Sosyal Medya

Makale

Analitik Düşünme…

Birden fazla düşünme tekniği vardır. Her insani boyutun karşılığında farklı bir düşünme tekniği mümkün görünüyor ve tarih boyunca da öyle davranılmış zaten… Ama somut durumlar, toplumsal yapılar, siyasal ilişkiler, insani tavırların iç yüzünü anlamlandırma vesaire de işe yarar bir durum elde etmek için analitik düşünmek önemli ve gerekli olandır.

Analitik düşünme, farklılıkların ortaya çıkışını, nasıl bir ilişki kurulması gerektiğini, eşitliğin varlığının oluşup oluşmadığını, adaletin yerli yerinde kullanıldığının denetlenmesini sağlama vesaire birçok şey için gerekliliği tartışılmaz olandır. Bir olayın, olgunun ve durumun neliğini, nasıllığını ve nedenini öğrenmenin en güzel yöntemlerinden biri olması hasebiyle de analitik düşünme,  işlevsel bir zemine sahiptir.

Analiz için gerekli olan şey, tarafsızlık ve beklentisizliktir. Yani analitik bir zekâ taraf tutmaz ve beklentisini işe karıştırmaz. Yoksa yeterli düzeyde bir analiz gerçekleşmiş sayılmaz. İdeolojik tutumlar, kayırmalar, taraf tutmalar, gönül koymalar, duygusal davrananlar, bir analizin gerçekleşmesinin önündeki engellerdir.

Analiz için gerekli olan vasat ise samimiyet ve hakikate âşık olmaktır. Samimiyet, kişinin o analizin sonucunda sadece doğruya veya gerçeğe ulaşma isteğidir. Hakikate âşık olmak ise, her ne ise bütün beklentilerinden azade sadece meselenin gerçeğine ulaşma azmi ve kastı mahsusasıdır. Bu vasat olmazsa olmazıdır bir analizin gerçekleşmesi için…

Herhangi bir olayı ve olguyu değerlendirirken analitik düşünme için gerekli olan iki şey daha vardır: bütün parça ilişkisi; hem nitelik hem nicelik anlamında, parça parça ilişkisi, hem farklılığı, hem benzerliği bağlamında; hem niteliksel hem niceliksel boyutunu dikkate alarak… Bu iki etkeni besleyen yan etkenlerde olacaktır. Onları da dikkate almakla yükümlüdür analizci…

Herhangi bir siyasal olayın birden fazla etkene sahip olduğu tartışılmaz bir gerçekliktir. Dolayısı ile birden fazla etkenin etkileşim noktasını doğru bir şekilde ortaya koyamadığımız zaman gerçekten uzak kalmış oluruz. Örneğin, bugün Kuzey Irak, Suriye vesaire İslam Dünyasının içinde bulunduğu durumun analizinin sağlıklı bir şekilde yapılabilmesinin asgari şartları oluşmalıdır ki sağlıklı bir veriye sahip olabilelim…

Örneğin; Kuzey Irak meselesini ele alalım: Bir kere bastırılmış bir devlet olma hayalini dikkate almadan meseleye giriş yapamayız. Etrafındaki Araplar, Farslılar ve Türkler devlet kurmuşlar, ama Kürtler bölünerek ulus devletin içinde etnik azınlığa dönüşmüş, Türkiye’de nispeten durumları iyi iken, diğer bölgelerde ise neredeyse adları bile konulmamış, nüfusa kayıtları yapılmamış veya sürekli baskı altında ve siyasal mahrumiyetlere sahipler. Bu yüzden yüz yıllık bir bastırılmış ulus devlet olma hayalinin önemli bir etken olarak dikkate alınması elzemdir. Ayrıca bu karışıklığı sağlayan uluslararası güçler, emperyalist sermaye ve devletlerin kendi çıkarları uğruna bölgeye yönelik atraksiyonlarını dikkate almakla yükümlüyüz. Komşu ülkelerin bölgesel güç olma pozisyonunu kazanma adına bölgesel oyuna katılma ve kendi iradesini dikte etmek için mücadele verme çabası… İran, Türkiye, Suudi Arabistan, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri… Ve tabii ki İsrail, kendi güvenliği için bölgesel karmaşanın oluşmasını, süreklileşmesini temenni eden yaklaşımı ve buna yönelik siyasal atraksiyonları… Ayrıca bölgede politik güç olmaya çabalayan ve yerel güç olan grupların, örgütlerin vesairenin de siyasal bakışı, iş tuttukları güçler, hatta bazen birden fazla güç ile girdikleri siyasal ilişkiler vesaire de dikkate alınmalı ve incelikli olarak bu ilişkilerin neye tekabül ettiğinin tanımlanması esas olmalıdır. Bu kadarı yeter mi? Hayır! Ayrıca bu siyasal güçlerin tümünün; yani yukarıdan itibaren yazdığımız bütün güçlerin motivasyonunu sağlayan zeminin incelikli olarak ortaya konması gerekir. Çünkü başarılı olma ve zorluğa dayanıklı olma halini sağlayan şey bu psikolojik motivasyonu ya da sosyolojik, siyasi motivasyonu sağlayan şeyin kendisinin güçlülüğü olacaktır. Aynı zamanda güçlerin birbirleri ile ilişkileri ve ayrılıkları, karşıtlıkları ve benzerlikleri, birlikteliklerini sağlayan şeyin geçici mi kalıcı mı olduğu da çok önemli…

Yani analitik düşünmek demek bir bilgiye dayalı ve bu bilginin kesinliğinin sağlanabilmesinin mümkünlüğünü dikkate almak demek olduğunu bilmemiz önemlidir. Çünkü bilgi olmadan tahmine dayalı yapılacak analizlerin yanlışa kapı aralayacağı tartışılmaz olandır. Bu yüzden analitik düşünmek aynı zamanda bir bilgi ve tecrübi birikim üzerine kurulu olmak zorunluluğunu hisseder. O zaman yapılan şeyin karşılığı alınabilir seviyeye gelir.

Şimdi yukarıda çizdiğimiz ölçülere vurarak konuşulanları düşünelim. En iyimser hali ile ancak yarı analiz diyebileceğimiz şeyler olmakla birlikte birçok yorum analitik olmanın çok dışında kalmaktadır. Beklenti ile güç orantısına dikkat etmeyen her analiz yanıltıcı sonuçlara sebebiyet verir. Bu yüzden sağlıklı bir bilginin varlığı analiz için kaçınılmaz olandır.Lehte ve aleyhte adil bir şekilde ve taraf tutmadan yapılan analizler ufuk açar ve düşünülmeyen şeyi düşündürür. İşte analiz budur. Ama maalesef ekranlarda ve sosyal medyada sadece analiz yerine herkes kendi beklentisine göre tepki veriyor. Öfke ve nefretin olduğu yerde ise analize yer kalmaz.

Her analiz, kendi öncülleri üzerinden bir yorum yapar. O yüzden analizin analiz olabilmesi içinde öncüllerin taraf tutmayan bir boyuta sahip olması elzemdir. Piyasa da analiz diye yapılan şeyler aslında ön yargılardan ve takım tutmadan öteye geçemiyor...

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.