Sosyal Medya

Makale

İktidara Bir De Böyle Bakın

Ä°nsanlar bilgi ile iliÅŸkilendiÄŸinde varoluÅŸu; düşünce, duygu ve eylem içerisinde olabilirler.  

Bilgi iliÅŸkilenmesinde iki temel olgu ortaya çıkar: 
1. Bilgiyi üretirler  
2. Bilgiyi tüketirler.  
Bilgiyi üretmenin çeÅŸitliliÄŸi ve usulünden bahsetmeden önce cehaletimize kılıf aramamak için bilginin ÅŸu özelliÄŸini ortaya koymalıyız: Bilgi dediÄŸimiz ÅŸey, sürekli üretilmeye müsait olduÄŸu için bilgiye dayanak teÅŸkil eden tüm unsurlardan bu özelliÄŸinden dolayı ayrılır. Ve ayrıdır.   
Yani bilgi sürekli üretilebilir.  
Bilgiyi nasıl tüketiriz? 
Bilgi iki ÅŸekilde tüketilir; 
A. Bilgiyi sadece naklederek tüketiriz,  
B. iktidarların tekeline ve kontrolüne geçtiÄŸinde, bu iki tüketme ÅŸekli birbiriyle de iliÅŸkilidir. 
Bilgi nakilcileri=nakliyecileri; onlar için bilgi ile iliÅŸkileri kayıt düzeyinde gerçekleÅŸir.  
Kayıtı dinletme yoluyla da bilgi ile iliÅŸkileri sonlanır. Bilgi ile kurduÄŸu iliÅŸkisi / sorumluluÄŸu bu kadardır 

Bu kadar yalın anlatıldığında çok komik olduÄŸunun farkındayım ama dramı anlamanın ya da anlatmanın yolunu bulamıyorum. Bilgi ile bu iliÅŸkinin ne kadar sorunlu olduÄŸundan bahsetmek istemiyorum ama nakledici, bilginin ya da bilginin ortaya koyduÄŸunun parçası olmadığından hiçbir fayda saÄŸlamıyor, geliÅŸtirmiyor ve dinamizm katmıyor.Bir ülkede entelektüel hayat, eleÅŸtirel düşünce ne kadar kuvvetli ve yoÄŸun olursa, toplumun düşünsel dinamikleri o oranda geliÅŸir ve üretme kapasitesi artar. Bu doÄŸru kurgunun cümlelerini herkesin söylemesine raÄŸmen fikirsel çoraklaÅŸma ve kokuÅŸmuÅŸluk hızla her kesimi etkisi altına almaya devam ediyor. Ä°nanç ve kültür olarak birçok avantajlı imkânlarımıza raÄŸmen kriz, ülkemizde gittikçe derinleÅŸiyor. 

Okumak ve kalemle vahye baÅŸlayan dinin dindarları olarak, bu durumda olmak, Ã¶nce dine sonra da bilgiye büyük ihanet içinde olduÄŸumuzu, kim kime nasıl anlatabilecek bilmiyorum.  

Düşünmenin ve inanmanın kaynağını oluÅŸturan bilgi ile iliÅŸkisizlik, bu iliÅŸkisizliÄŸin sırıtmadığı bir hayat yaÅŸanıyor olması, insanın ve bilginin genetiÄŸine müthiÅŸ bir müdahalenin yapıldığını gösterir 

Zira insan ve bilginin bu kadar iliÅŸkisiz bir yaÅŸam kurması ilahi formata taban tabana zıttır. 

Nasıl oldu bilmiyorum: Bilgi-Ä°nsan iliÅŸkisinin genetiÄŸi ile oynayarak düşünmeden inanmanın felsefesi! OluÅŸturuldu.  

Ä°ÅŸte bu toplum manzarasının oluÅŸmasının en önemli aktörü iktidarlardır.  
Modernseküler, kapitalist, iktidarlar her alanda olduÄŸu gibi toplumu tüketici anlayışlarıyla / anlayışı ile kodlarken, en vahimini bilgi tüketicisi olma konusunda yapar. 
Bilgi iki ÅŸekilde tüketilir demiÅŸtik ve aktörünün iktidarlar olduÄŸunu söyledik.  

Ä°ktidarlar, bilgiyi halka tükettirirken (Bu arada tüketmiÅŸ oluyorlar) tüketmenin iki ÅŸeklini de kullanırlar.  
I. Bilgiyi yaymak: Enformasyonu kontrol ederek; günceli, gündemi, haberi ve bilgiyi tekelleÅŸtirerek, propaganda yoluyla, muhakeme durumunun bitmesini saÄŸlayarak, 
II. Bilgiyi naklederek: (nakilcileri, nakliyecileri) kontrol ederek ve bilgi nakliyecileri üzerinden ve vasıtasıyla, halkı tüketime koÅŸullandırma yoluyla tükettirmek.  

Bilgiyi tükettiren yani tüketen iktidara halkı yönetmek için sadece propaganda yeterli olacaktırKüresel sahada ise; toplumsal yaÅŸamında ve entelektüel dünyasında bilgiyi tüketen iktidarın iflası kaçınılmazdır.  

Bu tespite bugünün iktidarından dolayı itiraz gelebilir, olsun, tüm iktidarlar böyledir: " Ulus devletler, bireylerini vatandaÅŸlaÅŸtırarak demokratik bir toplumun ve katılımın meÅŸruiyetini edinmek için bilgi piyasasının en büyük paya sahip faktörlerdir." (1) 

Bunu nasıl yapar, yapılanın gözden uzak bir yönüne dikkat çekeyim: 
Ä°ktidar sadece kamusal alanı deÄŸil, entelektüel hayatı da modernleÅŸmenin kucağına iter. Kapitalizmin pazar yeri olan modern toplumlarda " bilginin modernleÅŸmesi ile beraber, bilgi alınıp satılan bir metaya dönüşmektedir. " (2) 
Bu geliÅŸmede ya da uygulamada telif hakları iyi bir ÅŸey de denilebilir, yayıncılık ve haber sektörünün yapısından kaynaklanıyor denilebilir ama konu bu deÄŸil, " bilgiyi modernleÅŸmenin elinden kurtaramayan bir bilgi yönetiminden bahsediyoruz." (3) 
Tam burada, bu denge üzerinden iktidar; hem tüketenleri hem de tüketenlere vaaz ederek tüketenleri / tükentirenleri (entelektüelleri) kontrol eder, tüketimi kontrol eder ve yaygınlaÅŸtırır. 
" ÇoÄŸunlukla siyasi alanın, Otoritenin entelektüel hayatı temellük etmesi toplumlarda düşünce dinamiklerinin, üretimlerinin düşmesini beraberinde getirir." (4) 

Tüketicilik artar; 
Tüketicilik yaygınlaşıp, arttığında, durgunluk, toplum yapısı haline gelir. Bunun tüm üçüncü dünya ülkeleri için geçerli olduÄŸunu varsayarsak, bilgiye yönelik tüketme, bu coÄŸrafyada GloballeÅŸir ki, durum oraya doÄŸru gitmektedir.  
Mevcut durum " Ä°slami entelektüellerin bütün düşünsel yeteneklerini yok etmesine ve dinamiklerini kaybetmesine sebep olacaktır." (5) 
‘’ Öyle ki, olan biten her ÅŸeyi büyük bir Hüsnü kabul ile karşılamak, mahkemeden geçirmemek, nihai hedeflerin ne olduÄŸu ve en önemlisi bir Müslüman entelektüelin tavrının nasıl gerçekleÅŸmesi gerektiÄŸine dair ufukları kaybettiÄŸini bize net olarak göstermektedir. GeniÅŸ kitlelerin büyük bir hayranlıkla iktidarı ve olup bitenleri onaylamasını açıkçası çok tuhaf karşılamıyorum. Ama Müslüman entelektüellerin Nirvana'ya ulaÅŸmış bir kendinden geçmiÅŸtik içerisinde hareket etmesini Peygamberi miras misyonuyla asla baÄŸdaÅŸtıramıyorum."  (6) 

Alparslan Açıkgenç, Bilgi Felsefesi kitabında bilgiye dair tanımlar ve kuramlar verir. ÖrneÄŸin; Bilgi, bizzat güzel ve iyidir. Bilgi, bizzat fazilettir. Bilgi, bizzat kendisi için elde edilir. Bilgi, hakikattir, gibi. Sonra can yakıcı bir deÄŸerlendirmede bulunur: ‘’Bilgiyi kendi içinde deÄŸerlendiren bütün bu tanımlar, dikkat edilirse belli bir tür bilgi için verilmiÅŸtir ‘’ der. (7) 

Her durumda bilgi ile ilgili konuÅŸur ve tartışırken bilginin anatomisi gereÄŸi ortaya yine bilgi adına bir ÅŸeyler çıkarken, ülkenin yaÅŸadığı yozlaÅŸmayı ve ahlaki düşüklüğü nasıl açıklayabiliriz. 

Bakın Prof. Mustafa Tekin ne diyor:  

"Siyasetin alanı Müslüman entelektüellerin yönelimlerini belirlemeye baÅŸladı ve maalesef çoÄŸunlukla olan ÅŸey siyasetin gerçekleÅŸtirimlerinin entelektüellerce meÅŸrulaÅŸtırımı’’ (8) kalem sahiplerinin birincil vazifeleri haline geldi. 

"AK Parti iktidarının ikinci yarısından itibaren Ä°slamcı entelektüeller, sivil konumlarını terk ederek iktidarın pozisyon alışlarına göre hareket etmeye ve pozisyon almaya baÅŸladılar ." (9) 
Ä°ktidara yaltaklanmak, ondan nemalanmak, iktidarın icraatlarının meÅŸruiyetini saÄŸlamak gibi bilgi işçilerine zül gelecek olan davranışlar kalem ve kâğıdı kirleterek tarihe büyük bir leke sürmekteler.   

BugünÄ°ktidarla entelektüel arasındaki iliÅŸkilerin rasyonel ve muhakemeye dayalı bir zeminden çıkarılarak tartışma ve eleÅŸtiri imkânlarının berhava edildiÄŸi çorak bir entelektüel iklim hâkim ‘’ (10) ise yapacağımız bütün açıklamalar ve tefsirler bu çölleÅŸmeyi daha da büyütecektir.  

 

Selam ve dua ile...

 

1. Bilgi Sosyolojisi Ergün Yıldırım Marmara Kültür Yay. S: 190 

2. Bilgi Sosyolojisi Ergün Yıldırım Marmara Kültür Yay. S: 191 

3. Ä°slamcılık Söylem ve Eylem. Lütfi Bergen. MGV Yay. S: 321 

4. Toplumun Vicdanı Olmak Mustafa Tekin Açılım Yay  S:100 

5. Toplumun Vicdanı Olmak Mustafa Tekin Açılım Yay  S:113 

6. Toplumun Vicdanı Olmak Mustafa Tekin Açılım Yay  S:111 

7. Bilgi felsefesi. Alparslan Açıkgenç. Ä°nsan Yay. S: 17- 18 

8. Toplumun Vicdanı Olmak Mustafa Tekin Açılım Yay.  S:112 

9Toplumun Vicdanı Olmak Mustafa Tekin Açılım Yay.  S:101 

10. Toplumun Vicdanı Olmak Mustafa Tekin Açılım Yay.  S:112 

 

 

 

 

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.