Sosyal Medya

Makale

Niçin Müslüman düşmanlığı?

"Sen onların dinlerine uymadıkça yahudiler de hıristiyanlar da senden asla memnun kalmayacaklardır. De ki: “Asıl doÄŸru yol ancak Allah’ın yoludur.” EÄŸer sana gelen ilimden sonra onların arzularına uyarsan, bilesin ki artık Allah sana ne dost ne de yardımcı olacaktır.” (Bakara:2/120).

Peygamberimiz (s. a.), gerçek bir elçi sıfatıyla bütün insanlar için bir rehber, bir müjdeci ve uyarıcı olarak gönderilmiÅŸ olmasına raÄŸmen, Medine’deki yahudiler tam bir taassup ve tutuculukla Hz. Peygamber’e ve Ä°slâm’a karşı tavır almışlar; ona ve onun getirdiÄŸi yeni dine uymaları ve bu dinin gerçekleÅŸtirdiÄŸi yenilikleri benimsemeleri gerekirken, tam tersine Peygamber kendi dinlerini benimsemedikçe ondan asla hoÅŸnut olmayacaklarını ortaya koyan bir tutum sergilemiÅŸlerdir. DoÄŸru ve kurtuluÅŸa götüren yol Allah’ın yoludur; O’nun bildirdiÄŸi iman esaslarını, ibadet ve hayat tarzını benimseyip yaÅŸamaktır. Bunlara dair Allah’tan bilgi geldikten sonra, artık yahudilerin veya hıristiyanların arzularına uymak, Ä°slâm’la baÄŸdaÅŸmayan inanç, ibadet ve hayat tarzlarını benimsemek mümkün deÄŸildir; bunu yapan bir kimse Allah’ın dostluÄŸunu ve yardımını da kaybetmiÅŸ olur.

Yahudilerle hıristiyanların, kendi dinlerine uymadıkça müslümanlardan memnun ve hoÅŸnut olmayacakları yönündeki Kur’ân-ı Kerîm’in bu tesbiti, tarihî olarak da ispatlanmış bir gerçektir. Nitekim müslümanlar kendi topraklarındaki Ehl-i kitaba karşı son derece adaletli ve insanî bir tavır sergiledikleri, hatta her zaman Ä°slâm beldeleri onlar için bir sığınak olduÄŸu halde, müslüman Ä°spanya’nın (Endülüs) iÅŸgalinden baÅŸlamak üzere istilâ ettikleri bütün Ä°slâm ülkelerinde yahudi ve hıristiyan yönetimler müslümanlara karşı çok zaman vahÅŸete kadar varan baskı, sindirme ve sömürü politikaları izlemiÅŸlerdir. Ayrıca hıristiyan Batı dünyası, Macarlar gibi hıristiyanlaÅŸmış Türkler’i benimsediÄŸi halde müslümanlığını korumuÅŸ Türkler’i hiçbir zaman dost olarak görmemiÅŸ; özellikle Tanzimat’tan bu yana Türkler’in göstermiÅŸ olduÄŸu Batı dünyasıyla yakınlaÅŸma çabaları, onların bu olumsuz tavırları yüzünden daima Türkler’in aleyhine iÅŸlemiÅŸtir. Hıristiyan dünyanın diÄŸer müslüman milletler, hatta hıristiyan olmayan bütün toplumlar karşısındaki tutumu da bundan farklı deÄŸildir. Hıristiyan Batılılar’ın Müslümanlığı Hıristiyanlığa karşı, müslümanları da hıristiyanlara karşı tehlikeli bir güç olarak algılamaları, Ä°slâm’a ve müslümanlara karşı daha zalim ve haksız tavırlar sergilemeleri sonucunu doÄŸurmaktadır.

Bütün bu tesbitler yahudilere ve hıristiyanlara karşı, körü körüne dostluk duygusu besleyip kiÅŸiliksiz ve teslimiyetçi bir davranış tarzını benimsemenin de, onların hatasını tekrarlayarak, kör bir düşmanlık duygusuna kapılıp haksız davranışlara kalkışmanın da yanlış olduÄŸunu göstermektedir. Her iki aşırılık da en baÅŸta Kur’ân-ı Kerîm’in öğretisine aykırıdır. Zira Kur’an müslümanlara bir taraftan, “Herhangi bir topluluÄŸa duyduÄŸunuz kin, sizi adaletsiz davranmaya itmesin. Adaletli olun; bu, takvâya daha uygundur” (Mâide 5/8) derken, diÄŸer taraftan da üzerinde durduÄŸumuz âyette görüldüğü gibi, “EÄŸer sana gelen ilimden (vahyin ortaya koyduÄŸu gerçeklerden) sonra onların arzularına uyarsan, bilesin ki artık Allah sana ne dost ne de yardımcı olacaktır” der. Åžu halde müslümanlar için yapılacak iÅŸ, dostluk ve düşmanlık gibi duyguların etkisiyle zulüm veya zillet tavırları sergilemekten sakınmak; Ä°slâm’ın genel öğretisine uyarak iman, akıl, ilim, irfan, dürüstlük ve adalet gibi zihnî ve ahlâkî erdemlerle donanmak, bu erdemlerle desteklenen bir kültürel, siyasî ve ekonomik rekabet ve geliÅŸme iradesini en verimli biçimde harekete geçirerek onurlu ve kiÅŸilikli bir iliÅŸki zeminini oluÅŸturmaktır.

Buraya kadar Müslüman olmayan toplulukların ve özellikle de Batı’nın din farkına ve taassubuna dayalı düşmanlıklarını irdelemiÅŸ olduk. Günümüzde öteki dinlerin etkisi hala bir ölçüde mevcut olsa da onun yerini daha çok ulusal egoizmin aldığını görüyoruz. Türkiye’nin AB ile olan iliÅŸkisi bunun açık örneÄŸidir: Hem AB’ye girmedikçe bizden hoÅŸnut olmuyor, bizi (çok şükür) kendilerinden saymıyorlar, hem de Türkiye tam üye olursa bizce haram onlarca mübah olan servet ve refahtan pay alacağımızı düşünerek ayak sürüyorlar. Ä°slam ülkelerine büyük zararlar veren ABD’yi motive eden ÅŸeyin ise ulusal menfaat olduÄŸu apaçık ortadadır.

kaynak: Yeni Åžafak

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.