topçu’da insan, devlet içinde erimemektedir. Mutlak Ä°rade’ye doÄŸru yönelmiÅŸ hareketin her merhâlesinde insan vardır. Hatta devletin iradesinin Mutlak Ä°rade’ye yönelip yönelmemesine de karar veren insandır. Dolayısıyla N. Topçu, olanı, olması gereken gibi kabul etmemektedir. N. Topçu’ya göre Allah (c.c) insana irade veriyor ve bu irade sayesinde insan kendi yaÅŸayacağı nizamı oluÅŸturuyor.
OluÅŸturduÄŸu nizamın Nâmütenahi’ye doÄŸru yönelip yönelmemesine de insanın kendisi karar vermektedir. Bu zaman aklımıza şöyle bir soru gelebilir. Böyle bir düşünce ÅŸekli deizme benzemiyor mu? Benzemiyor, çünkü N. Topçu’da iÅŸin içinde dua ve merhamet giriyor. Dua, insanın muhtaç olduÄŸunu Yaradan’ına (c.c) bildirmesidir. Yaradan (c.c) duaya merhametiyle cevap vermektedir. Ä°nsanın duası ve Yaradan’ın (c.c) merhameti sayesinde varlık her daim var olmaktadır. Dua, varlığı ayakta tutmaktadır. Bu konuyu daha iyi anlamamız için N. Topçu’nun Var olmak ve Mevlana ve Tasavvuf isimli eserlerinin mütalaa edilmesi gerekmektedir.
Sanatta irade
Mutlak Ä°rade’ye doÄŸru yönelmiÅŸ iradenin bir sonraki güzergâhı sanattır. Sanat irademizin müşahassas hâle gelmesi sonucu ortaya çıkan faaliyettir. Sanatta en büyük ÅŸah eserler, Nâmütenahi’ye yönelmiÅŸ iradelerin eserleridir. N. Topçu’ya göre “sanat iradesi, estetik imandan doÄŸuyor.”[3] Filozofumuza göre sanatkârın tabiatta gördüğü muhteÅŸem eserleri taklit etmesi aslında onun tabiatı var edene öykünmesidir, onun gibi olmaya çalışmasıdır. Aslında bu sanatkârın iradesinin Mutlak Ä°rade’ye yöneldiÄŸine iÅŸaret etmektedir. N. Topçu’nun estetik iman ismi verdiÄŸi ÅŸey de budur. Fakat estetik iman çokluÄŸa yöneliktir. EÄŸer sanat çokluk arkasında duran birliÄŸi gaye edinmezse o zaman ortaya çıkacak olan sanattaki irade, sanatın kendisini gaye edinmiÅŸ olacaktır. N. Topçu buna pagan kültürlerdeki sanatları örnek vermektedir. Dolayısıyla pagan kültürlerde sanat iradesi, sanatın kendisini gaye edinmiÅŸtir. N. Topçu’ya göre “heykel sanatında Mikelanj, resimde Corot, musikide Beethoven ve edebiyatta Goethe sanat iradesini Mutlak Ä°rade’ye yönlendirmeyi baÅŸarmış kiÅŸilerdir.”[4]
Hâsıl-ı kelâm N. Topçu’ya göre irademiz eÄŸer sanat alanında kalırsa o zaman kâmilleÅŸemeyiz. Sanattaki irade sanatın kendisini deÄŸil Mutlak Ä°rade’yi gaye edinmelidir.
Ahlakta irade=isyan
Ä°rademize karşı yapılan en büyük suç, iradenin hapsedilmesidir. Ä°rademizin hapsi genellikle devletin veya toplumun bize dayattığı sistemlere uyulduÄŸu zaman vuku buluyor. Ä°rade doÄŸası gereÄŸi hareket hâlindedir. Hareket hâlindedir çünkü kaynağı biz deÄŸiliz… Hareket hâlindedir çünkü kaynağını aramaktadır.[5] Ahlak alanında tayin edici kavram merhamettir. N. Topçu’ya göre ahlaklı insanı merhamet duygusu idare etmektedir. ÖrneÄŸin, “insanlığın imdadına koÅŸmamdaki sebep, zekâ ve mantık yollarıyla halledilmez. Bu ilahi bir harekettir ve koÅŸan insan Allah (c.c) emri yaptığını hisseder gibidir. Böyle bir merhametin hamlesiyle koÅŸmada ise Allah’a (c.c) doÄŸru koÅŸmanın zevki duyulur.”[6] Filozofumuza göre ahlaklı davranmayı meleke hâline getiren insan, Allah’ın (c.c) hürriyetini kendinde hissediyor. Allah’ın (c.c) hürriyetini kendinde duyan insan bütün zorbalıklara, merhameti yok edici bütün hâl ve davranışlara isyan ediyor. Konformizm, ahlaklı insanın en büyük düşmanıdır. Çünkü konformizm insanın tabiatını yabancıdır. Konformizm bizim irademizi statikleÅŸtiriyor, irademizin hareketini durduruyor. Konformizmin bize dayattığı“ahlak”bizi makineleÅŸtiriyor. Ahlaktaki iradenin, Mutlak Ä°rade’ye doÄŸru yönelmesi, benliÄŸimi yok etmeye yönelik iradeleri yenmekle mümkündür.
Dinde irade
N. Topçu’ya göre “din hem duygu hem de zekâ âleminin üstünde bir irade hadisesidir.”[7] Filozofumuza göre din alanı bizim irademizin Mutlak Ä°rade’ye baÄŸlanmasına en çok yardımcı olan alandır. Ona göre “mistik imandan dini irade doÄŸuyor.”[8] Mistik iman nedir? Mistik iman, âlemde görünen çokluÄŸun arkasındaki birliÄŸi sezmektir. Dindeki iradeyi daha iyi anlamamız için N. Topçu’nun bilgi anlayışını bilmemiz gerekmektedir. N. Topçu’ya göre 5 türlü bilgi var: Duygulardan, zekâdan, sezgiden, ilhamdan ve vahiyden elde edilen bilgi. Ä°lham ve vahyin kaynağı aynıdır. “Vahiy ve ilham arasındaki fark mahiyet farkı deÄŸil, derece farkıdır.”[9] Din alanında bu 5 tür bilgi tamamlanmış olur. Dindeki irademizin Mutlak Ä°rade’ye yönelmesi için bu 5 tür bilginin vahdet ÅŸeklinde Nâmütenahi’ye doÄŸru yönelmesi gerekmektedir. Dindeki iradenin Mutlak Ä°rade’ye yönelmesi sonucunda maddî dünyanın kalbimizde kurduÄŸu taht yok olur. Kalbimiz, ÅŸimdiye kadar irademizin uÄŸradığı güzergâhların tamamıyla fani iradelere sahip olduÄŸunu biliyor. Din alanında insan, ıztırabın sadece Mutlak Ä°rade’ye kavuÅŸmakla ve Mutlak Ä°rade’de erimekle son bulacağını anlıyor.
Sonuç yerine
N. Topçu felsefesinde her konuda insan merkezdedir. Fakat insan her zaman Allah (c.c) ve âlem baÄŸlamında ele alınmaktadır. Bu anlamıyla N. Topçu’nun insan’ı, Kartezyen ben’den çok farklıdır. Var olmak, isimli yazısında N. Topçu şöyle demektedir: “Hareket ediyorum, düşünüyorum, BirliÄŸi seviyorum, o hâlde varım.”[10] N. Topçu’nun hareket felsefesini anlatmak yazımızın sınırlarını aÅŸmış olur. Fakat ÅŸunu belirtmeliyiz ki N. Topçu her alanda hareketi esas almakta ve insanı kurtuluÅŸa götüren hareket’i, Nâmütenahi’ye yönelik hareket olarak adlandırmaktadır. Düşünüyorum, insanın sadece kendisi, kendi benliÄŸini düşünmesi anlamına gelmemektedir. Zaten N. Topçu da “insan kendisini bilirse, Rabbini de bilir” düşüncesini kabul ediyor. Filozofumuza göre BirliÄŸi seviyorum diyen insan, bütün güzelliklerin muhtaç olmayan Varlık’tan geldiÄŸini bilen insandır. “Rabbini arayan bir dindi aÅŸkım!”[11]
Hâsıl-ı kelam N. Topçu insanı, irade sahibi varlık olarak kabul etmektedir. Ä°nsanın iradesi Namütenahi’ye doÄŸru yönelmeli ve millet, devlet, sanat, ahlak ve din alanlarından geçerek Allah’a (c.c) ulaÅŸmalıdır. Çünkü iradenin gerçek kaynağı Allah’tır (c.c). Ä°radesi Allah’a (c.c) yönelmeyen insan, sefalet içindedir. Ya kendisini ya milletini ya devletini ya sanatını ya da dinini kendine ilâh edinmiÅŸtir. Arif insan, bu güzergâhların sadece Allah’a (c.c) gidiÅŸatta birer güzergâh olduÄŸunu idrak etmiÅŸ insandır. Ä°nsandan Allah’a (c.c) yönelen iradede teslimiyet, Allah’tan (c.c) insana doÄŸru inen iradede hâkimiyet esastır. Teslimiyette dua, hâkimiyette merhamet varlığın bekasını saÄŸlayan ilkedir.
Kaynakça
1. Hayyam Celilzade, “Ä°slam Düşünce GeleneÄŸi ve N. Topçu”, XIV. TÃœFÖB Kongresi, Mardin, 2013
2. Ä°smayıl Kara, Bir Siyasi Ä°hya Hareketi: N. Topçu’da Siyaset ve Devlet Telakkisi, Hece, Ankara 2006, S: 109, ss. 244-254
3. M. Murat Özkul, Nurettin Topçu Düşüncesinde Hürriyet Kavramı, Hece, Ankara 2006, S: 109, ss. 274-283
4. M. Orhan Okay, N. Topçu’nun Güzel Sanatlara Ve Edebiyata Bakışı, Hece, Ankara 2006, S: 109, ss. 333-340
5. Necmeddin Kemal, Nurettin Topçu’nun Düşüncesinin Kaynakları, Sakarya Ãœniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Sakarya 2009
6. Nurettin Topçu, İradenin Davası, Devlet ve Demokrasi, yayına haz: Ezel Erverdi, İsmail Kara, Dergâh Yay, İstanbul 2012
7. Nurettin Topçu, Varoluş Felsefesi, Hareket Felsefesi, yayına haz: Ezel Erverdi-İsmail Kara, Dergâh Yay, İstanbul 2011
8. Nurettin Topçu, Var Olmak, yayına haz: Ezel Erverdi-İsmail Kara, Dergâh Yay, İstanbul 2013
[1] N. Topçu, İradenin Davası, Devlet ve Demokrasi, s. 52
[2] GeniÅŸ malumat için bkz: Ä°smayıl Kara, Bir Siyasi Ä°hya Hareketi: N. Topçu’da Siyaset ve Devlet Telakkisi, Hece, Ankara 2006, S: 109, ss. 244-254
[3] N. Topçu, a. g. e., s. 64
[4] M. Orhan Okay, N. Topçu’nun Güzel Sanatlara Ve Edebiyata Bakışı, Hece, Ankara 2006, S: 109, s. 334
[5] Hareket hâlinde olan irademizi millet, devlet, sanat, ahlak ve din alanlarına yönlendirmek ve bu alanlardan geçerek Allah’a (c.c) ulaÅŸmasını saÄŸlamak “insan”ın kendi elindedir. Bu sebepledir ki her insan iradesi Allah’a (c.c) ulaÅŸ(a)mamaktadır.
[6] N. Topçu, a. g. e., s. 76
[7] N. Topçu, a. g. e., s. 68
[8] N. Topçu, a. g. e., s. 64
[9] M. Orhan Okay, a. g. e., , s. 334
[10] Nurettin Topçu, Var Olmak, s. 23 / Kanaatimce, N. Topçu, hareket ediyorum derken Kelam ilminden, düşünüyorum derken Felâsife’den, BirliÄŸi seviyorum derken Tasavvuf’tan hareket etmektedir. Dolayısıyla N. Topçu, Ä°slam’ın 3 entelektüel boyutunu yani Kelam’ı, Felsefe’yi ve Tasavvuf’u birlikte ele almakta her üç disiplinin de aynı hakikate ulaÅŸtırdığını ve bu 3 disipline vakıf olan ÅŸahsın “varım” demeÄŸi hak ettiÄŸini savunmaktadır. Çünkü bu ÅŸahıs, Mutlak Varlık’ın bilgisine en çok vakıf olandır.
[11] N. Topçu, Var Olmak, s. 42
Henüz yorum yapılmamış.