Makale
Asalet ile süflilik
Bir siyasal parti baÅŸkanı yabancı bir basın organının Türkiye üzerine yönelttiÄŸi soruları cevaplandırırken Türkiye’nin turistler açısından güvenilir bir yer olmadığını vurgulamış. (Benim için önemli olan o parti veya o kiÅŸi olmadığından isim zikretmiyorum).
Bu bir bilinç sorunudur.
Kafa karışıklığına musap olup olmama sorunudur...
Bu bir zihinsel sefalet ve süflilik örneği...
Buna karşılık ÅŸu örnekler de var, Churchill’e izafe ediliyor, diyor ki: “Ben yurtdışındayken ülkemdeki yönetimi asla hedef alan sözler söylemem, ama Ä°ngiltere’ye dönünce muhalefet görevimi eksiksiz yaparım.”
Ülke çıkarını kendi kişisel çıkarının önüne koyup koymama bilincidir bu...
İmdi hangi tutum söyleyene şeref kazandırır?
Ülkesinin çıkarını, kendi hasis çıkarı uğruna feda edenin tutumu da unutulmaz. Ama bu unutulmama zemzem kuyusuna işeyen adamın halini anımsatır. O kişinin adı sanı bilinmiyor bu gün. Ama işlediği denaet anılıyor...
Ülkesinin geleceği için kendi istikbalini riske atan insanlar da yaşadı dünyamızda.
BaÅŸkan Abraham Lincoln’ı anımsayalım. Onun, Amerikan iç savaşı esnasında ortaya attığı tutumu muhteÅŸemdir. Lee’nin ordusu çekiliyor. Amerikalı komutan Meade, Lee’yi takip etmeye tereddüt ediyor. BaÅŸkan Lincoln, emrindeki General Meade’e, baÅŸkomutan sıfatıyla bir mesaj gönderiyor. Mesaj ÅŸudur: “GönderdiÄŸim mesaj bir vesika deÄŸerinde deÄŸildir. TeÅŸebbüsünüzü baÅŸarırsanız, bunu ifÅŸa etmenize gerek yoktur. Fakat baÅŸarısızlıkla karşılaşırsanız ondan yararlanabilirsiniz. Demek ki, baÅŸarı gösterirseniz bu iÅŸin ÅŸerefi size ait olacaktır. Aksi takdirde bütün mesuliyeti ben üstleniyorum.” Buyrun. KiÅŸinin kendi zati haysiyeti mi ön alırmış yoksa ülkenin genel çıkarı mı?
Bir de Hz. Muaviye’nin tutumunu anımsayalım...
Bizans Ä°mparatoru Heraklius Hz. Ali ile Hz. Muaviye’nin ihtilafından istifade ederek Åžam üzerinden Müslümanlara karşı bir ordu hazırlıyor. Haber yayılır yayılmaz Hz. Muaviye imparatora ÅŸu mektubu gönderiyor:
“Ey Bizans imparatoru, eÄŸer Müslümanların üzerine bir savaÅŸ ilan edersen, sahibimle (yani Hz. Ali ra ile) derhal barışırım ve onun baÅŸkanlığı altında onun ordu kumandanı olarak senin üzerine ben gelirim ve kerim olan Allah’a yemin ederim ki baÅŸÅŸehrin olan sisli dumanlı Konstantiniye ÅŸehrini yıkıp yakıp kömür ederim. Ve havucu yerden çıkardıkları gibi seni memleketinden çıkarırım ve daÄŸlarda domuz çobanı yaparım.” (Ahmet Cevdet PaÅŸa, Kültür B. Y. Cilt III, s. 70).
Bu mektubu alan Heraklius derhal bu işten vazgeçmek zorunda kalır...
Asalet ile süflilikAsalet ile süflilik farkı... Ne kadar dramatik!
kaynak: yenisafak.com
Henüz yorum yapılmamış.