Makale
Zamanın Tanıklığında
Hızlı yaşanan hayatların, değişen ve dönüşen insanların, sürüklenen kitlelerin çağındayız. Bu zaman, geçmiştekilerine hiç benzemiyor. Küresel emperyal kültür düşünüş ve düşünüşsüzlük insanlığı kasıp kavuruyor. Dönem düşünmeme dönemi. İnsanlığın üzerine boca edilenlerin sonuçları elbette ki vahim. Ancak bunların farkına varabilme ve korunabilme de bir o kadar zor. Dört bir yandan olumsuzluklarla kuşanmış insanlık çıkış yolu bulamıyor. Ortam çok sisli ve karanlık. Ortamı aydınlatacak olanların sesleri bir yerlere ulaşmıyor, karşılık alamıyor.
Siyasi patırtı, gürültü ve şamata ise hepsinden baskın . Oluşturulan insan mitlerini aşmak çok daha zor.
Okumayan, okumadığından düşünmeye fırsat bulamayan kaosun girdabına kapılanların zaten düşünmeye ne zamanları ne de böyle bir dert ve sorunları var. Kapılmışlığın getirdiği sarhoşluk insanların aklını başından almış. Hallerinden memnun görünüyorlar. Geçicilikten kaynaklanan pişmanlıkların bir yararı olmayacak.
İçinde bulunduğumuz an ve zamanı değerlendirmenin, kendimizi bilme ve anlamanın zamanı. Kendi kozamızdan kurtulmanın dışa doğru açılmanın zamanı.
Küresel fırtına karşısında direnecek, yol ve çıkış bulacak güçlü bir soluğa, erdemli kalemlere, söz sahibi bilgelere kapı aralanmalı. Onlar da bu uğurda çaba göstermeli.
Zamanın kahramanları olmak birlikteliklerden geçer. Bir tek şahsın değil birçoğunun ve hatta büyük kitlenin birbirine omuz vermesi çıkış yolu sağlayabilir.
İnsanlığın bu kadar öldüğü, öldürüldüğü, zihnen etkisizleştirildiği ve köleleştirildiği bir süreçtir yaşanan. İnsanlık, kendi ölümünün seyircisi durumunda. Kendini kurtaracak adımları atmada gecikiyor, ihmal ediyor ya da umursamıyor. Bir gün ölüm silahlarının kendisine yöneleceğinin düşüncesinde olamıyor.
Bu zamanın insanını, koşullarını ve yaşananları anlatmak, bunun üstesinden gelmek için aklı başında insanlara gereksinim var. Bilgeler elbette var. Alaboralara kapılanları asla kast etmiyoruz. Siyasal çarkın çıkarlarına odaklananları elbette kayıt dışı sayıyoruz. Samimi ve sahihler aramızdadırlar. Bir insanın geçmişinden bugününe olan çizgisine, yaşayışına, yazdıklarına, konuştuklarına dikkat etmemiz yeterli. Müslüman olanların hâlleri her durumda kendini gösterir, belli eder.
Müslüman asalet ve kişiliği konuşmalara, yazılara, sözlere ve eylemlere yansır, kendini gösterir. Onun için ayrıca bir izah yoktur. Müslüman, güvenilirdir. Sözüne sadık, sahip kimsedir. Asla onun hayatında düşünsel bağlamda iniş ve çıkışlar olmaz. Durduğu yer, göründüğü ayna kendisini tanımlar.
Zamana tanıklık etmek için dönemin kirlerine bulaşmadan yaşamayı ilke edinmiş, zorluklara katlanmış olması da yeterli.
kaynak: Milli Gazete
Henüz yorum yapılmamış.