Sosyal Medya

Makale

Al benden de o kadar

Yıldıray OÄŸur, Pazartesi günkü yazısında “Millî ve yerli Rusçuluk” saçmalığına dikkat çekti. “Darbe ve PKK konusunda haklı olarak ABD’ye kızarken ve iliÅŸkiler soÄŸurken, bir kurtarıcı, tek alternatif gibi Rusya’nın pazarlanması, Putin’in sirklerde hayvan terbiyeciliÄŸi yapan danışmanının bile tvlerde kendine bu PR faaliyeti içinde yer bulabilmesi, benzerini ABD için yapacak olanların rahatlıkla ajanlıkla suçlanacağı bir hararetle, Avrasyacılık adı altında Rusçuluk yapılması, bir de bu Avrasyacılık ve RusçuluÄŸun yerli ve milli kabul edilmesi”nden ÅŸikâyet etti. Al benden de o kadar!

PKK’nın Suriye kolunu diÅŸine kadar silahlandıran, F.Gülen’i koruyup kollayan, Rıza Zarrab ve Halkbank üzerinden de Türkiye’ye darbe vurmaya hazırlandığı intibaını uyandıran, ayrıca Türkiye’ye silah satışlarını ambargo şüphesi doÄŸuracak kadar ağırdan alan Amerika BirleÅŸik Devletleri’nin müttefikliÄŸine bel baÄŸlamak ahmaklık olur. Almanya, Ä°ngiltere, Fransa’nın ipiyle de kuyuya inilmez. NATO üyeliÄŸi Türkiye’nin selametini garanti etmiyor ve etmeyecek. Bununla beraber, emperyalist emelleri aÅŸikâr olan Rusya’ya karşı bir denge unsurudur.

Rusya ile kurulan baÄŸ da Batı’ya karşı bir denge unsurudur.

Kendimizi iktisadî, askerî ve siyasî bir ‘süper güç’ olarak inÅŸa edinceye ve/yahut güvenilir müttefiklerle -hatta müttehitlerle- yeni bir ‘blok’ oluÅŸturuncaya kadar, Batı’nın ÅŸerrine karşı Rusya’yı, Rusya’nın ÅŸerrine karşı da Batı’yı yedeÄŸimize almamızda fayda var. Nitekim hükümet de bunu yapıyor. NATO üyeliÄŸine raÄŸmen Rusya ile S-400 anlaÅŸması imzalıyor mesela. Rusya ile S-400 anlaÅŸması imzalarken Fransa ve Ä°talya ile ortak füze sistemi kurmak için kolları sıvamaktan da geri durmuyor.

Mevcut konjonktürde Türkiye’nin NATO’dan çıkmasını, Batı’yla iliÅŸkilerini koparıp Rusya ve müttefikleri ile hemhal olmasını savunmak, Türkiye’nin manevra alanını daraltmayı savunmaktır.

Rus haber ajansı Sputnik’in –daha evvel bu köşede yer verdiÄŸim- 12 AÄŸustos 2016 tarihli bir haberini hatırlayalım: “Türkiye’nin ABD ve AB ile iliÅŸkilerinin kötü durumda olmasını gerekçe gösteren Rusya Federasyon Konseyi Dış Ä°liÅŸkiler Komitesi üyesi Ä°gor Morozov, Moskova ve Ankara’nın mevcut sorunları Moskova’nın istediÄŸi koÅŸullarda çözme ÅŸansı doÄŸduÄŸunu ifade etti. Türkiye’nin manevra ÅŸansı kalmadığını savunan Morozov, Ankara’nın Rusya’dan gelen Suriye sınırını kapatma talebini mutlaka yerine getireceÄŸini vurguladı.”

Ä°fadelere bakar mısınız? ABD ve AB ile iliÅŸkileri kötü durumda olduÄŸu için Türkiye’nin manevra ÅŸansı kalmamış, Rusya artık Türkiye’ye istediÄŸi koÅŸulları dayatabilirmiÅŸ… Bu sözler, Aleksandr Dugin’in başını çektiÄŸi “Yeni Avrasyacılık” hareketinin Türkiye ayağının gerçekte neye hizmet ettiÄŸini göstermesi bakımından ibretlik.

İzzetbegoviç ve İttihad-ı İslam

Yukarıdaki mülahazalarımın sadece mevcut şartlara ilişkin olduğunu bir kere daha ve önemle belirtmek isterim. Uzun vadede hedefimiz tabii ki bu şartları değiştirmek olmalıdır. İttihad-ı İslam ve ötesi.

Aliya Ä°zzetbegoviç, 1980’li yılların başında kaleme aldığı “Ä°slam Deklarasyonu”ndaki Ä°ttihad-ı Ä°slam bahsinde diyor ki: “Bu vizyonun dile getirilmesinin, ortamımızda bulunan ve kendilerini realist diye isimlendiren veya öyle zanneden birçok insanı sinirlendirdiÄŸinin çok iyi farkındayız ve bu sebepten dolayı biz bu hedefi daha da sesli vurguluyoruz. Müslüman halkları pasif duruma sokan ve hiçbir çaba ve umuda yer bırakmayan bu ‘realizmi’ yok sayıyoruz. Kaynağı dünyanın güçlülerine karşı bir aÅŸağılık duygusu ve ona karşı saygı olan o realizm, aslında hakimlerin hakim olarak, ırgatların ise ırgat olarak kalmaları demektir. Ancak tarih sadece sürekli deÄŸiÅŸimin hikâyesi deÄŸil, aynı zamanda imkânsız ve beklenmeyenin devamlı gerçekleÅŸmesinin hikâyesidir. ÇaÄŸdaÅŸ dünyanın hemen hemen bütün hakikati elli sene öncesinde imkânsız görülmekteydi…”

Düzeltme

Bazı internet haber siteleri, Norveç’teki NATO tatbikatında sergilenen Türkiye aleyhtarlığı ile ilgili haberi “NATO’da Atatürk ve ErdoÄŸan fotoÄŸrafları atış hedefi yapıldı” baÅŸlığı ile duyurmuÅŸtu. Ben de bunun tesirinde kalıp -iÅŸin teferruatına bakmadan, alelacele- Mustafa Kemal ile ErdoÄŸan’ın resimlerinin bir atış taliminde hedef tahtalarına koyulduÄŸunu yazmıştım.

Ä°ÅŸin aslı şöyleymiÅŸ: Bir simülasyon çerçevesindeki “Düşman Liderler Biyografisi”nde Mustafa Kemal’in resmine -veya heykelinin resmine- yer verilmiÅŸ, öte yandan tatbikat içerikli bir sanal sohbet mecraında açılan “RTerdogan” hesabında münasebetsiz mesajlar paylaşılmış.

Bunlar da yeterince kötü niyetli davranışlar, ama benim yazdığımdan bambaşka.

Verdiğim yanlış bilgiyi böylece düzeltmiş olayım.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.