Sosyal Medya

Makale

Aman! İdlib Felaketimiz Olmasın

Taraf olduÄŸumuz konuların doÄŸruluÄŸu veya yanlışlığı ayrı mesele ama maalesef aklıselimden uzak tamamen “kitle tepki psikolojisiyle” hareket ediyoruz.

Bir-iki gazete manşeti, iki üç masa başı özel TV haberiyle sürü halinde istenen noktaya gidiyoruz.

Türkiye Ä°dlib’e girme kararı aldı (ki zaten aylar öncesinden Ä°ran ve Rusya ile anlaşılmıştı).

Bu karardan sonra büyük bir kısmımız zafer naraları atmaya, fetih türküleri söylemeye baÅŸladı. Sosyal medyada Musul’un, Kerkük’ün, Halep’in ve Ä°dlib’in plaka numaraları dolaşıyor.

Dimyata pirince gitmek iyi ama evdeki bulgurdan da olma ihtimali var

Türkiye’nin El Bab’a girmesi bence doÄŸru bir karardı. KeÅŸke zamanında Kobani’ye de girilebilseydi.

Lakin Ä°dlib için aynı ÅŸeyleri söylemek kolay deÄŸil. Ä°dlib, Türkiye’yi bölgenin ana aktörü yapabileceÄŸi gibi Türkiye için bir felakete dönüşmesi de mümkündür.

İdlib şehri ve çevresi, Suriye rejim muhaliflerinin en yoğun yaşadığı bölgedir. Bölge HTŞ (Heyet Tahrir Şam) kontrolünde. Yani ne Rusya ile İran ne de ABD ve unsurlarının giremediği/kontrol edemediği bir bölge burası.

HTÅž’nin elli binden fazla askeri milisi olduÄŸu söyleniyor. Bunlar Ä°dlib bölgesinden rejim ve ABD’ye ait bölgelere sızıp vur-kaç taktiÄŸiyle eylemler yapıyorlar.

Türkiye’nin buraya girmesine Rusya ve Ä°ran Astana’da onay vermiÅŸlerdi. ABD’li Pentagonlu yetkilileri de Türkiye’nin Ä°dlib’e girmesine destek verdiklerini dile getirdiler.

ABD ile her ne kadar müttefik gözüküyorsak da özellikle Suriye’de karşı saflardayız. Zaten Ä°ran ve Rusya ile Suriye’de ilk günden beri düşman saflardayız. Bu ülkelerin Türkiye’nin Ä°dlib’e girmesine taraf olmaları bir hayli garip.

Türk yetkililer, bu harekâtı, Ä°dlib’i terörist guruplardan temizlemek, çatışmaları önlemek ve güvenli bir bölge oluÅŸturmak için yaptıklarını söylüyorlar.

Ä°dlib bölgesinde DAEÅž ve PYD yok. Silahlı güç olarak HTÅž (Heyet Tahrir Åžam) var. Ve bu gurup hep Türkiye’nin yanında oldu. Türkiye’de gayri resmi ve dolaylı yollardan destek verdi.

Türkiye, muhalifleri engelleyerek/kontrol altına alarak Rejime, Ä°ran ve Rusya’ya bir nefes aldırmak derdinde ise (buna pek ihtimal vermiyorum) yanlış yapar.

EÄŸer Türkiye, muhalif güçlerin bir garantörü gibi olaylara el koyup, çatışmaları durdurur ve adil bir seçim ortamı oluÅŸturabilirse hem Suriye’ye hem de bölgeye büyük bir iyilik yapmış olur.

Eğer Türkiye, direnişçilerin hakkını savunuyor gibi yapıp direnişçilerin sırtından (İran gibi) kendi çıkarları peşinde koşarsa, peşinden koştuğuna ulaşamayacağı gibi evdeki bulgurdan da olması kuvvetle muhtemeldir.

Türkiye Ä°dlib’e girerken ÖSO (Özgür Suriye Ordusu) ile beraber hareket ediyor.

ÖSO, çoÄŸunluÄŸu seküler düşüncede olan Suriyeli Arap ve Türkmenlerden oluÅŸuyor. Åžimdiye kadar yaÅŸanan örneklere baktığımızda özellikle ÖSO’nun Arap kesimi, güç ve fırsat bulduÄŸunda çıkarları için kendi insanına haksızlık yapmaktan çekinmiyorlar.

ÖSO, HTÅž’den pek hazzetmiyor. ÖSO ve HTÅž yakın zamana kadar birçok kez çatıştılar.

HTÅž, Türkiye’nin Ä°dlib harekâtına karşı çıkmaz ve destek verirse (ki ÅŸimdilik öyle gözüküyor)Türkiye için de Suriyeli mazlumlar için de çok güzel olacaktır.

Lakin HTÅž içinde Astana sürecini; Ä°ran, Rusya ve ABD’nin hakemliÄŸini kabul etmeyen ciddi bir kesim var. Bu kesim, gidiÅŸatı Suriye halkının aleyhine rejimin lehine olduÄŸuna kanaat getirirse karşı tavır alması kuvvetle muhtemeldir.

Türk Güçleri HTÅž’yi zorla silahsızlandırmaya çalışacak olurlarsa yine çatışma kaçınılmaz olur.

ÖSO’ya dikkat etmek gerek; ÖSO içinde lider konumunda birçok insan güç ve fırsat bulduklarında HTÅž’yi tahrik etme riski var.

Sonuç olarak, Türkiye başta HTŞ olmak üzere diğer direnişçi guruplarla dostane bir ittifak içinde süreci devam ettirirse hem Türkiye hem de Suriye halkı bundan karlı çıkacaktır.

Allah muhafaza etsin, direnişçilerle karşı karşıya gelirsek; tüm zalimler ellerini ovuşturarak birbirimizi yememizi izlerler. Sonuçta ne Suriye kalır ne de Türkiye.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.