Makale
DiriliÅŸ
İHTİMAL İÇİN, İSLAM PİYASASININ KAPANMASI GEREKİYOR
Her şey devletin ele geçirilip, bize ait olduğunu düşündüğümüzde / düşündürüldüğümüzde başladı.
Önce bir düzen talebimizden vazgeçtik sonra fikrini yitirdik.
Sonrasında emperyalizmle mücadeleyi terkettik, çünkü küresel sermaye ile bir sorunumuz kalmamıştı; işi, yani faliyetlerimizi, emperyalizmin bize yaptıklarını tamir etmeye çevirdik.
Ve her şey bu üç anlayış doğrultusunda değişmeye başladı:
İnsan, aile, cemaat, siyaset ve bu dörtlünün içini dolduran din ve dini okuma, dini anlama ve anlamlandırma bu anlayış ve yaklaşım doğrultusunda değerlendirilmeye başladı.
Özellikle siyaset ve siyasallık, siyasetin domine ettiği her şey, başlangıcı olusturan üç temel hal/duruş doğrultusunda işlemeye başladı.
Bu durumun anlatılabilmesinin imkansızlığına rağmen, anlatmaya çalışmayı da bir görev biliyorum.
Zira islamcıların içinde bulundukları durum, bir tercih değil, belirledikleri bir usül değil, kendi iradeleriyle oluşturdukları bir yöneliş değil, bilâkis, içine yuvarlandıkları durumu nasıl olduysa içselleştirmelerinin sonucudur.
Çaresizliklerini, güçsüzlüklerini, yetersizliklerini itiraf etmeyip, bu zorunlu kabulü; zihinsel olarak yeni okuma, yaşamsal olarak yeni bir rotariği oluşturduklarını kabullenmelerini ve bunu kabullendirmeye çalışmalarını ne kadar istesemde anlamıyorum / anlayamıyorum.
Biz;
Kapitalizmin küreselleşmesi, bizim de bu küreselleşmeden siyasal etkinlik yoluyla pastadan fazlaca pay almaya başladığımızdan dolayı, bir şekilde kendimizi siyasal İslam projesinin olanaksızlığına inanmaya başladığımızdan / yada inandırıldığımızdan dolayı bu yaşanan sekülerizmi de mazur görmemiz gerekiyordu.
İslamı da weberyen bir tarzda okumaya tabi tutarak; ekonomi, girişimcilik yani pastadan pay alma, refah ve zenginleşmeyi yeniden anlamlandırarak İslami faaliyetlerimizi piyasacı bir İslam'a dönüştürdük.
Artık, laikler ve Kemalistler tarafından suçlanmıyor, bizimkiler tarafından radikalizm ile suçlanıyor, hatta hukuksal olarak da yargılanıyoruz. Burası da ayrı bir dram.
Çok şükür, faaliyetlerimizi de bu şekilde dönüştürmüş olduk.
Vakıf ve derneklerimizin aklı, siyasi kulise ayarlandı, fiilleri de bu siyasi kulise zemin hazırlayacak faaliyetlere dönüştürüldü, bunun en masumu ise yardımlar yoluyla dernek ve vakıfcılık oldu.
Buraları İslam'ın anlaşıldığı ve anlatıldığı yerler olmaktan çıktı, piyasa işlerinin takip edildiği ve siyasal alandan rol kapma gruplarının ya da toplanmalarının yapıldığı yerlere dönüştü. Sivil toplum retoriğiyle desteklenen bu pazar fetişizmi İslamcı tarihin en ilginç mücadele usulünü ortaya çıkardı.
Ben doğrusu geçmişin, muhafaza eden, muhafazakarlaşmasını bile arar durumdayım. Gerisini siz anlayın.
Bu bağlamda geleneksel örgütlenme şekillerine igrite olmuş bakışların ezici baskısından dolayı neredeyse ben bile kuşkuyla bakmaya başlayacağım.
Bütün yorumlar siyasal ve ekonomik merkezli ve başarı üzerinden olunca, şimdilerde hükümetin mücadele ettiği, bizim de en azından benim hatırladığım 30-35 yıldır eleştirdiğimiz gülenizm dininin yeni varisleri olma yolunda olduğumuzu söylemeye bile gerek yok.
Yeni hizmetin neferleri olarak hazır ve nazır görev bekliyoruz.
Konularımız, sevelim sevilelim, üç günlük dünyada günümüzü gün edelim.
Emperyalistlerin işgal edip, yakıp yıktıkları yerleri biz tekrar yapalım, sakat bıraktıklarını yine onların ürettikleri ilaçları onlardan satın alarak tedavi ettirelim, yetim bıraktıklarına kucak açıp, onlara tekrar İnsan kaynağı olarak hazırlayalım, mülteci duruma düşürduklerine ensar olalım ve bu yolla da dinsel tatmini gerçekleştirelim. vesselam daha ne olsun ki, Gül gibi geçinip gidiyoruz.
İman, ahlak fazilet irfan erdem adalet gibi kavramlar ahlaktan ve Bilgiden arındırılarak; kapitalist bir toplum, kapitalist bir anlayışla, kapitalist sınıf ilişkileri içinde kapitalistçe bir birikim peşinde koşan, fakat nasıl çıkıyor bu sonuç anlayamıyorum ama nihai yorumlamada Erdemli iş adamı muhteremliği ile ilginç tiplemeler ürettik. ilginç tiplerin ilginç de yaşamları oluyor tabi.
Popüler Kültür sözde apolitik araçlar vasıtasıyla, hem bireysel, hem de toplumsal dönüşümü sağlamak için İslam referanslı internet siteleri, televizyon kanalları, gazeteler, İslami moda dergileri, İslami mağazalar, İslami oteller, islami tatiller, islami markalar mücadelenin / mücadelemizin alanını oluştururken, nasıl olduysa bu mücadelenin yani pazarının hedefi
biz olup çıktık. Sanırım Kapitalizm buna deniyor. Erdemli bir Toplum ha olduk, ha olacağız, az kaldı merak etmeyin.
Güzel akıl yürütmelerle ki, bunu ayetin hangi açığından çıkarıyorlar bilmiyorum, Faizin şu miktarda, şu amaçlar için, şu sebepten ve yaşamın gerçeğinden dolayı; olabileceğini, kullanılabileceğini söyleyen kocaman adamların sayesinde, eskiden önünden geçmeye imtina ettiğimiz bankaların içinden çıkamaz olduk.
Ezilmişliğin, yoksulluğun,horlanmışlığın intikamını alırcasına; zenginliğin, paranın, kazanmanın, başarının ve hepsinden de öte bütün bunlardan zevk almanın sarhoşluğuna kapılarak kapitalist bir projenin nüvesini oluşturduğumuzun farkında bile değiliz. Çılgınca kar peşinde koşarken, hizmet ediyoruz alıklığına nasıl düştük, anlamak / açıklayabilmek mümkün değil.
Dirilişi yazacağız inşallah
Selam ve Dua ile...
Henüz yorum yapılmamış.