Sosyal Medya

Makale

İnsanın ve İnsanlığın Ölümü

İnsanın içini karartan, karabasan dönüşen bir ruh ortamında var olmak bilinç ve direnç gerektirir. Duygulara kapılmadan sağlıklı bir düşünüş ile yaşamak ise böylesi bir zamanda oldukça güç. İnsanlığı savuran büyük bir kasırga var. Bedenselliğin ötesinde ruhlarda yaşanıyor büyük sarsıntı ve savrulma.

İnsanların genelinde düşünmenin ötesinde duyguların etkisi var. Belli merkezlerden kurgulanmış ve kurulmuş gibi güne başlanıyor. Belli merkezin, yani dünyayı kuşatan emperyal ruhun karmaşasını yaşıyorlar. Yaşadıkları kendilerine ait bir dünya değil, çıkara dayanan, bencil ve acımasız. Yaklaşımlar, tepkiler, heyecanlar hep aynı. Günlük hayata yansıyan davranışlar artık herkesçe biliniyor. Çünkü insanlar iç dünyalarını kendilerine ait olarak yaşamıyorlar. Ruhlarını, kalp ve gönüllerini günün hemen başlangıcıyla saçıp savuruyorlar. Gizemi ve büyüsü kalmadı.

Siyasal sığlık insanlığı iyice kuşatmış. Düşünen ve içselleştiren bir dünya hemen yok gibi. Bunu bütün insanlığı kastederek söylemiyoruz. Arapçada bir kural var. İstisnalar kaideyi bozmaz diye. Bugünün ifadesiyle yaşanan gerçekler genel durumu tanımlıyor. Sağlıklı düşünenlerin sayısı çok az. Artık entelektüellerinin azınlıkta olduğu ve hatta hiç olmadığı bir süreçteyiz. Aklı başında yorumlara tanık olamıyoruz. Tek ses, tek bakış ve birbirinden farklı düşünmeyenler dünyası.

Ölümün de bir deÄŸeri ve haysiyeti var. Kimi insanların ölümü çok deÄŸerlidir. Ya da şöyle diyelim, ÅŸehitlik Müslümanlara ve Ä°slâm’a özgü bir kavram. Allah yolunda ve rızasına uygun bir mücadelede insan hayatının fedasıdır ÅŸehitlik. Liberal, kapitalist, nihilist, sosyalist, komünist, faÅŸist, demokrat ve demokrasi gibi yabancı kavramların ruhunda mücadele edenlerin ölümü de artık ÅŸehitlik olarak tanımlanıyor. Onların da kendilerine göre dereceleri var. Hatta modern, laik ve liberal dünyanın ölenlerinin de deÄŸer algıları farklı. Demokrasi, vatan mücadelesinde cephede ölenlerin, polislerin, askerlerin ÅŸehitlik dereceleri farklı. Bir çatışma sonucunda kimi masum insanların ölümleri de farklı algılanıyor ve öne çıkarılıyor.

İnsanlığın öldüğü şu zamanda insanın değersizliği, önemli olmadığı bir gerçek. Biri ana kuzusu, diğeri bir canavar. Her insanın bir anne ve babası, yakınları var. Her insan değerlidir. Her ölüm acıdır. Ama ne yazık ki bazıları çok değerli bazıları değil. Bazıları ölümü hakkediyor bazıları ölümü hak etmiyor. Algı ve anlayış böyle.

Karışık ve karmaşık bir dünya. İnsanın insan olduğu değeri asla söz konusu değil. Bazısı fazlasıyla insan bazıları değil. Bazılarının kanı saf bazılarının değil. Bazılarının ırkı üstün bazılarının değil. Bazı insanlar kutsal bazıları ilençli. Bunların iman ile ilgisi var ya da yok.

Zıtların birbirine bakışı aynı, biri diğerinden farklı olamıyor. Nefret aynı oranda ve giderek yükseliyor. Bir taraf masum, bir diğer taraf ondan aşağı değil.

İnsan için, insanı kurtarma, birlikte yaşama gibi bir düşünce silinmiş belleklerden. Önyargılı birbirini boğmaya, yok etmeye hazır. Uçurumlar giderek büyüyor. İnsan olma bilinci yitiyor. Varlık nedeni unutuluyor.

Hemen her gün gencecik insanlar toprağa düşüyor. Ve hemen her gün aile ocaklarına ateş düşüyor. Hemen her gün biraz daha ölüyoruz. Coğrafyamız tam bir savaş alanı ve kan denizi. Kendi kanımızda boğuluyoruz.

İslâm milletinin değerleri ölüyor, anlamsız hâle geliyor. Kendi öz kimliğini yitiriyor. Kendisine ait olmayan bir dünyada savruluyor. Kavramları karıştı. Hem demokrat hem Müslüman, hem liberal hem Müslüman, hem kapitalist hem Müslüman, hem faşist, ırkçı, sosyalist, hemen her şey ama Müslüman. Tuhaf bir durum.

Müslümanlar heykeller dikiyor mevcut heykelleri ve putları kutsuyor. Bunlar ister somut isterse soyut olsun hiç fark etmiyor.

İnsanı ancak insan kurtarır. Ama insanın ölümü de insanın elinde.

 

Kaynak: Milli Gazete

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.