Sosyal Medya

Makale

Amerikalı İmamın Referandum Yorumu: Erdoğan Bir Bahçıvandır!

‘Kanımız ve kaynaklarımız üzerinde kurduÄŸunuz ÅŸaÅŸalı ÅŸehirlerinize gelmeye çokta meraklı deÄŸiliz’

Referandum sonuçlarıyla ilgili olarak görsel ve basılı medyada birçok deÄŸerlendirme yapılıyor ve bu bir süre daha devam edeceÄŸe benziyor ancak bu süreçte yapılan deÄŸerlendirmelerin üslubu referandumun sonucu kadar hayati bir öneme sahiptir. Çünkü halk oylamasına katılan bizler; ister ‘hayır’ vermiÅŸ olsun ister ‘evet’ vermiÅŸ olsun aynı coÄŸrafyanın aynı tarihin aynı kaderin aynı geleceÄŸin çocuklarıyız. Kimimiz parlamenter sistemin daha iyi olacağına inanarak ‘hayır’ yönünde oy kullandık kimimiz de baÅŸkanlık sistemi daha iyi olacağına inanarak ‘evet’ yönünde oy kullandık. Hepsi bu!  

Birbirimize düşman değiliz aksine kardeşiz biriz beraberiz..

Yıllarca coÄŸrafyamızın kaynaklarını sömürerek zenginliklerine zenginlik katan batılı küresel güçlerin referandum sonucunun ‘evet’ ile sonuçlanmasında dolayı hem büyük bir hayal kırıklığı hem de öfke içinde olduklarını görüyoruz.

Bizim bu süreci deÄŸerlendirirken ötekileÅŸtirici bir dil kullanmak yerine kuÅŸatıcı dil kullanmamız daha doÄŸrudur. Zira Batı’nın tutumunu aÅŸağıda paylaÅŸtığım söyleÅŸide anlaşılacağı üzere, kaos çıkartmak için ellerini ovuÅŸturarak fırsat beklediklerini göreceksiniz.

2014 yılında ABD’nin Kuzey Karolina eyaletinde tanıştığım Cezayir asılı imam Abdulkadir Etchiali ile Batı dünyasının Referandum ile ilgili tutumunu Skype üzerinde sohbet ile deÄŸerlendirdik. Etchiali hem Ä°slam dünyasını hem Batı dünyasını iyi tanıyan bir isim. Sohbetin detaylarınında küresel güçlerin ne gibi oyunlar kurguladıklarını okumuÅŸ olacaksınız.

Abdulkadir Etchiali kimdir?

Abdulkadir Etchiali 1935 yılında baÅŸkent Cezayir’de doÄŸmuÅŸ, Emir Abdelkader Ä°slam Bilimleri Ãœniversitesini okumuÅŸtur. Arapçanın yanı sıra iyi derece Fransızca ve Ä°ngilizce bilen kendi halinde bir davetçi. 1991 yılında Cezayir’de kısa adı (FÄ°S) olan Ä°slami Selamet Cephesi’nin elde ettiÄŸi baÅŸarıdan dolayı Cezayir halkı sistematik bir kıyıma muhatap oldu. Baskılar neticesinde Amerika’ya kendi ifadesine göre ‘hicret’ etmiÅŸ olan Etchiali, irÅŸad ve tebliÄŸ faaliyetlerini ilerlemiÅŸ yaşına raÄŸmen heyecanla sürdürüyor. Bu kısa tanıtımdan sonra sizi sohbetimizle baÅŸ baÅŸa bırakıyorum.

Selamun Aleykum

- Ve Aleykumselam ve Rahmetullahi ve Berekatuhu

Nasılsınız?

- Elhamdulillah iyi olmaya çalışıyoruz.

Bildiğiniz üzere Türkiye Anayasa değişikliği için geçtiğimiz Pazar günü Referandum için sandık başına gitti. Önce siz Referandum hakkında ne düşünüyorsunuz?

- Bismillahi-rahmani-rahim. Sorularınıza cevap vermeden önce, bu seçimin baÅŸta kardeÅŸ  Türkiye halkı olmak üzere tüm Ä°slam coÄŸrafyasına ve tüm insanlığa hayırlar getirmesini Rabbimden diliyorum.

Açıkça söylemem gerekirse referandum hakkında yüzeysel bilgilere sahibim. Sizde takdir edersiniz ki yüzeysel bilgilerle kapsamlı bir deÄŸerlendirme yapılamaz. Anladığım kadarıyla bu deÄŸiÅŸen anayasa maddeleri Türkiye’de daha istikrarlı hükümetlerin kurulmasını saÄŸlıyor ancak halk oylamasından sonra Batı dünyasının tutumuna bakınca referandum sonucu onların canını fena halde sıkmış. (Bunu söylerken gülümsüyor üstad)

Yeri gelmişken Batı dünyasının tutumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

- Batı dünyası büyük bir hayal kırıklığı yaşıyor. Çünkü Türkiye’nin jeopolitik konumu Batı dünyasının güvenliÄŸi için çok önemlidir. Tabi aynı zamanda Batı dünyası Ä°slam ülkelerinin halklarıyla Türkiye üzerinden kendilerini meÅŸrulaÅŸtırıyordu. Türkiye ile iyi iliÅŸkiler içinde olan Batı dünyası psikolojik olarak Ä°slam halkları nezdinde kendilerini daha rahat hissediyorlardı.

Madem Türkiye onlar için bu kadar önemli bir ülke neden Türkiye’nin aleyhinde bu kadar propaganda yapıyorlar?

-Aslında Türkiye’den ziyade ErdoÄŸan aleyhinde propaganda yapıyorlar. Çünkü Batılılar kendilerine sadece itaat eden liderlere alışmışlar. ErdoÄŸan onların beklentilerinden ziyade kendi halkının beklentilerine önem veriyor. Ãœlkesini geliÅŸtirmeye çalışıyor, Ä°slam dünyasının sorunlarıyla ilgileniyor. Bu durum onların alışık olmadıkları bir durum. Dahası ErdoÄŸan savunma sanayisini geliÅŸtirmeye çalışıyor bu onların asla kabul edemeyeceÄŸi bir durum. Bunun için ErdoÄŸanı devirmek için birçok plan kurdular. Åžimdiye kadar kurdukları planları baÅŸarısız oldu. Batılıların bir özelliÄŸi var bir plan baÅŸarılı olmadıysa baÅŸka plan geliÅŸtirirler ÅŸimdi de baÅŸka bir plan içinde olduklarını görüyorum.

Nasıl bir plan içinde olduğunu söylebilir misiniz?

-Gizli mahfiller de nasıl bir plan hazırladıklarını bilmiyorum tabi. Ama medyada gördüğüm kadarıyla Türkiye muhalefetini kullanmak istiyorlar. EÄŸer baÅŸarabilirlerse bir kısım insanları sokaÄŸa döküp ‘Türkiye’de güvensiz bir ortam var’ algısını oluÅŸturmak için sahip oldukları medyayla dünyaya servis edecekler ama Türkiye muhalefet sözcülerine tarihi bir görev düşüyor. Bu sonuçtan memnun olmamış olabilirler. Yarın onlar çoÄŸunluÄŸu elde etmek için halkı ikna eder istedikleri deÄŸiÅŸikliÄŸi yaparlar ama Batılılara fırsat verecek bir giriÅŸimin içinde olmazlarsa Batı’ya tarihi bir ders vermiÅŸ olurlar. Batılılar, Türkiye’ye bakınca muhalefet iktidar diye bir ayrım yapmıyor.

Siz Amerika’dan bakınca Ä°slam dünyasını ve Türkiye’yi nasıl görüyorsunuz?

-Ä°slam dünyasının hali periÅŸan. Gençlerin, çocukların, kadınların ve yaÅŸlıların üzerine bombalar yağıyor, evleri baÅŸlarına yıkılıyor. Bazen bu savunmasız insanların ölümüne yüreÄŸim dayanamıyor. (Bunları söylerken boÄŸazı düğümleniyor) Ä°slam dünyasının hali bu. Bu bir süreçtir eninde sonunda müslümanlar bu gidiÅŸin sürdürülebilir bir gidiÅŸ olmadığını anlayacaklar. Benzer tecrübeyi yaÅŸamış Batıdan keÅŸke ders alsalardı ama almadılar. Ben bunun için ülkemi terkettim. Yapılan zulmün parçası olmak istemedim. Çok şükür Tunus’ta GanuÅŸi bu hataya düşmedi. Allah ondan razı olsun.

Türkiye’nin durumuna gelince ben Türkiye’yi kabuÄŸunu yırtmaya çalışan bir filiz gibi görüyorum. Ãœmidin, adaletin, vicdanın, merhametin, gerçek manada özgürlüğün filizi. ErdoÄŸanı ise bu filizi yeÅŸertmeye çalışan bir bahçıvan gibi görüyorum. Ama gözleri kan ve öfke bürümüşler bu filizin yeÅŸermesini engellemek istiyorlar. Bu filizin yeÅŸermesine hizmet eden bahçıvanı etkisiz hale getirmek istiyorlar. Rabbim fırsat vermezsin (Amin)

Bu vesile ile 15 Temmuz darbe kalkışmasında hayatlarını feda eden ÅŸehitlerimizi rahmetle anıyorum. Onlar sadece Türkiye’nin ÅŸehitleri deÄŸil tüm ümmetin ÅŸehitleridir. O kanlı kalkışma tamamen emperyalistlerin bir oyunuydu. Gülen sadece bir maÅŸa olarak kullanıldı. Tarih o ÅŸehitleri rahmetle anacak kendilerini maÅŸa olarak kullandıranları lanetleyecektir. Türkiye halkı o gece emperyalistlere karşı çok soylu bir direniÅŸ gösterdi.

Son olarak Türkiye’ye ne mesaj vermek istersiniz?

-Türkiye imparatorluk tecrübesine sahip bir ülkedir. Siz muhalefetiyle iktidarıyla bir bütün olarak Türkiyesiniz. Sizin tüm ümmete karşı sorumluluÄŸunuz vardır. Emperyalistlerin demokrasi, temel hak ve özgürlükleri gibi sözleri sadece istemedikleri lidere karşı bir baskı olarak kullanmak içindir. ErdoÄŸan’a olan düşmanlıkları ÅŸahsı ile ilgili deÄŸildir. ErdoÄŸanın kalkınma idealleriyle hedefleriyle ilgili bir durumdur. Türkiye’nin gücü sahip olduÄŸu sınırlar ile sınırlı deÄŸildir. Batılılar bu durumun farkındalar ama bana sorarsanız, esas gücünüz birlik ve beraberliÄŸinizdir. Biz sizi iktidar ve muhalefet olarak deÄŸil bir bütün olarak seviyoruz.

Efendim beni bağışlayın ama diyorsunuz ki Batı’nın temel hak ve özgürlükleri ile ilgili söyledikleri boÅŸ sözlerdir. Åžimdi bu sözlerinize bir Amerikalı dese ki siz bu sözleri kendi ülkenizde deÄŸil Amerika’da özgürce söylüyorsunuz. Bu bir çeliÅŸki deÄŸil mi deseydi nasıl yanıtlardınız?

-Ona derdim ki ben keyfimde burada değilim benim buraya gelmemi siz mecbur ettiniz. Ülkemdeki diktatörü başımızda siz tutuyorsunuz. Cezayir halkı siz Batılıların koyduğu standartlara uygun olarak seçimini yaptı ama siz kendi kurallarınıza sahip çıkmadınız. Hatta Cezayir halkını sistematik kıyıma tabi tutan zalime destek oldunuz. Buraya gelişimi siz mecbur ettiniz başıma bunu kakamazsınız. Kanımız ve kaynaklarımız üzerinde kurduğunuz şaşalı şehirlerinize gelmeye çokta meraklı değiliz. Derdim.

Üstad, Düşünce Mektebi olarak bize vakit ayırdığınız için çok teşekkür ederim.

-Bende çabalarınızı takdir ediyor, kardeÅŸ Türkiye halkına sesimin ulaÅŸmasına aracılık ettiÄŸi için Düşünce Mektebi’ne teÅŸekkür ederim.

DeÄŸerli dostlar, Abdulkadir Etchiali ile sohbeti bitirirken ‘Kanımız ve kaynaklarımız üzerinde kurduÄŸunuz ÅŸaÅŸalı ÅŸehirlerinize gelmeye çokta meraklı deÄŸiliz’ sözleri bana kıymetli dostum Mehmet Hanifi YILMAZ’ın 2000 yılında yazdığı ‘PARÄ°S’ adlı ÅŸiirini hatırlattı. Temel tarih bilgisine sahip  olup da Batı’yı ve Afrika’yı gören herkesin bu ÅŸiir hakkında söyleyeceÄŸi ‘durumu ne güzel tasvir etmiÅŸ’ olacaktır. Mehmet Hanifi Beyi tebrik ederken sizi de bu güzel ÅŸiirle baÅŸbaÅŸa bırakıyorum.

 

 

PARÄ°S

‘Üç boyutlu bir filmi izler gibi

Gezdim Parisi.

Louvre müzesini,

Eyfel kulesini,

Åženzalize’yi.


Hep bir çığlık eşlik etti bana

Afrika’dan, MaÄŸrip’ten Orta DoÄŸu’dan..

Çocukları öldürülmüş annelerin,

Yetim ve öksüz çocukların gözleri,

Hep üstündeydi Şehrin.


Gece tedirgin ve aydınlıktı.

Karanlıktan korkar gibi,

Korkar gibi kendiyle baÅŸ baÅŸa kalmaktan,

Söndürmüyordu ışıklarını.

Paris’in gözlerinde kibir,

Ruhuna sinmiş bir acı

Ve bakışlarından çalınmış

Sevinci vardı

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.