Sosyal Medya

Makale

Laikçiler atakta

İnsan hakları temel metinlerinde yer verilen ilke laiklik değil, din ve vicdan hürriyetidir.

Bir ülkenin anayasası ve diğer kanunları, dinle alakalı olup herkesi mecbur etmeyen, isteyen insanların uygulayabileceği düzenlemeler getiriyorsa bu din ve vicdan hürriyetine aykırı değil, bu ilkenin vazgeçilemez bir uzantısıdır.

Ey CHP’liler, Kemalistler ve benzerleri siz laikliÄŸi böyle anlamadığınız sürece insan hak ve hürriyetlerine ters düşen bir konumdasınız, bunu unutmayın.

Bir CHP sözcüsü, müftülere de resmi nikah kıyma yetkisi veren kanun tasarısının Meclis’e gelmesi sebebiyle tasarının Anayasa'ya aykırı olduÄŸunu açıkladıktan sonra şöyle diyor: AKP’nin yapmak istediÄŸi ÅŸey Türkiye’yi bir “OrtadoÄŸu din devleti yapmaktır”.

Bire cahil, 1920’li yıllara kadar Türkiye (Osmanlı Devleti) ÅŸeriatla idare ediliyordu; yani Ä°slam devleti idi; peki o zaman bu devlet bir OrtadoÄŸu din devleti miydi?

Filipinlerden, Malezya ve Endonezya’dan Fas’a kadar birçok Ä°slam devleti var, buralar OrtadoÄŸu mu?

Dünyanın her yerine yayılmış iki milyara yakın Müslümanın dini Ä°slam’dır; bunlar OrtadoÄŸulu mu?

Anayasasının ilk dört maddesi değiştirilemez olan bir ülkede bu kadar basit, din ve vicdan hürriyetinin dolayısıyla insan haklarının zorunlu bir sonucu/gereği olan ve herkesi mecbur etmeyen bir düzenleme yapılıyor diye bu kadar gürültü koparanlar, laiklik elden gidiyor diye bağırıp çağırarak huzur bozanlar laik-demokrat-insan hakları savunucusu olabilirler mi?

Anayasa’nın 14. maddesi şöyle diyor:

“…Anayasada yer alan hak ve hürriyetlerden hiçbiri, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı ve insan haklarına dayanan demokratik ve lâik cumhuriyeti ortadan kaldırmayı amaçlayan faaliyetler biçiminde kullanılamaz.”

24. madde de şöyle:

“…Kimse, devletin sosyal, ekonomik, siyasî veya hukukî temel düzenini kısmen de olsa, din kurallarına dayandırma veya siyasî veya kiÅŸisel çıkar yahut nüfuz saÄŸlama amacıyla her ne suretle olursa olsun, dini veya din duygularını yahut dince kutsal sayılan ÅŸeyleri istismar edemez ve kötüye kullanamaz.”

İsteyen vatandaşların resmi nikahlarını bir devlet memuru olan müftüye kıydırmaları durumunda:

1.Devlet ülkesi ve milletiyle bölünüyor mu?

2. Devletin “temel düzenini” din kurallarına mı dayandırıyor? Yapılan bir “devlet temel düzeni” deÄŸiÅŸikliÄŸi mi?

3.Milli birlik ve beraberlik bir kısım vatandaşları inançlarına aykırı uygulamalara zorlamakla mı geçekleşir?

OkuduÄŸunu anlayan herkes bu sorulara “Hayır” diye cevap verecektir.

Laik devlet, dinsiz veya gevÅŸek dinli vatandaÅŸlarına olduÄŸu kadar dindar vatandaÅŸlarına da hizmet etmeyecek mi? Yani bu vatandaÅŸların inançlarına  uygun yaÅŸama imkanlarını saÄŸlamayacak mı?

Bu ülkede yıllarca din eÄŸitim ve öğretimi yasaklandı, inancına uygun giyinen kızlarımız ve kadınlarımız insan hak ve özgürlüklerinden mahrum edildiler, vatandaÅŸlar ya paralarını yastık altında tutmaya veya faizci bankalara yatırmaya mecbur edildiler; bu örnekleri çoÄŸaltmak mümkün ve bütün bunları yapan CHP zihniyeti “laik-demokrat-insan haklarına saygılı” olduÄŸunu iddia etti. Halkın iradesiyle ve demokrasi yoluyla zulüm sona erdirildi, din ve vicdan hürriyeti adına bazı imkanlar saÄŸlandı, bu nikah düzenlemesi de iÅŸte bunlardan biridir.

Ey CHP ve ötekiler, çatlasanız da patlasanız da artık geriye dönüş yok, halkımız haklarına sahip çıkıyor ve sesini çıkarıyor!

Ä°steyen nikahını belediyede, isteyen de müftülükte kıydırır; bir taraf diÄŸerini bir yere mecbur etmez; iÅŸte asıl bu uygulama, mecbur olanın küskünlüğü ve öfkesi yerine hür olanın saygısını getirir,  milli birlik ve bütünlüğü saÄŸlar,

Konunun dini yönünü tartışmak ve vatandaşların dini hassasiyetlerini sorgulamak ise laikçilerin hakkı ve haddi değildir.

kaynak: Yeni Åžafak

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.