Sosyal Medya

Makale

Korkuyu beklerken

Filistin direniÅŸinin sembol isimlerinden biri haline gelen ve terörist Ä°srail’in gözaltı süresini uzattığı Ahed Tamimi’nin fotoÄŸraflarına bakarken dehÅŸetle bir ÅŸey fark ettim. Ahed’in başı örtülü deÄŸildi. Yani inanır mısınız, yarım yamalak taktığı bir ÅŸalı bile yoktu başında.

Bir ülke taklidi yapan BirleÅŸik Arap Emirlikleri’nin soytarısı tweet atınca gündeme gelen Fahreddin PaÅŸa’nın bir takım hususiyetlerini düşündüm bir de. PaÅŸa öyle zannedildiÄŸi gibi dindar biri deÄŸildi. Hay Allah. Görüyor musunuz ÅŸu iÅŸi? Halbuki “Osmanlı PaÅŸası” dediÄŸiniz adam beÅŸe beÅŸ katan, bilcümle nafile ibadetleri bihakkın yerine getiren, evliya deÄŸilse bile “evliya çırağı” kontenjanından kendisine yer bulan bir adam olmalı deÄŸil miydi?

Bütün bunların üzerine bir de önceki gün Hayrettin Karaman Hocamızın “müzik ile ilgili” yazısını okumayayım mı? “Ä°mam Gazali fetvası muteberdir müzik konusunda, insanı ÅŸirke ya da cinselliÄŸe teÅŸvik etmiyorsa müzik haram deÄŸildir. Hem müzik o kadar önemli bir sanattır ki, akıl hastalarının tedavisinde dahi kullanılmıştır” diyor iyi mi?

DoÄŸrusu üçü de olacak ÅŸey deÄŸil bunların. En azından ‘olduklarını inkar’la kendimizi temizleyebilir, tövbe istiÄŸfar ederek bu tehlikeleri bertaraf edebiliriz. DeÄŸil mi?

“Ne diyorsun be adam” mı dediniz? Biraz daha bekleyin derim. Başıma gelen birkaç ÅŸey daha anlatayım.

GeçtiÄŸimiz günlerde devletimizin Kültür Bakanlığı beni ve bazı yazar arkadaÅŸlarımı Beyazıt Devlet Kütüphanesi’ne davet etti. Programın adı “Kütüphanede Bir Gece” idi ve amacı da Beyazıt Devlet Kütüphanesi’nin tüm gece açık olmasına dikkat çekmekti. Yaklaşık beÅŸ saat boyunca “oturum düzeni” içerisinde dertleÅŸtik, konuÅŸtuk insanlarla.  O gün bugün içinde “kadın-erkek birlikte gecelemek” kalıbının da geçtiÄŸi tuhaf bir eleÅŸtirinin hedefindeyim. Bu eleÅŸtiri önemli deÄŸil de, bu gevÅŸeklerin o programa katılan herkese zina isnat ederkenki rahatlıkları beni öldürecek. “Kamusal alanda kadınlarla erkekler bir arada bulunamazlar” fikrine sahip olmalarına saygı duyduÄŸumu, fakat bu fikri bana dayatmalarına saygı duymadığımı bir türlü anlatamadım üstelik kimseye. 

GeçtiÄŸimiz günlerde bir vakıf tarafından konuÅŸmacı olarak davet edildiÄŸim programın adı, bu köşede yayınlanan bir yazımın baÅŸlığının aynısı, yani “Yeni Bir Dindarlık Önerisi” konulmuÅŸtu. Bu kez eleÅŸtiriler, benim yazıda ne söylediÄŸimden tamamen bağımsız olarak “hayırdır, yeni bir din mi indi de yeni bir dindarlık öneriyorsun?” düzeyine ilerledi. Oysa ben, hem yazıda hem konferansta “yeni bir sosyolojik atak yapmalı dindarlar, ilgilendikleri toplumsal alanları çeÅŸitlendirmeliler” fikrini savunmaktan ötesini yapmamıştım. Fakat bununla, yani içerikle kimse ilgilenmedi.

Sıra geldi en komiÄŸine… Bursa’dan üniversiteli gençler beni “Ä°slamcı Gençlik Öldü mü?” baÅŸlığını konuÅŸmak üzere davet ettiler. Ben de orada Ä°slamcılığın tarihsel geliÅŸimini özetledikten sonra “Ä°slamcı gençlik ölmez. Hatta bugün umudumuz her zamankinden çok olmak üzere gençliktedir, ne varsa gençlerde vardır” fikrini savundum hararetle. Bu baÅŸlığa aldığım eleÅŸtiri ÅŸuydu: “Ä°slamcı gençliÄŸe ‘öldü’ deyip helvasını kavurmaya utanmıyor musun?”

Geldik meselenin ek yerine.

Bütün bunlar, “makuliyetin ölümü” yüzünden yaÅŸanıyor Türkiye’de. Kitle hocaları, “zaten dindar ailelerin zaten dindar çocuklarına bir baÅŸka tür dindarlık öneren” bir takım isimler, “ben olmazsam Allah’ın dini de olmaz” diyecek kadar ÅŸiÅŸik egolar yüzünden ölüyor makuliyet.

Hep söyledim, yine söyleyeceÄŸim. Fıkhı “donmuÅŸ bir arkeoloji”, hadisi “eÄŸilip bükülebilecek bir antoloji”, kelamı “tekfir ederken iÅŸimize yarayacak bir kılıç”, cemaati “baÅŸkalarının gözünü korkutabilecek bir iktidar odağı” ve en nihayet hayatı “sürekli inkâr edilecek bir kötülükler alanı” olarak inÅŸa ederseniz makuliyet ölür.

Ve iÅŸte buradan açıkça ilan etmekte bir beis görmüyorum. Korkuyorum ben. Bugün bu eleÅŸtirileri gerine gerine yapan “sosyal medya kahramanları” yarın öbür gün konferans basmaya, konuÅŸmacı dövmeye, adam bıçaklamaya da baÅŸlayacaklar. En azından bunu yapmayacak olmalarına karşı hiçbir güvencemiz yok.

“Din bizim anladığımız gibidir, onu baÅŸka türlü anlayanın vay haline” diyecekler ve Ä°slam’ın tarifini kendileri gibi yapmayan, SünniliÄŸin tarifini kendileri gibi yapmayan, fıkhın tarifini kendileri gibi yapmayan, tarikat ve tasavvufun tarifini kendileri gibi yapmayan herkesin başına bela olacaklar.

“Allah’ın tek yetkili bayisi” gibi davranmanın, buna inanan bir nesil yetiÅŸtirme çabasına girmenin çok ağır sosyolojik sonuçları olacak. Çok canımız yanacak.

Åžimdi bunları yazdım diye bana etmedik laf bırakmayacak olanlara da bir çift sözüm olsun: “Allah’ın dini sizin algınıza hapsedilmeyecek kadar büyük ve önemlidir. Allah’ın dinini kendinize tahsis edilmiÅŸ bir özel alan olarak görmeye devam ettiÄŸiniz sürece sizinle mücadeleyi göze alacaklar da olacaktır. Beni o listeye yazın.”

kaynak: Yeni Åžafak

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.