Sosyal Medya

Makale

Yeni Dindar Nesil Projesinin Kodları

Her şey ‘On yılda on beş milyon genç yarattık her yaştan’ sloganıyla başladı. Yeni cumhuriyeti kuranlar muasır medeniyet seviyesine çıkabilmek adına seküler bir gençlik kurmanın peşine düştüler. Dini geri kalmanın sebebi sayan, tarihinden utandırıldığı için geleneğine hor bakan bu modern gençleri etnik kimliklerini abartarak yetiştirmek bir devlet projesiydi. Bu projenin başarılı olması için, dini, diyaneti, geleneği öven hatta hatırlatan her unsur yerle bir edildi.

Bu devlet projesinin karşısındaki yeni nesli Necip Fazıl Kısakürek Gençliğe Hitabesinde "Dininin, dilinin, beyninin, ilminin, ırzının, evinin, kininin, öcünün davacısı bir gençlik" olarak tanımlıyordu. Dinini, geleneğini ve şanlı tarihini önemseyen mücadeleci gençlik bir antitez olarak ortaya sürüldü. Çok zor şartlarda yetiştiklerinden öfke ve intikam duygusu onları daha da keskinleştirmişti. Sola dönüşmüş seküler gençlik ile milliyetçi muhafazakâr gençlik karşı karşıya getirilmesi soğuk savaş senaryosuna uygundu. Aynı toprağın çocukları devrim veya inkılap uğruna kardeşkanı dökmesi ebedi(!) müttefikimizin ‘bizim çocuklar” dediği rütbelilerce kıvamına gelince bitirildi(!)

12 Eylül darbesi, her iki tarafın altın nesil olarak yetiştirdiklerini suçlu görüp içeri atınca kavga bitti zannedildi. O sıralarda Diyarbakır cezaevinde işkencecilerce temelleri atılan seküler Marksist Kürt gençlik dağa doğru ittirilince daha sonraları 30000 cana mal olacak yeni bir kan davasının temeli atıldı. Soğuk savaş bitince yeni düşmanın İslam olarak belirlendi. İran devrimi ve Afganistan’ın işgaliyle bilenmiş sınır ötesi operasyonlarda şehit olmayı isteyen cihatçı gençlik, küresel güçlerin ve istihbaratların verdiği lojistik desteklerle büyük örgütler kurulmasına müsaitti. Öte yandan ılımlı İslam projesinin ürünü olan altın nesil, sessiz sedasız devletin kadrolarına yerleştiriliyordu. 28 Şubat post modern darbesi bu iki farklı gençliği aynı kayığa binmek zorunda bıraktı. Bu zorunlu nikâh ancak 15 Temmuz 2016’ya kadar idare edebildi…

Şimdilerde başörtülü takiyyeci ablalar, sakallı cihatçı gençler polis baskınıyla hapishanelerde biriktiriliyorlar. Hayatın boşluk kabul etmediğini bilen devlet ricali “Yeni dindar nesil” projesini hayata geçirmek için imam hatiplerin sayısını arttırdı. İşte velisi olduğum imam hatip ortaokulunun girişinde dindar nesil projesinin misyonu şöyle anlatılıyor; ‘Türk tarihini, milli kültürünü ve evrensel değerleri Atatürk ideallerini gerçekleştirmeyi hayat tarzı olarak benimsetme yolunda öğrencilerin zihinsel bedensel ve ruhsal ve sosyal yönden gelişmelerini sağlayıcı ortamlar hazırlamak.’ 10 Kasım’da imam hatipli kızların başörtüleriyle oluşturulan imza koreografisi bu misyonun uygulama sahasına yansımış ilk fotoğrafı. Anlaşılan o ki dindar nesil yetiştirme projesi devleti oluşturan tüm açık ve derin unsurların konsensüsünün göstergesi. Bakalım yetiştirilmeye gayret edilen bu doğan görünümlü şahin nesil, 2023 sonrası hangi kavganın tarafı kılınacak?  

Oysa dindar nesil arzulayanlar(!) İmam hatipte öğretilmeye gayret edilen Kuran’a ‘Allah nasıl bir nesil yetiştirmemizi istiyor?’ diye başvursalardı, çok açık ve kalıcı tariflere ulaşabilirlerdi…

Ey Müminler, … Allah böylelerini giderip yerine öyle kimseler getirir ki, Allah onları sever onlar da Allah’ı severler. Onlar müminlere karşı alçak gönüllü ve merhametli, (saldırgan) kâfirlere karşı ise son derece sert ve tavizsiz davranırlar. Yine onlar Allah yolunda üstün çaba gösterirler, ayrıca kendilerine dil uzatanların incitici sözlerine aldırmazlar. İşte bütün bu sıfatlar Allah’ın bahşettiği bir lütuf ve üstünlüktür. Allah bu lütfu layık gördüğüne bahşeder. Allah’ın lütfu bol ilmi sınırsızdır” (Maide / 54)

Yetişmesine özen ve gayret gösterilecek altın neslin misyonu sizce de bu ilkeler olmalı değil mi?

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.