Makale
Yunan Gergor ile YolculuÄŸum...
Biz hep kendi içimizdeki farklılklardan bahsediyoruz da Avrupa’nın kendi içindeki farklılıklardan fazla bahsetmiyoruz. Oysa karşımızda ki ‘Avrupa’ tek parçalı bir yapı deÄŸil. Onlarında bizim gibi kendi içinde çok parçalı ve birbiriyle rekabet eden devletlerden oluÅŸtuÄŸunu bilmemiz gerekli.
ÖrneÄŸin; Avrupa BirliÄŸinden yana olan, Avrupa BirliÄŸine karşı olan, Sosyal politikaları savunan, Liberal politikalara sahip olan, temel hak ve özgürlükleri savunan, ırkçı politikalara sahip olan, Amerika’dan yana, Amerika’ya karşı olan gibi pek çok alanda Avrupa’da farklı düşünce ve hayat anlayışları var.
Alman düşünür ve siyaset kuramcısı Jürgen Habermas der ki; 'Batının bölünmüşlüğüne uluslararası terörizmin deÄŸil, ABD'nin uluslararası hukuku görmezden gelen, BirleÅŸmiÅŸ Milletleri köşeye sıkıştıran ve Avrupa ile yollarını ayırmaktan çekinmeyen politikaları neden olmuÅŸtur.' Bunun gibi genel olarak Batı’nın, özel olarak da Avrupa’nın farklılığı hakında bilgi veren çok örnekler vardır.
Ancak kabul etmemiz gerekir ki, Avrupa aralarındaki farklılığı; tefrikaya, hizipleşmeye, kavgaya, savaşa, kasosa dönüştürmeden soğukkanlı bir şekilde tartışmayı becerebiliyor.
Peki hangi etkenler Avrupa’da etkili oldu da çatışmadan tartışabiliyorlar?
Avrupa’da yazılıp çizilenleri dikkatlice okuyup alt altta koyduÄŸumuzda iki temel neden karşımıza çıkıyor.
Birinci neden; Avrupa tarihine baktığımızda, tartışma yerine çatışmanın kötü sonuçlarını tecrübeyle öğrendiler.
Ä°kinci neden ise; Avrupa’nın sahip olduÄŸu eÄŸitim ve refah seviyesinin yüksek olması, aralarında çatışmanın olmasını önlemiÅŸtir bugüne kadar. Özellikle bugüne kadar diyorum çünkü Avrupa’da bundan sonra bunun böyle devam edip etmemesi ekonominin geliÅŸmesine baÄŸlıdır. Yeri gelmiÅŸken bu konuyla ilgili olduÄŸu için yaÅŸadığım kısa bir hatırayı sizlerle paylaÅŸmak istiyorum.
Yıl 2012. Atina’ya gideceÄŸim. Atatürk Havalimanında bizi uçaÄŸa almalarını bekliyoruz. Nihayet bizi uçaÄŸa alınca, yolcular yanlarında getirdikleri valizleri, koltuÄŸun üzerindeki yerlere yerleÅŸtiriyorlardı.
Yanımdaki yolculardan biri, orta yaşın biraz üzerinde kısa boylu bir adamdı. Valizini yerleştirmede biraz zorlandığını görünce izin isteyerek yardım ettim. Doğal olarak aramızda sıcak bir duygu oluştu.
Adı Gergo. MesleÄŸi Cerrah. DoÄŸma büyüme Atinalı, akıcı ve anlaşılır Ä°ngilizcesi olan Dr Gegor’a ‘Aksanınız Yunanlılara benzemiyor’ deyince ‘Uzmanlığımı Amerika’da yaptım’ dedi. O dönemde Atina’da her gün devam eden gösteriler hakkındaki düşüncelerini sorduÄŸumda ‘Avrupa’yı bir arada tutan Avrupa deÄŸerleri deÄŸil, ekonomik refahtır. DiÄŸer Avrupa ülkelerinde Atina’daki gibi gösteriler yoksa, henüz onları bizim kadar etkilemediÄŸi içindir. EÄŸer ekonomik sıkıntılar çözülemezse, Avrupa’da ırkçılık tekrar yükselecektir’ dedi. ÅžaÅŸkınlığımı yüzümde anlamış olacak ki bana ‘Neden ÅŸaşırdın?’ diye sordu. Bende kendisine ‘KüreselleÅŸen dünya’da ırkçılık tekrar yükselir mi?’ Diye sorunca, Gergor yüzüme ‘hele saf’a bak!’ der gibi baktı sonra hiçbir ÅŸey demeden önüne baktı. Kısa bir sesizlik oluÅŸtu aramızda.
Gergor’un akıcı konuÅŸması, bakışlarındaki ışık beni etkilemiÅŸti. Daha fazla konuÅŸturmak için ne sorayım diye düşünürken, Gergor bana dönerek ‘KüreselleÅŸme dediÄŸin gücün ya da etkinin yerel toplulukların elinden alıp küresel arenaya aktarılıp bir avuç zengini daha da zengin yapmakttan ibarettir.’ dedi.
Bende kendisine ‘Peki ırkçılık devam ederse, Avrupa BirliÄŸi bundan nasıl etkilenir?’ diye sordum. Gergor ikram edilen kahvesinden bir yudum aldıktan sonra gülümseyerek ‘O zaman Avrupa BirliÄŸi deÄŸil, ayrılan Avrupa’dan bahsedebiliriz. Bunun ilk iÅŸaretti Ä°ngiltere olacak’ dedi. Bende ‘O zaman Türkiye’nin Avrupa BirliÄŸine girmek istemesi boÅŸ bir çaba mı?’ diye sordum. Gergor ‘Bu soruyu bekliyordum ama boÅŸ bir iÅŸ deÄŸil. Türkiye Avrupa BirliÄŸi vesilesi ile temel hak ve özgürlüklerini geliÅŸtirdi. Ama açıkça söylemek gerekirse; Türkiye’yi Avrupa BirliÄŸine girmesine izin vermezler’ bende ‘’Müslüman olduÄŸu için mi?’ Gergor 'hayır ekonomik nedenle' daha fazla sohbet edemedik çünkü uçağımız Atina’ya inmiÅŸti bile. Gergor ile yolculuÄŸumuz bitse de dostluÄŸumuz mail üzerinde devam ediyor.
Åžimdi aradan beÅŸ yıl geçtikten sonra, Avrupa’daki geliÅŸmelere bakınca Gergor’un ne kadar ileri görüşlü olduÄŸu ortadadır. Bende bu çerçevede kendisini tebrik ederek bir mail attım. Özetle dedim ki ‘Sevgili Gergor, dediÄŸin gibi Ä°ngiltere Birlikten ayrıldı. Türkiye ile ilgili Avrupa’nın yaÅŸadığı gerginlik ortada. Bu geliÅŸmeleri nasıl deÄŸerlendiriyorsunuz? ‘Gergor, ‘Biraz rahatsız olduÄŸunu iyileÅŸirsem size cevap vereceÄŸim’ diye kısa bir cevap vermiÅŸti. Bunun üzerine kendisine ‘Ä°yileÅŸmesi için dua edeceÄŸimi yazdım kalbimde de hidayet bulması için dua ettim:)’
Dün Gergor'dan email ile bir mektup aldım. Gergor mektubunda Türkiye’ye karşı bir tuzak kurulmuÅŸ bu tuzağı bozmak için önemli uyarılar yapıyor.
Tercümesini bitirdiÄŸimde gelecek yazımı Gergor’un mektubuna ayıracağım inÅŸallah.
Henüz yorum yapılmamış.