Sosyal Medya

Makale

Drone ile Suçüstü Yapmak

(BELGRAD'DA  MÜLTECİ KAMPINDA  ÇORBA KUYRUĞUNDA BEKLEYELER - DÜN DRONE İLE ÇEKİLMİŞ)

 

Önümüzdeki günlerde kar yağışı beklentisine annem, “Çok şükür aç ve açıkta değiliz” dedi. Eğer insan aç ve açıkta değilse zorluklarla mücadeleye hazır olduğunu gösteren kadim duayı düşünürken İHA tarafından üst yazılı olarak servis edilen bu fotoğrafla karşılaştım. Halebimizi yerle bir eden yeni müttefikimizin gayri meşru çocuğu Sırplar, Belgrad mülteci kampında, kendilerine emanet edilen 1500 Suriyeli muhaciri aç ve açıkta bırakmışlar. Bu fotoğraf üzerinden empati yapmayı deneyenler, açlık ve soğuktan çok, Boşnak kardeşlerini diri diri gömen Sırp gavurunun insafına muhtaç kalmanın tarifsiz bir acı olduğunu idrak ederler. Onlar, zamanında aynı dili konuşup aynı coğrafyayı paylaştıklarıyla anlaşamamanın bu denli kötü sonuçlara mahkum edeceğini tahmin edememişler, Suriye cehenneminden kurtulduk sanırken Belgrat’ın donduruculuğuna terk edilmişler. Kırk katır mı kırk satır mı açmazının son versiyonu bu olsa gerekti…

 

Bu fotoğraf gerçeği yansıtmayan bir yönlendirme olabilir mi? Tabiî ki bu fotoğraf karesi, Yahudilere Alman mülteci kamplarında zulüm edildiğini unutturmamak için çekilmiş binlerce  yanlı filmden birine ait olabilir. Ama fotoğrafın gerçek olmasından çok bunun özellikle Drone ile çekilmiş olmasının belirtilmesi ilgimi celbetti…

 

İngilizcede erkek arı manasına gelen Drone, günümüzde insansız hava aracı anlamında kullanılıyor. Genellikle askeri amaçlı kullanılan drone, artık herkesçe satın alınabilir hale geldi. Wi-Fi teknolojisi ile, uzaktan kumandayla kontrol edilebilen; belli bir mesafeye çıkıp, şarjı yettiği sürece havada çekim yapabilen Drone’lar şu anda belli bir süreye kadar çekilmesi zor görüntüleri kaydettiğinden medyaya da büyük bir kolaylık sağlıyor.  Kuş bakışı görüntü almak isteyen gazetecilerin sıklıkla kullandığı droneler, gece görüşlü termal kamerayla desteklendiğinde kapalı mekanlarda da tespitler yapabiliyorlar. Bu fotoğrafta İHA dronesi Sırplara suçüstü yapan bir haber için kullanılmış deniliyor.

 

Kuş bakışı zulmü tespit etmek…Kimsenin haberi olmadan gizlenen bir şeyin gerçeğini gözler önüne sermek… İlan edilenin aksine davranıldığını fotoğraflayarak suçüstü yapmak… Artık  gizlendiği için her türlü pervasızlığı yapagelen zalimlerin, dronelere de önlem alması gerekmekte. Yani etrafta bir gazeteci yoksa bu sizin izlenmediğinizi göstermediği korkusu…

 

Kuran’da Basir olan Allah sizi görüyor diyen ayetleri, sizin gördüğünüzü gören, sizin görmezden geldiğinizi gören, sizin insanların görmediği anlarda yaptıklarınızı gören, sizin araçlar vasıtasıyla gördüklerinizi gören diye anlarsak bu bilgilendirme hesap gününe hazırlanmamızı kolaylaştıracaktır. Artık teknolojik gelişmeler(!) sayesinde saklandığı zannıyla kötülük yapagelmek gittikçe zorlaşmakta. Şahit olduklarınızı görmezden geldiğinizin bu tip aletlerle tespit edilmiş olması kişiyi veya topluluğu suça yardım ve yataklık etmekten mahkum ettirecektir. Fakat gözleme ve izleme teknolojileri hiçbir zaman iyiliğin ve sadakatin mükafatlandırılması için kullanılmaz. Basir olan Allah ise, gözlerini haramdan kaçıran mümin erkekleri, başa kakmadan ihtiyaç sahibi kardeşleriyle paylaşan müminleri görmektedir.

 

Peki insan şahit olduğu halde niye bu kötülükleri ifşa edip onlarla mücadele etmez? Bunun şüphesiz bir çok nedeni vardır ama en önemlisi elindekileri kaybetme korksudur.

 

Şüphesiz yeryüzünde olanların hepsi ve yanında bir o kadarı daha kendilerinin olsa da onu kıyamet gününün azabından kurtulmak için fidye verecek olsalar, onlardan yine kabul edilmez. Onlara elem dolu bir azap vardır. (Mâide / 36) Yani kendisini emniyette hissettirdiği için zulümlerle yaşama bahasına riske atılmayan dünyalıklar, kişiyi ve toplulukları, yapayalnız ve çıplak yargılanacakları gözlerin döneceği, o dehşetli günde bitmez tükenmez ateşin azabından koruyamayacaktır. Üstelik sonu cehennem olan işlerin normal görülmesi dünyayı da cehenneme çevirecektir.

 

Belgrad’da aç ve açıkta kalan Suriyeliler zamanında ülkelerinde kendi gibilerle değil de gavurlar ve işbirlikçisi zalimlere karşı hep birlikte mücadele etselerdi şüphesiz başlarına bazı belalar gelecekti. Ama çocuklarına zulme karşı nasıl mücadele edileceğini devretmiş olacaklardı. Çocukları, Sırp gavurunun vereceği çorba sırasında donmuş ve perişan haldeki anne ve babalarını görmeyecek ve ümitlerini yitirmeyeceklerdi.Yani onlara o günlerde dokunmadığından kendilerini emniyette sandıkları yılan bin yaşayınca hepbirlikte kaybettiler.

 

Şu anda aç ve açıkta olmayıp bilgisayar başında kalemşorluk yapanlar için bu fotoğraf taraftarlarından like beklentisi ötesinde bir anlam taşımayacak ve daha önce yayınladıkları kardeşlerine ait ceset fotoğrafları gibi günlük tüketimde yok olup gidecek. Bu haber sonrası cübbeli ve cübbesizlere karşı verilen amansız mücadeleye(!) kaldığı yerden devam edilecektir.

 

Ama belki de o aç ve açıkta bırakılan muhacirlerden bazıları da 5 yıl önce Gazzelilere dair böyle fotoğraflar yayınlamayı marifet sanıyor. Sonrasında paylaşımlarında Suriye’de Şii veya Sünnilere karşı sanal cephenin içinde yer almayı en büyük Cihad(!) sayıyorlardı....


De ki: Herkes, kendi mizaç ve meşrebine göre iş yapar. Bu durumda kimin doğru bir yol tuttuğunu en iyi bilen Rabbinizdir. (İsra / 84)

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.