Sosyal Medya

Makale

Avrupa Birliği Rüya Mı Kâbus Mu?

Avrupa Birliğinin sözcüleri Türkiye’de ki son anayasa değişikliğine ilişkin olarak ‘Türkiye giderek Avrupa Birliği rüyasından uzaklaşıyor’ diyorlar. Doğrusu Türkiye’de yaşayanların büyük bir kısmında Avrupa rüyası hep oldu!

Avrupa Birliğine girmeyi rüya haline getiren nedenlere baktığımızda biri ekonomik diğeri de AB’nin temel değerleri olan ‘Özgürlük demokrasi, insan hakları, hukukun üstünlüğü ve hoşgörü’ ile ilgiliydi.

Özellikle soğuk savaş bittikten sonra Türkiye için ‘Adriyatik’ten Çin Seddine kadar bir potansiyel doğmuştu. Ancak doksanlı yılların kısa ömürlü koalisyon hükümetlerine ek olarak birde 28 Şubat askeri müdahalesi oldu. Askeri müdahalenin neden olduğu ekonomik ve siyasi krizler hem Türkiye’nin önüne çıkan fırsatların kaçmasına sebep oldu hem de ‘Avrupa Birliğine girersek bu tür anti-demokratik müdahalelere maruz kalmayız’ düşüncesi yaygınlık kazandı.

Ancak son yıllarda Avrupa Birliği’nde yaşanan ekonomik sıkıntılarla birlikte yabancılara karşı işlenen suçların artması ile Avrupa rüyası giderek kâbus olmaya başladığını görüyoruz.

Avrupa’da ki yabancılara yönelik nefret suçları Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) Raporu’na da yansıdığını belirtmek isterim. Rapor’un detaylarını okuduğumuzda ‘kişilere yönelik saldırı, tehditler ve mala zarar verme’ olarak sınıflandırıldı. Ayrıca raporun son bölümlerinde ‘Başörtülülere hakaret, camilere saldırı ve kundaklamalar’ öne çıkan suçlar olarak gösteriliyor.

Avrupa’da temel hak ve özgürlüklerin ihlal edildiğine yönelik önemli bir eleştiride Amerika’da bağımsız bir yayın kuruluşu olan NPR’da ‘Avrupa’da yabancı düşmanlığı’ başlığıyla AGİT’in Raporu’na benzer bilgiler veriyordu.

SETA, 2015’te 25 ülkede 37 bilim insanıyla bir araştırma yaptı. Detaylı bilgiler bize sunan araştırmayı ‘Avrupa’da islamofobi artıyor’ başlıklığıyla yayımladı. Bu araştırmadaislamafobi konusunda öne çıkan ülkelerin başında ise Almanya, Fransa, İngiltere, Hollanda, Avusturya, Norveç ve Belçika var. Bünyesinde yaklaşık 10 milyon göçmeni barındıran Almanya’da, 2013 yılında neredeyse hiçbir ırkçı saldırı olmazken 2015 yılında Müslümanlara yönelik 155 saldırı meydana geldi’ diyor. Raporda; Avrupa’da artan nefret suçları ve islamofobik saldırılar karşısında yeterli önlemlerin alınmaması kıtada hukuk sisteminin tarafsızlığını da sorgulanır hale getirdiğine dikkat çekiyor.

Türkiye bu yeni dönemde, kısır tartışmalar yerine temel hak ve özgürlükleri esas alarak gereken hukuki reformları yaparsa, hem toplumsal barışın güçlenmesini sağlar hem de ekonominin güçlenmesini sağlar. Böylece rüyadan kâbusa doğru giden Avrupa Birliği’ne girme eğilimi düşecektir sanırım.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.