Makale
Duy Resulü Kardeşim: Aranızda Selâmı Yayınız!
“Ä°man etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de iman etmiÅŸ olmazsınız. Yaptığınız takdirde birbirinizi seveceÄŸiniz bir ÅŸey söyleyeyim mi? Aranızda selâmı yayınız.”
Yazının baÅŸlangıcına yakışacak bundan âlâ girizgâh ve devam eden deÄŸinilere ilham olacak böylesi asûde bir kaynak olamazdı herhalde. Peki neden bu kadar kıymetli? Her ÅŸeyden önce Allah Resulü’nün o kutlu aÄŸzından dökülen evrensel bir mesaj olması hasebiyle mühim. Ayrıca sürekli yitirdiÄŸimiz deÄŸerler üzerinden dem vurup öte taraftan yan yana geçerken başını diÄŸer tarafa çevirerek ya da görmezden gelerek selâmın es geçilmesi tavrından bîzarım bir de bu bakımdan mühim. Nebiyi Muhteremin hayatın her ânına dokunan ölçüleri nasıl da sade, kolay anlaşılır ve net. Bu denli net ve anlaşılır tavsiyeleri anlamanın ve yaÅŸamanın neresindeyiz sorusuna her birimizin vicdanında bir cevabı var elbette. Bu cevaplar üzerinden bir polemik oluÅŸturmak deÄŸil maksadım. Allah Resulü’nün iÅŸaret ettiÄŸi ve sıklıkla hutbelere, vaazlara konu olan “aranızda selâmı yayınız” tavsiyesinin kilit kelimesi üzerinde biraz durmak istiyorum.
Sözlükte kusursuz olmak, kurtulmak, rahatlamak gibi anlamları olan selâm, İslam terminolojisinde ise eman, kurtuluş, esenlik ve barış gibi manâlara tekâbül ediyor. Selâmlanan kişinin selâma ya aynı veya daha güzel bir ifade ile karşılık vererek muhatabına hayır duada bulunmasının emredildiğini kitabımızdan öğreniyoruz. Aynı şekilde evlere girildiğinde kimse yoksa dahi kendimize selâm vermemizin ehemmiyetini vahiy fısıldıyor. Böylesine ihtimam gösterilen bir amel hususunda vahyin kutlu öğretmeni selâm vermekten kaçınmanın bir tür cimrilik olduğunun altını çiziyor. Kayıtlarda geçtiği üzere değişik din ve kültürlerde de selâm, genellikle barış, güven, huzur, sağlık dileme gibi temennileri kapsıyor.
Hicreti takip eden yıllarda baÅŸlayan selâmlaÅŸma ameli Müslümanların dünyasında diÄŸer bütün ibadetlerde olduÄŸu gibi hayat buluyor; hakkıyla içselleÅŸtirip ta kalpten zikrediyorlar. Ä°nananların birbirine selâm vermesini isteyen Hz. Peygamber (a.s.) yolda karşılaÅŸtığı çocuklara dahi selâm vererek örnekliÄŸin zirvesini teÅŸkil ediyor. Nebiyi Zişân’ın emirlerini harfiyen yerine getirme konusundaki hassasiyeti ile dikkat çeken Abdullah b. Ömer ise sadece selâm vermek niyeti ile yola revan oluyor ve küçük ya da büyük karşılaÅŸtığı bütün Müslümanlara esenlik diliyor. Sonra sevgili Peygamberimizin “yanımdan ayrılma ey Ebu Bekr, bedenime ve kalbime gelen her sıkıntı senin yüzünü görmekle hafifliyor, seninle kalbim kuvvetleniyor” hitabının muhatabı olan Ebu Bekr es-Sıddık çıkıyor karşımıza. O yol arkadaşı ki, içi daraldığında dışarıya çıkıp birkaç Müslümana selam verince kalbi ferahlıyor. Bundan ötede bir terapi, bundan âlâ bir tedavi yöntemi yok herhalde. Önemine binaen çocuklara dahi selâm veren bir peygambere vurgu yapmışken Amr b. Seleme’yi es geçmek olmaz. Medine’den uzakta bir ÅŸehirde yaÅŸayan minik Amr, henüz çöl yolculuklarına dayanamayacak kadar küçük olduÄŸu için Allah Resulü’nü ziyaret için çıkılan yolculuklara çok istemesine raÄŸmen büyükleri tarafından götürülmez. O da selâm gönderir kafiledekilerle özlediÄŸi peygamberine, yerine ulaşır minik kalbin esenlik dileÄŸi ve mukabele eder alemlere rahmet olan. Kafile, beraberlerinde Hz. Peygamber (a.s.)’in kendisine gönderdiÄŸi selâmı ile dönerler küçük Amr’ın yanına. Bu noktada artık bir rivayeti hatırlamanın çok ötesinde Amr’ın ‘bu ne güzel bir hediye, bu ne güzel karşılama’ teslimiyetine hayran oluÅŸ kalıyor nasibimize.
SekülerleÅŸmenin etkisiyle selâmın yerine kullanılan hakiki içerikten uzak çeÅŸitli ifade biçimlerini lügatimizden çıkarmanın ehemmiyetini kimse inkar edemez diye düşünüyorum acizane. Zira selâmun aleykum-ve aleykumselâm diyaloÄŸundan daha kuÅŸatıcı daha evrensel bir iletiÅŸim biçimi olamaz. Åžimdi bu akla ziyan çaÄŸda Allah Resulü’nün kalplere dokunması beklenen cümlelerini duyabilmek için bir adım geriye çekilmeli ilkin sonrasında Abdullah b. Ömer virdi ile yola çıkıp tüm Müslümanlara selam vermeli. Zoraki, dilimizin ucuyla, cimrice davranarak deÄŸil hem de. Ebu Bekr duruÅŸunu hakka’l yakîn hissettiÄŸimiz gün ise “aranızda selâmı yayınız” hadis-i ÅŸerifinin hakiki muhatapları olacağız biiznillah. Esselamu aleykum verahmetullahi ve berekatühü.
Henüz yorum yapılmamış.