Sosyal Medya

Makale

Şemsettin Özdemir ile referandum sonrasını konuştuk

BildiÄŸiniz gibi Kuzey Irak’ta planlanan referandum gerçekleÅŸti. Artık referandum yapılacak mı yapılmayacak mı tartışmaları bitse de referandumun yankıları bitmedi.

Bizde bu konuyu, Türkiye’nin seksen öncesi ve sonrası fikir hareketleri içerisinde aktif olarak bulunmuÅŸ, Ä°slam dünyasındaki fikir hareketlerini bilen, birikimi ve mütevazı kiÅŸiliÄŸiyle birçok kiÅŸinin sevgi ve saygısını kazanmış, çok deÄŸerli Åžemsettin Özdemir bey ile deÄŸerlendirdik.

Åžemsettin Özdemir ismini ilk defa duyacak dostlarımız için kendisini size kısaca takdim edeyim. Åžemsettin Özdemir, Pınar yayınları araÅŸtırma ve kültür vakfının kurucularındandır. Aynı zamanda Umran dergisinin genel yayın yönetmeni olan Özdemir, birçok kitap ve makale yazmıştır. Kendisiyle yapılmış birçok röportajın yanı sıra seminer ve konferanslarla  düşünce ve kültür dünyamıza çok önemli katkılarda bulunmuÅŸtur.

Hocam öncelikle bizi kabul ettiÄŸiniz için teÅŸekkür ediyorum. BildiÄŸiniz gibi Kuzey Irak Kürt Bölgesinin BaÅŸkanı Mesut Barzani’nin yaptırmış olduÄŸu referandum sonrasındaki tartışmaları sizde izliyorsunuz. Bu tartışmaları nasıl deÄŸerlendiriyorsunuz?

Evet, Bismillahirrahmanirrahim.

Öncellikle şunu belirtmeliyim ki referandum bir sonuçtur. Peki, hangi sebepler bu sonucu doğurdu sorusunu sormamız lazım? Maalesef referandumu oluşturan en önemli sebeplerden biri, Irak merkezi hükümetinin, mezhepçi, parçalayıcı tutumu böyle bir sonucun oluşmasına sebep olmuştur. Ayrıca Irak anayasası petrol gelirlerinin bir kısmını Kuzey Irak Bölgesel Kürt yönetimine verilmesini zorunlu kıldığı halde Irak merkezi yönetimi bu hakkı sahiplerine vermemiştir. Bu durum, Barzani yönetiminin memur maaşlarını dahi ödeyemeyecek noktaya getirdi. Benim kanaatime göre Barzani yönetimi, Irak merkezi yönetiminin bu son derece yanlış tutumuna karşı referandumu siyasi bir koz olarak kullanmak istiyor.

'TÜM TÜRKLER BÖYLEDİR' DENİLMESİ KABUL EDİLEBİLİR Mİ!

Peki, bu referandumun Türkiye yansımalarını nasıl okuyorsunuz?

Referandumun Türkiye yansımalarını deÄŸerlendirmeden önce, Irak devletinin Türkiye’den farklı olarak, federatif bir yapıdan oluÅŸtuÄŸunu belirtmem lazım. Bunu belirtmemin sebebi, Irak devletinin yapısı hakkında yeterli bilgiye sahip olmayan insanların fikir sahibi olduklarını görüyorum(!) Bölge hakkında yeterli bilgiye sahip olmayan insanların yaptığı ulu orta deÄŸerlendirmeleri bölge barışını tehdit eden vahim bir hata olarak görüyorum.

Bunu belirtikten sonra, referandumun Türkiye’ye yansımalarına gelince; üzülerek belirtmeliyim ki Türkiye'de Kürt karşıtlığı üzerinde bir propaganda yürütülüyor. Bunu son derece sakıncalı buluyorum. Oradaki siyasiler yanlış kararlar almış olabilir. Buna bakarak ‘Kürtler şöyle, Kürtler böyle’ gibi ileri geri söylemler olabilir mi! Kürtlerden bahsederken sanki baÅŸkalarından bahsediyor gibi konuÅŸmak yanlış bir dildir. BahsettiÄŸiniz Kürtler, kendi kardeÅŸlerimizdir, kendi insanımızdır. Siyasilerin bir takım hatalı tutumları olabilir bunu tüm Kürtlere mal etmek doÄŸru olabilir mi! Mesela CHP ya da AK partinin hatalı bir kararına bakılarak ‘Tüm Türkler böyledir’ söylemi doÄŸru olabilir mi! Bu ÅŸeytani bir yaklaşımdır, ifsat edicidir.

İşin üzücü tarafı, İslami hassasiyetleri olduğuna inandığımız ya da zannettiğimiz bazı kesimlerde de Kürt karşıtlığı üzerinden bir dil üretilmesi tarihi bir hatadır.

Peki, İslami hassasiyetleri olduğu düşünülen insanlar neden Kürt karşıtlığı üzerinden olaya bakıyor? Bunun sebebi nedir sizce?

Bu önemli bir soru. Bakın sosyal ve siyasal hadiselerin sebepleri üzerinde deÄŸil de sonuçları üzerinde yapılacak her deÄŸerlendirme eksik olacaktır. Benim kanaatime göre bunun sebebi Ä°slami hassasiyetlerin azalmasıdır. Ä°slami hassasiyetler azalınca buna baÄŸlı olarak, Ä°slami kavramlarla olan baÄŸlarımız da azaldı. Bakın kavramlar çok önemlidir çünkü biz kavramlarla düşünürüz. Mesela ‘Millet’ kavramının Kuranda ki karşılığı daha çok din anlamında kullanılmıştır. ÖrneÄŸin ‘Milleti Ä°brahim‘ derken 'Ä°brahim’in dininde' demektir. Åžimdi bu kavramlarla olan baÄŸlar zayıflayınca, Türk milleti, Kürt milleti, Arap milleti gibi ırkçılığı çaÄŸrıştıran bir dil oluÅŸmaya baÅŸladı. Bu hiç doÄŸru bir dil deÄŸildir.

Bakın Osmanlı devleti zamanında ‘Türk milleti‘ kavramı yerine ‘Osmanlı‘ kavramı kullanılırdı. Çünkü Osmanlı bir üst kimlik olarak kabul ediliyordu içinde ise birçok etnik yapının yanında farklı dinlere mensup insanlar da vardı ve bunların hepsinede Osmanlı deniliyordu. Bir Müslüman olarak ırkçılığı andıran, ötekileÅŸtiren her türlü söylemden kaçınmamız lazımdır. Buna dikkat edilmemesi telafisi zor sonuç doÄŸurur.

'AYRIŞTIRICI HER SÖYLEM İSRAİL'İN İŞİNE GELİYOR'

Telafisi zor bir sonuç dediniz. Nasıl bir sonuç olur?

Nasıl bir sonuç olur biliyor musun? O çok suçladıkları büyük Ä°srail tehlikesi iÅŸte o zaman olur. Bakın ayrıştırıcı her söylem tüm emperyalist güçlerin ve onların temsilcisi Ä°srail’in iÅŸine gelir. Siyasetçiler bazen temsil ettikleri kitlenin hislerine tercüman olmak için, onların desteklerini kaybetmemek için aşırıya kaçan söylemleri olsa bile yazarlar ve aydınlar gerekirse siyasetçilere de yol gösterecek bir söylem bir dil geliÅŸtirmeleri lazım. Burada aydınlarımıza büyük bir sorumluluk düşüyor.

Ä°slam dünyasının ÅŸu haline bakın, mezhep, hizip ve ırk temelinde yürütülen politikalar Ä°slam dünyasına ne kazandırdı? Suriye’ye bakın, Libya’ya bakın, Yemen’e bakın. Kan ve gözyaşından baÅŸka bir ÅŸey kazandırmadığı ortadadır. Deniliyor ki 'ABD, Ä°srail ve diÄŸer güçler bizi çatıştırıyor' O zaman çatışma! Ä°blise sen niye ‘Ä°blislik yapıyorsun denilir mi?’ Ä°blisin iÅŸi o deÄŸil mi zaten? Müslümanların yabancıları suçlamadan önce kendi hatalarını gözden geçirmeleri gerekiyor. Kuran’da Âdem A.S hakkında ki ifadelere bakınca Âdem A.S hatayı önce kendisinde araması bizler için güzel bir örnektir.

'KÜÇÜCÜK GAZZE'YE DUVAR ÖREN İSRAİL, BÜYÜK İSRAİL KURAMAZ'

Ä°srail’in bağımsız bir Kürt devletinin desteklemesini nasıl deÄŸerlendiriyorsunuz?

Ä°srail kendi çıkarına bakar. Bağımsız bir Kürt devleti fikri, Ä°ran, Irak, Suriye ve Türkiye arasında sürekli gerginlik ve istikrarsızlığın kaynağı olacaktır. Ä°srail bu gerginlikten istifade etmek istiyor. EÄŸer Mısır’da Sisi darbesi olmamış olsaydı, belki bugün birçok Siyonist Yahudi korkudan Ä°srail’i terk edip kaçmış olacaktı. Müslüman ülkeler ne kadar kendi aralarında çatışırlarsa, Ä°srail’in iÅŸine gelir. Bu arada yeri gelmiÅŸken, hep ‘ Büyük Ä°srail’ projesinden bahsedilir, bu projenin gerçekleÅŸebilmesi, Müslümanların kendi aralarında sürekli çatışmaları ile olur. Bakın Ä°srail, Gazze ile arasına duvar örüyor. Küçük bir yer olan Gazze ile arasına duvar ören Ä°srail, büyük Ä°srail’i kuramaz.

Ä°srail'in, referandumu desteklemesi Ä°srail’e ‘UÅŸaklık’ olarak deÄŸerlendiriliyor. Bunu siz nasıl deÄŸerlendiriyorsunuz?

Barzani’nin referandum kararı alması hatalı olmuÅŸtur. Ama bu Barzani’yi 'Ä°srail’in UÅŸağı' yapmaz. EÄŸer öyle olsaydı, o zaman tüm Ä°slam ülkeleri, birilerinin ‘UÅŸağı‘ olurdu. Büyük politik projeleri olanlar büyük planlar yaparlar. Bizim baÅŸkasını suçlamak yerine kendi hatalarımızla yüzleÅŸmemiz lazım. Bu arada yaÅŸadığım bir hatırayı sizinle paylaÅŸmak isterim. Sanırım 1981 yılıydı, Pınar yayınlarında oturuyorduk. Bir adam geldi selam verip oturdu ve kendisinin Yahudi olduÄŸunu söyledi. O yıllarda çıkarttığımız Pınar dergisinin bir sayısını sordu. Niye diye sorduk, dedi ki, biz Türkiye’de yayınlanan her günlük gazetenin, her derginin bir sayısını alır Ä°srail’e göndeririz. Nedenini sorduÄŸumda, orada özel bir ekip bunları okur ve deÄŸerlendirir’ Uzun bir sohbetimiz oldu ve ÅŸu gerçek çıktı ortaya; Ä°srail bizi takip ediyor, ihtilaf noktalarımızı görüyor ve oradan bir sonuç çıkartıyor. Muhtemelen tüm Ä°slam ülkelerini böyle takip ediyor. Biz bazen yanımızdaki Müslümanı bile bilmiyoruz,tanımıyoruz,anlamıyoruz. Ä°ÅŸte Ä°srail’i güçlü kılan budur.

'LÄ°DERLER RÄ°SK ALMALI'

Hocam son olarak ÅŸunu sormak isterim. Türkiye’de bu konulara ilgi duyan aydınlara, yazarlara neler tavsiye etmek istersiniz?

Özellikle Ä°slami hassasiyeti olan kardeÅŸlerime ÅŸunu söylemek isterim; bu coÄŸrafyada yaÅŸayan birçok etnik kimliÄŸe sahip Müslüman kardeÅŸlerimiz var. Dolayısıyla burada ırkı önceleyen bir dilden ÅŸiddetle sakınmamız lazım. Ä°slami hassasiyetleri olmasa da ülkesini seven herkes, ötekileÅŸtiren bir dilden sakınması lazım diyorum. Herkes yazarken, konuÅŸurken ne söylediÄŸine dikkat etmelidir. Barzani ve ekibiyle konuÅŸulacaksa denile bilir ki, 'gelin ÅŸu Suriye’de, Libya’da, Afganistan’da Yemen’de olanlara bir bakın kim ne kazanmış? Bu ülkelerde olup bitenlerden ders çıkartın.' Liderlik, bazen haklı olsanız bile geri adım atmasını bilmeyi gerektirir. Çözüm sürecinde ne demiÅŸti ErdoÄŸan; ‘siyasi hayatıma mal olsa da barış sürecini baÅŸlatıyorum’ demiÅŸti. Ä°ÅŸte liderlik budur. PKK daha sonra barış fırsatını heba ettiyse de ErdoÄŸan’ın o liderlik tavrı tarihi kayıtlara geçti. Barzani ve benzeri liderler dünyayı daha iyi okumalıdır.

Siyasetçilerimizin, yazarlarımızın, diplomatlarımızın, yabancıların eline fırsat veren ayrıştırıcı bir dilden uzak durması elzemdir.

Hocam son olarak, Düşünce Mektebini takip ediyor musunuz?

Zaman buldukça bakıyorum.

Hocam bize zaman ayırdığınız için teşekkür ederim.

Biz teşekkür ederiz.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.