Makale
Trinidad and Tobago'da Devrim Var da Kalan Biz Miyiz?
Tarih 1990 yılının 27 temmuz Cuma gününü gösterirken Trinidad and Tobago radyosundan şöyle bir ses duyuldu: "Bu öğlen saat 18.00'da Trinidad ve Tobago hükümeti devrilmiştir. Başbakan ve hükümet üyeleri tutuklanmıştır. Herkesten sakin kalmalarını istiyoruz. Devrimci güçler caddeleri kontrol edecek. Yağmalama olmayacak."
Radyoda konuÅŸan Ä°slam Devrimcilerinin lideri Yasin Ebubekir’di. KonuÅŸmasına şöyle devam etti:
"Eğer bu insanlar doğru yoldaysa Allah neden bize onların üzerinde güç verdi?
Neden bu gece burada sizin yerinize biz oturuyoruz?
Alemdeki kararları kim veriyor, yaratıcınız değil mi?
Bu gece millete seslenen BaÅŸbakan kim?
O nerede?
Allah onu bertaraf etti. Allah gücü değil otoriteyi bertaraf etti zira ben dahil hiçbir insan herhangi bir güce sahip değildir. Bizler sadece geçici hükümranlarız çünkü hepimiz öleceğiz."
Nüfusu bir buçuk milyon civarında olan bu küçük Latin Amerika ülkesinde alışılmamış bir şeydi bu. Genellikle Uzak doğu ve Afrika kökenli olmak üzere 100 bin civarında Müslümanın yaşadığı Trinidad and Tobago, Karayip Denizi ile Atlas Okyanusu arasında yer alan iki küçük adadan oluşmaktadır.
Ä°slâm dininin ülkeye giriÅŸi XVIII. yüzyılın ikinci yarısına kadar uzanır. Atlantik köle ticareti esnasında 1777’de Batı Afrika’dan ÅŸeker kamışı tarımında çalıştırılmak üzere getirilen köleler arasında bulunan Müslümanlarla Trinidad’da Ä°slâm’ın varlığı duyulur. Bu Müslümanların çoÄŸu Senegal’de yaÅŸayan Mandingo kabilesine mensuptur ve Arapça konuÅŸmaktadırlar. 1840’lı yıllarda Hindistan’dan getirilen ve ÅŸeker kamışı tarlalarında çalıştırılan anlaÅŸmalı işçiler arasındaki Müslümanlar adalara gelen ikinci grubu oluÅŸturur. Bunlar geri dönmeyerek ülkeye yerleÅŸirler. 1976 yılında Ä°ngiltere'den bağımsızlığına kazanan adalar ülkesinde bu gün Müslümanlar, Ehli Sünnet Cemaatler BirliÄŸi ve Trinidad Müslüman Ligi olmak üzere iki yapı tarafından temsil edilir. Genel itibariyle tropikal iklime sahip bölgede insanların geçim kaynağı yakın zamanda bulunan petrol, doÄŸalgaz ve tarımsal faaliyetlere dayanır.
Ülke genelinde 150'den fazla cami ve irşat merkezinin bulunması, Müslümanların eğitimli sınıfı oluşturması üzerinde durulması gereken önemli hususlardan. Öyle ki çok küçük bir topluluk olmalarına rağmen edindikleri düstur ile toplumda önemli bir ağırlığa sahip olmuşlardır: Müslümanlarının temel desturu bildiğini öğret, bildiğinden fazlasını öğren, bildiğini hayatına tatbik et.
Doksanlı yıllarda Trinidad and Tobago'da en etkin İslami Hareket, Cemaat-i Müslimin olarak bilinir. Hareketin kurucusu olan Yasir Ebubekir, Kanada'da öğrenci iken Müslüman olan ve ülkesine döndükten sonra tebliğ faaliyetleri yapan bir gençtir. Ülkenin fakir bölgelerindeki gençlerle ilgilenmeye başlar.
En çok da gittikçe artan uyuşturucu salgını ve uyuşturucuyu gençler arasında yayan mafya ile mücadele eder. Uyuşturucu trafiğinde hükümet yetkililerinin de parmağının olması, güvenlik güçlerinin dikkatini Ebubekir ve çevresine yönelmesine yol açar. Cemaat üzerinde artan şiddet sonunda hareketin silahlı olarak ayaklanmasına ve küçük bir grup olmalarına rağmen parlamento binasını ve tüm radyo ve tv binalarını ele geçirmelerine yol açar. Çok iyi organize olduğu belirtilen yaklaşık 100 kişilik gurubun bu kadar kısa sürede en kritik yerleri ele geçirerek İslam devrimi çağrısı yapması herkesi şoka uğratır. Devreye ABD'nin girmesi ile isyancılarla çatışmalar yaşanır ve bu durum 6 gün sürer. Yani 6 gün boyunca yönetim fiilen İslami hareketin elindedir. Daha sonra yapılan müzakereler neticesinde Cemaat-i Müslimin üyeleri tutuklanmamak şartıyla teslim olurlar. Üç yıl kadar hapiste yatan cemaatin lideri Yasir Ebubekir şu anda serbest olarak faaliyetlerini sürdürmektedir.
Son yıllarda özellikle Suud propagandaları ile selefi etkisine girdiği söylenen cemaatin karşı karşıya kaldığı en önemli suçlama, zamanında mücadele ettiği mafya gibi davranmaya başladığı ve üyelerini Irak ve Suriye gibi savaş bölgelerine sarf ettiği noktasında. Halen ülkenin başkenti Port of Spain'de İslami faaliyetlerine devam eden ve medresesinde eğitim veren Ebubekir bu tür suçlamaları reddeder. Hapisten çıktıktan sonra verdiği bir mülakatta şunları söyler: 1990 yılından beri cinayetle, cinayet komplosuyla, ihanetle, terörizmle, silah ve mühimmat bulundurmakla suçlandım ancak bu suçların hiçbiri sabit olmadı çünkü hepsi uydurmaydı. Bizi polisi oynamakla suçladılar. Olaylardan sonra istediğiniz buysa sokağı terk ediyoruz dedik. Şu an ülkedeki sorun da bu, bizim sokağı terk etmemiz. Sokaklar tamamen kontrolden çıkmış vaziyette."
Daha Geniş Bilgi için:
http://www.islamansiklopedisi.info/dia/ayrmetin.php?idno=410313
http://www.diyanetdergi.com/dunya-muslumanlari/item/1240-teslis-adasinin-muslumanlari
Henüz yorum yapılmamış.