Sosyal Medya

Makale

Radyo Skalasındaki Devlet

Büyük bir salon radyomuz vardı.

Çocukken radyonun başına geçer, istasyon aramaya mahsus ibre düğmesini usulca sağa sola çevirirdim. Radyo paneli üzerinde yazılı başkentler ve büyük şehirler skalası üzerinde gezinir, her bir geçişte önce boşluk duygusu yaşatan garip bir hışırtı ile ürperir, sonrasında bu hışırtı kaotik bir vınıltıya dönüşür, cızırtılı bir ses peydah olur, ince ayarla ses netleşirdi.

Kadın ya da erkek spikerler tek düze ama kendilerinden emin tok bir üslup ile durmadan konuÅŸurlardı. Ne dediklerini anlamazdım. Babama sorardım; ‘bunlar ne anlatıyor” diye. Babam biraz da radyoyu kurcalamakta olduÄŸumdan mütevellit asabi bir ses tonu ile “hiç, propaganda yapıyorlar” derdi. Cevap hiç deÄŸiÅŸmezdi.

Kiev, Bakü, Erivan, Tahran, Åžam, BaÄŸdat, Amman, Beyrut, Cidde, Kahire, Atina, Sofya, BükreÅŸ, Belgrad… Gezinir dururdum. Merak ederdim oraları. Ne yerler ne içerler, çocukları ne menem ÅŸeylerdir? Nineleri masal bilir miydi, anneler bebelerini öperler mi, babalar çocuklarının elinden tutar mı, ailece konu komÅŸu gezmelerine çıkarlar mıydı?

Sonraları radyo skalasının siyasal bir karşılığı olduÄŸunu öğrendim. Babamın “hiç, propaganda yapıyorlar” geçiÅŸtirmesindeki devasa anlamı ve sesindeki asabiyetin, sadece benim radyoyu kurcalamakta olduÄŸum ile bir ilgisinin olmadığını kavradım. Daha sonraları radyo sklasında bir Kürt baÅŸkentinin olmadığını da fark ettim.

Bir yerlerde okumuÅŸtum ya da birilerinden duymuÅŸtum; Kürtlere “neden aÄŸaç dikmiyorsunuz, aÄŸaç ile neden bu kadar mesafelisiniz” diye yöneltilen soruya verilen cevap sarsıcıydı: “Bizim mi buralar, nereye ve ne zamana kadar bizim kalacak ki”? Kök salmayı unutalı çok olmuÅŸtu Kürtler. EÄŸretilik psikolojisi, derin bir yabancılaÅŸma, zulme ve gadre uÄŸrama, sürekli yaÅŸanan yerinden yurdundan edilme travması, en hafifinden sürekli itilip kakılma…

Bir devletleri olsa; etnik kökenlerini aÅŸikâr eylerken kamusal alanlarda şüphe ile karşılanmayacaklar, kendi dilleri ile konuÅŸan kamu görevlileri olacak, kendilerinden korunan deÄŸil kendilerini koruyan güvenlik güçlerine kavuÅŸacaklar, adalet ararken kendilerini hakkı ile ifade edebilecekler. Bu siyasallaÅŸtırılmış dünyada artık özne olabilmenin tadına varacaklar…

Babamın “hiç, propaganda yapıyorlar” cevabı, skalanın Ankara durağında da deÄŸiÅŸmiyor. Resmi Türkçeyi belletmeye yeminli ciddi spikerler var burada. Türkiye toplumunu adam etmeye kararlı programlar bir biri ardına sökün ediyor. “Bay Yanlış ile Bay DoÄŸru” tiplemesinin bitip tükenmeyen dalaÅŸmaları iyi bir vatandaÅŸ olabilmenin anlam yükleri ile tıka basa dolu.

“Okul radyosu”, Köyümüz Köylümüz”, “Kentten Haberler”, “YaÅŸamın İçinden” vb. programlar düşünce evrenimize yabancı gündelik bir hayatı üstümüze boca ediyor. Aşı kampanyalarında memleketin sahibi gibi davranan saÄŸlık görevlileri davar sürüsüne dalmış baytar gibiler. Yavuklusunu üniformaya kaptırmış yağız delikanlının girmesi yasak orduevleri, dikenli tellerle çevrili askeri ve mülki mıntıkalar, hep bir “ötekisi” ile korkutulan yığınlar…

Ä°nÅŸa edilen tarih, bükülen geçmiÅŸ, defteri dürülen gelenek; sanki daha dün zuhur etmiÅŸ kıvamında bir toplum anlayışı, milletini inkâr eden devlet eliyle millet olabilmeyi unutayazmış bölünmüş “vatandaÅŸlar”

Kürtler devlet istiyorlar. Bunca yaÅŸadıklarından sonra hakları…

Radyo sklasında baÅŸkentlerinin ismi yerini alabilir…

Yeter ki “hiç, propaganda yapıyorlar” derekesine düşmesinler:

Vatandaş Kürtçe Konuş!

En halis ve sahih Kürtler bizleriz!

Bizden olmayanlar kendilerini Kürt olarak tanıtıyorlar. Vatandaş Uyanık Ol!

Kürdün Kürt’ten baÅŸka dostu yoktur!

Bizi koruyan ve kollayan müttefiklerimize Emperyalist diyenler vatan hainidir!

Araplar, Farisiler ve Türkler medeniyeti bizden öğrendiler. Medeniyetine sahip çık!

Önceleri boÅŸluk duygusu yaÅŸatan garip bir hışırtı, sonrasında kaotik bir vınıltı, nihayetinde cızırtılı bir ses… Tertemiz ve hayra çağıran net bir sese muhtacız. Bu sesi Ä°slam milleti olarak neden hala veremiyoruz? Devlet aklının esir aldığı sivil akıl, kanatları ile hudutları paramparça eden kuÅŸlar gibi özgür olmadıkça bu mümkün görünmüyor.

Çok iyi biliyorum ki; Kürt nineleri en iyi masalları bilir, Kürt anneleri bebelerini en güzel öper, Kürt babaları şefkat ile çocuklarının elinden tutar, ailece konu komşu gezmelerine en iyi Kürtler çıkar. Hele size de bir uğrasınlar bana hak vereceksiniz. Zor değil, ünsiyet kurmayı deneyin yeterli. Gerisi gelecektir.

Kalpleri evirip çeviren Allah, bizlere, hayırda, felahta ve selamette birleÅŸebilmek için önce “millet” olabilme, sonrasında ise “ümmet” olabilme ÅŸuurunu kalplerimize ilham etsin. O’nun bu ihsanına muhtacız. Zira mevcut cehalet ve aczimiz ile bu imtihanı geçemeyeceÄŸiz…

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.