Sosyal Medya

Makale

Yargı ve adâlet işi, ateşten bir gömlek

tarihinde yayınlandı.

Bu bir korku değil, kaygı ve endişe yazısıdır.

Ankara BaÅŸsavcılığı’nın dün yaptığı açıklamaya göre,  ‘Mor Beyin'denilen ve FETÖ ile mücadeleyi sulandırmak amacıyla örgüt mensubu yazılımcılar tarafından geliÅŸtirilen bir teknikle, 11 bin 480 kiÅŸinin  telefonu, iradeleri dışında ByLock’a yönlendirilmiÅŸ, FETÖ bu yöntemi gerçek kullanıcıları gizlemek ve mücadeleyi sulandırmak için kullanmış..’

Bu durumda,  Yargıtay’ın sırf ‘ByLock’ baÄŸlantısını terör örgütü üyeliÄŸine yeterli delil sayan içtihadı n’olacak?

Ankara BaÅŸsavcılığı’nın bu açıklaması, âcilen sonuçlandırılması gereken bir durumu iÅŸaret ediyor. Çünkü, bu durumda olan veya, ‘Benim kontörüm bitmiÅŸ, senin telefonundan edebilir miyim?’ veya ‘telefonuna dua metinleri indireyim’ diye, en yakın arkadaÅŸlarına bile, ahlâksızca bir ideolojik baÄŸlılıkla hıyanet edenler hiç de az deÄŸil..

Bu ÅŸekilde yanan ve aylardır cezaevlerinde yatan binlerce kiÅŸi var. 

***

Son KHK ile ilgili tartışmalar devam ediyor. Ä°ktidar yetkilileri, ‘Bunu baÅŸka taraflara çekmek kötü niyetliliktir..’ deseler de, baÅŸka taraflara çekilmeye müsait açıkları olacak ÅŸekilde bir düzenlemeye güzelleme düzmek de, safdillik olur.

Bu arada tarihten bir ‘qıssa’.. Hisse alınabilirse tabiî..

M. Åžemseddin, 1908’lerde Ä°slamî tefekkür alanının en ateÅŸli isimlerinden, Ä°slam tarihi prof’u bir kiÅŸidir. Günaltay soyadı alan bu isim, 1949’da ise, 27 yıllık katı laik diktatörlük döneminin 1950 seçimleri öncesindeki son baÅŸbakanıdır.

2. Dünya Harbi’nin Sıcak SavaÅŸ bölümü bitmiÅŸ ve SoÄŸuk SavaÅŸ dönemi baÅŸlamıştır.

Türkiye, Amerikan ve kapitalist emperyalizmin manyetik alanına geçmiÅŸtir. Bunun için, ‘Bir sosyal sınıfın diÄŸer bir sosyal sınıfı tahakküm etmesini engellemek adına..’, komunizan faaliyetleri önlemek hedefiyle Ceza Kanunu’na 141 ve 142’nci maddeler eklenir. Ardından da, Ceza Kanunu’na ‘devletin siyasî, iktisadî, kültürel her alanda kısmen de olsa dinî esaslara göre yönetilmesi yolunda görüş açıklanması’nı cezalandıran 163'ncü madde..

Ä°slamî fikriyatın seçkin ismi EÅŸref Edib, eski yakın arkadaşı Åžemseddin Günaltay’a, bu maddeyle ilgili kaygılarını bildirir. Günaltay ise, arkadaşına, bu maddenin uygulama alanı olmayacağı ve sadece, ‘141-142’nci maddeler getirilince, tek taraflı hareket edildiÄŸi görüntüsü ortaya çıkmasın diye, bu 163’üncü maddeyi getiriyoruz..’ kabilinden bir açıklama yapar.

Ama, 1992’de kaldırılıncaya kadar 40 küsur yıl boyunca, binlerce Müslümana ne acılar çekildi, binlerce insan hapishanelerde yıllarca çürütüldü; sadece sosyal dengenin korunduÄŸu görüntüsü adına..

Son KHK’daki muÄŸlaklık da aynı sonucu vermeyecek midir?

***

‘Tek tip elbise’ konusu da öyle..

Sırf, bir darbe sanığının, üzerinde Ä°ngilizce olarak ‘HERO /Kahraman’ yazılı bir tişört giymesine duyulan tepkiyle, sanıklara, ‘tek tip elbise’ gündeme gelmiÅŸ ve sonra soÄŸumaya bırakılmış gibiydi. Åžimdi yine gündemde.. Halbuki, o gibi kurnazlıkların her birisinde inisiyatif, sanıkların eline bırakılmış olmaz mı? Halbuki, hatası olan cezaevi personeline disiplin cezası vs. verilmesi yeterli olabilirdi.

Yarınlarda, adı veya soyadı ‘kahraman’ olan sanıkları n’apacağız?

Bizim değerler sistemimizde bu gibi uygulamalara yer var mıdır?

Afganistan’da 2002’de Amerikan iÅŸgaline karşı savaşırken esir alınıp, 15 yıldır Guantanamo’da tutulanlara, orada, ‘tek tip elbise’ giydirilmesinin örnek olarak gösterilmesi, ‘Sui misal, misal olmaz!’ anlayışınca da geçerli deÄŸildir.

Kaldı ki, sanıklar adı üstünde ‘maznun/ zanlı’dırlar. ‘Kanunî takip ve tevkif’ altında olsalar bile, haklarındaki hüküm kesinleÅŸmedikçe suçlu olarak nitelenemezler. Bu durumda, bu yaklaşım, insan ÅŸeref ve itibarının korunması anlayışına ters deÄŸil midir?

Hükmün kesinleÅŸmesinden önceki hallerde, sanık, yargılama sırasında yalan da söyler, yanıltmaya da çalışabilir; hava da atar, tehdit de eder veya sızlayıp aÄŸlayabilir de.. Bu, sanığın kendi tercihidir. Böyle durumlarda, yargı makamında olanların sanığın tavrı veya kıyafetinden dolayı etki altında kalması ihtimali,  yargıda inisiyatifin yitirilmesi tehlikesini de doÄŸurur.

kaynak: Star

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.