Sosyal Medya

Makale

Küresel Korsan Ahlaksız Amerika

Mart 1988’de Halepçe’de beÅŸ binden fazla Müslüman Kürt, küresel emperyalizmin yerli iÅŸbirlikçisi Saddam Hüseyin ‘in direktifiyle ÅŸehit edilmiÅŸti. Kasım 2004’te Felluce’de binlerce Iraklı Müslüman bu kez bizzat Küresel Korsan ABD askerlerince ÅŸehit edildi. Her iki katliamda da yasaklı kimyasal silahlar kullanılmıştı. Halepçe’de Hardal gazı ve Napalm, Felluce’de ise Beyaz fosfor ve Napalm bombaları bir-likte kullanılmıştı. Söz konusu kitle silahlarının menÅŸe-i aynıydı: Batılı emperyalist ülkeler.

CIA’ gizli iÅŸkence evleri The Washington Post gazetesinin 11 Eylül saldırıları sonrası Amerikan Ä°stih-barat TeÅŸkilatı CIA’nın bazı DoÄŸu Avrupa ülkelerinde gizli cezaevi sistemi kurduÄŸunu yazmasıyla ortaya çıktı. Büyük tepkilere neden olan bu haberlere göre Amerikan yönetimin sekiz DoÄŸu Avrupa ülkesiyle, Afganistan, Tayland, Suudi Arabistan, Lübnan ve Suriye gibi yirmiye yakın ülkede gizli iÅŸkence evleri var.

CIA’NIN, adam kaçırma operasyonlarını çok iyi biliyoruz. Bu kaçırdıklarını iÅŸkence üslerinde, akla hayale gelmeyecek türlü iÅŸkencelerden geçirdiklerini de bilmeyen, duymayan kalmadı.

Halepçe’den, Felluce’ye, Ebu Gureyb’den, Guantanamo’ya CIA’nın iÅŸkence evlerinden, El-Cezire’nin bombalanmasına kadar ABD emperyalizmin ve onun yerli iÅŸbirlikçilerinin çirkin ve kanlı yüzlerini orta-ya koyan geliÅŸmeler gün yüzüne çıktıkça ABD’nin dünyaya vaat ettiÄŸi geleceÄŸin zifiri karanlık- kaos- terör olduÄŸu daha iyi anlaşılmaktadır.

ABD sudan bahanelerle ülkeleri iÅŸgal etmekte, iÅŸlediÄŸi katliamlarla kullandığı kitle imha silahlarıyla uyguladığı iÅŸkencelerle ve adam kaçırmalarla küresel çapta korsanlık yapmaktadır. Bu geliÅŸmeler dün-yanın başına en büyük tehdidin ABD olduÄŸunu gösteriyor. Yakın zamanda Katar’ın yalnızlaÅŸtırılması ve körfez ülkelerine yeni bir balans ayarı vererek çatışma zeminini oluÅŸturma gayretleri en çarpıcı örnek.

ABD’nin hukuku, sömürge hukukudur. Bu hukuk hiçbir zaman insanlık, vicdan, adalet, insan hak-ları ve özgürlük temelleri içinde yükselmemiÅŸtir. Çünkü tüm sömürgeci perspektif sahipleri ÅŸimdiye kadar ne tarih ne toplum ne de insanlık hakkında saÄŸlıklı bir bakış üretememiÅŸlerdir, üretmeleri de mümkün deÄŸildir.

ABD bu vicdansızlığı, ruhsuzluğu ile , taş yığınlarından oluşan devasa bir dağdır. ABD bir medeniyet krizinin içindedir. Aslında ABD ve batılı müttefikleri savaşı sürekli Orta Doğuya taşımaları batı medeni-yetinin yaşadığı krizi İslam dünyasına taşıma gayreti olarak da okunabilir.

Bu geliÅŸmeler ilerlemeci tarih anlayışının insanlığın ulaÅŸabildiÄŸi ideal ve tek hayat tarzının modern batılı deÄŸerlerle ifade edilen toplumsal ve siyasal biçimi olduÄŸu terzinin iflasından ibarettir. Batı deÄŸerlerine karşı alternatif olma ÅŸansı tarihi olarak ve üzerinde oturduÄŸu medeniyet birikimiyle insan-lık tarihinin en ilginç sentezlerini bünyesinde barındıran Ä°slam  dünyasınındır. Savaşın mutlaka Ä°slam dünyasını kapsayacak biçimde formüle edilmeye ve bunu meÅŸrulaÅŸtıracak argümanlar geliÅŸtirilmeye çalışmasının nedeni bunalım halinde ki sistem karşısında alternatif olma dinamizmine Ä°slam dünyası-nın sahip olmasıdır.

Medeniyetler Çatışması tezini geliÅŸtiren Huntingtun’un ABD’nin dış politikasını belirleyen kurullar-da danışmanlık yaptığını, Vietnam savaşında ÅŸahinleri oynayan stratejistlerden olduÄŸu hatırlanacak o-lursa, tezinin nasıl bir eÄŸilimi yansıttığı ortaya çıkar. Medeniyetler teziyle, NATO’nun Komünizm yeri-ne ikame edilecek tehdit algılaması arasında doÄŸrudan bir iliÅŸki var.

Medeniyetler Çatışması ile Kissinger’in ^^ Ä°slam’ın Ä°slam’a karşı savaşı^^ olacağını söylediÄŸi tezin Afganistan savaşının hemen başında ortaya atılması arasında anlamlı bir iliÅŸki var. Kissinger’in tezi, Amerika’nın bir medeniyet krizine girdiÄŸi, savunmacı bir refleksle, krizini baÅŸka medeniyet alanlarına (Ä°slam dünyasına) taşımaya çalıştığı yönündeki tahminleri doÄŸrulayan bir durumdur…( Görüyorsunuz Ä°slam dünyası kan gölüne döndü…)

Şöyle ki, eÄŸer batı deÄŸerleri sistematik bir kriz içinde ise bunu bir medeniyet çatışmasından hare-ket ederek aÅŸması, göğüslemesi mümkün deÄŸildir. Kendi dışındaki medeniyetleri karşısına alan bir yaklaşım hedefi büyütmekle sonuçlanır. Ayrıca mücadeleyi bir medeniyet çatışması ÅŸeklinde ortaya koymak ve buna göre strateji izlendiÄŸi takdirde Amerika krizin kendi alanın dışına taşırmak bir yana çatışmayı kendi evine getirmiÅŸ olur. Zira Amerika’yı bu ana kadar güçlü ve ayrıcalıklı kılan farklı kültür ve medeniyetlerin temsilciliklerini bünyesinde barındırıyor olmasıdır. Medeniyetler çatışmasının üze-rine kurulu bir mücadele tarzı çatışmayı Amerika’nın içine kadar getirmek anlamına gelir.

Bunun yerine global Mc carthyizm projesi sonuç olarak bu çatışma Ä°slam arası çatışmaya dönüştür-mektedir. Terör tanımı ile Amerika’nın yapmak istediÄŸi yeryüzünde entelektüel olarak Müslümanlığın deÄŸerlerini yeniden üreterek/ keÅŸfederek modern dünyanın bunalımına alternatif olma potansiyelini gösteren Ä°slami uyanışı terörize etmektedir. Bu provakasyona en uygun formül olarak, bir yanda terör tanımına aldığı her türlü Ä°slami oluÅŸumların kaynağını kurutacak kültürel, sosyal, siyasal tedbirleri alır-ken diÄŸer tarafta çatışmayı kendi içinde bölünmüş farklı Ä°slam algılayışları, yorumları arasındaki uçuru-mu geniÅŸleterek, entellektüel ve sıcak çatışmaya dönüştürmektedir.

Toynbee’nin bundan tam 60 küsür yıl önce yine Afganistan örneÄŸinde söylediÄŸi türden herodian ve zealot Ä°slam’ın birbiriyle çatışması, ikisinin de diyor, Toynbee modern medeniyet karşısında varlık göstermesi mümkün deÄŸildir.

Bu anlamda Kissinger’in dillendirdiÄŸi, batının kötü bir taklitçi herodianlıkla, donmuÅŸ/ taklitçi zea-lotçuluk arasına sıkıştırılmış Ä°slam dünyasının kendi içinde çatışmasıdır. Asıl sorun Ä°slam’ın bu iki ta-nımlama parantezine sıkıştırılmak istenmesidir.

Amerika Mc carthyizmin evrenselleÅŸtirilmesi için ÅŸimdilik yeterince meÅŸrulaÅŸtırıcı gerekçe elde et-menin peÅŸinde ve elde etmiÅŸte görünüyor… Müslümanlara karşı düşmanlığın terörle su yüzüne çıkış olması, Ä°slam’ı terörize etmeleri gerçekliÄŸini iyi okuyalım…

Yöneticilerin- siyasetçilerin, halkların artık uyanması lazım. Küresel ahlaksız Korsan Amerika’nın, Türkiye üzerindeki oyunlarınıda artık bilmemiz lazım. 27 Mayısla, 12 Eylül ile, 28 Åžubatla ülkemizdeki operasyonları sınırlı kalmamıştır. 15 Temmuz 2016 gecesi FETÖ yapılanmasının, Amerika’nın desteÄŸi ile, dünyanın en büyük terör örgütlerine taÅŸ çıkartırcasına nasıl katliamlar gerçekleÅŸtirdiÄŸine ÅŸahit ol-duk. VahÅŸi Amerika 15 Temmuz 2016 cuntanın darbe projesini de dizayn etmiÅŸtir. Darbecilere Afga-nistan’da kurulu Ä°SAF’ın ABD’li komutan John F. Cambeli’nin komuta ettiÄŸini darbenin finansmanının CIA olduÄŸunu dünya alem biliyor. Dağıtılan paranın 2 milyar dolar olduÄŸu belirtiliyor. Ayrıca 15 Tem-muz 2016 günü CIA’ya çalışan ABD’li profesör Henry Berkey’in Türkiye’de olduÄŸu ve darbenin sonu-cunu beklediÄŸini unutmayalım. Ki bu adam Gezi kalkışmasının da baÅŸ aktörlerindendir. Ä°ÅŸte bu aÅŸağılık giriÅŸimleri-kalkışmaları, doÄŸuÅŸtan sipastik olan FETÖ örgütü üzerinden yapmaya kalkıştı bu ABD denen global ahlaksız korsan ve büyük ÅŸeytan…

Akıl almaz iÅŸkencelerin uygulandığı Guantanamo gibi, hukuksuz ve vahÅŸice bir esir kampına sahip olan Amerika’nın insan haklarından söz etmesi küstahlıktır, dünya haklarıyla dalga geçmektir… EÄŸer insan hakları diye bir ÅŸey olsaydı bugün Guantanamo olmazdı… Siyonist alçakların Ä°srail iÅŸgalci devleti-nin ablukasında yoklukla pençeleÅŸen Gazze tutsak kampına dönüşmezdi…

Hala ABD’yi dost ve müttefik kabul etmek körlük deÄŸilde nedir, çok merak ediyorum… Çok ama çok ÅŸeyler var bilinmesi ve sorgulanması gereken…!

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.