Sosyal Medya

Makale

Silik Yüzler

İnsan ilişkilerinin söz konusu edildiği bütün psikolojik ve sosyolojik sahaların, adı konulamayan karanlık yüzleri olur. Bu sahalar, sübjektif yargılarla doludur ve daha ziyade gayrı meşru işleri barındırır. Burası dünyanın görünmeyen karanlık yüzüdür. Dünyanın karanlık yüzünde ahlaki sorumluluklara yer verilmez. Burada herkes kaçaktır. Kimse kimliğini burayla anlamlandırmaz. Yapılacak işlerin tehir alanıdır burası. Normal şartlarda kişi, dürüst olması gerektiğini bilir. Fakat bu alanda dürüst olması gerekmez. Mesela faiz, haksız kazançtır. Oysa burada güçlenmek adına verilir-alınır. İşte bedevilerin görgüsüzlüğü, yalan haberin kışkırtıcılığı, savaşın her şeyi mubah kılması; alay etmenin küçük görmenin dedikodu yapmanın küçümsenen tarafı, ırk ve dil farklılıklarının ayrımcılığı ile minnet etmenin cehaleti burada işe yarar. Bu nedenle Kur’an insanı görünen alanda durmaya çağırır. Zira dünyanın görünen yüzünde ahlakın olmadığı alan yoktur. Güzel ahlaki ilkeler, insanı bu karanlık sahadan ayırır.

Günah, insanın yüzünü siler ve onu kendisini göremeyeceği karanlık bir noktaya çeker. Bir ayette Allah bu silik yüzlerden şu şekilde bahseder:

“Ey ehl-i kitap! Biz, birtakım yüzleri silip dümdüz ederek arkalarına çevirmeden yahut onları, cumartesi adamları gibi lânetlemeden önce (davranarak), size gelenleri doğrulamak üzere indirdiğimize (Kitab’a) iman edin; (Yoksa eninde sonunda) Allah’ın emri mutlaka yerine gelecektir.”1

Yüzlerin silinmesi ( نَطْمِسَ وُجُوهًا ), insanın işitme, görme gibi yüzüyle taptığı bütün faaliyetlerin askıya alınması ve karanlığa duçar kalması anlamına gelir. Bir şeyin izini kökten imha etmektir. Ehl-i Kitap, aklın ve sağduyunun tasdik ettiği ölçülerin; insanların birbirlerini Allah’tan başka Rabler edinmemesi, herkesin karnının doyması ve güvenlik endişelerinden kurtulması gibi Kur’an içinde de yer verilen esasları kabul etmeyerek bu karanlık dünyaya kendisini hapsetmiştir.

Batı medeniyeti, hâkimiyet kurduğu dünyada sadece çıkar ilişkilerine odaklanan, silahlanmaya ayarlanan, oyun ve eğlenceye adanan yönleriyle insanın yüzünün silinmesinden sonuna kadar sorumludur.

[1] Nisa suresi, 47. ayet.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.