Sosyal Medya

Makale

Kahramanmaraş Provokasyonunu Unutturmak

Bugün neler olmuş diye geçmişe baktığımda, canlı tanıklarını da dinlediğim Maraş Provokasyonunun olduğu günü gördüğümde derinden sarsıldım. Maraş’ta bir kardeşimin taziye evinde o fitne anını anlatan biri konuşurken birilerince getirilen silahlarla mahallesini korurken nasıl uykusuz bir hafta geçirdiklerini anlatmıştı. Ona göre olayların çıkış sebebi Maraşlılardan kaynaklanmıyordu. Birileri Sünnileri diğerleri Alevileri kaşımıştı…

19 Aralık ile 26 Aralık 1978'de Kahramanmaraş'ta meydana gelen Alevi Sünni provokasyonu yedi gün sürdü. Bu olaylarda 105 kişi öldürüldü, 200'ün üzerinde ev yakıldı, 100'e yakın işyeri tahrip edildi. Yirmi üç yıl süren davalar sonunda 22 kişi idam, 7 kişi müebbet hapis, 321 kişi de 1–24 yıl arasında ceza aldı. Provokasyonda önemli rol oynayan 68 kişiye ise hiç ulaşılamadı(!) 12 Eylül Darbesini kolaylaştıran provokasyonlardan biri olarak tarihe geçen bu fitnenin başlamasında kimilerine göre Türk-Kürt çatışması da etkili olmuştur. Olay sonrası İçişleri Bakanlığının hazırladığı raporda katliam planlayıcıları olan 26 kişinin seyyar piyango bayisi görünümünde şehre geldikleri saptanmıştır…

Tarihin tekerrür etmesinin nedeni tarihten ders çıkarılamaması veya bu olayların bilinçli olarak unutturulmasıdır. Bu durumun özelinde bugünlerde de ülkemizde sanal medya desteğiyle Şia karşıtlığı üzerinden Sünni cephe oluşturma çabalarına hız verilmiş bulunuluyor. Artık özel provokatörler yetiştirip o şehre göndermenize gerek yok. Sanal medya bir kartopunu çığ haline getirmesi için çok uzun bir zamana ihtiyacı yok. Bugün planlanın iki komşu ülkeyi asla galibi olmayacak bir savaşın içine çekmek olduğu gözlerden kaçırılmaktadır. Her gün İki ülke sanal medyasından gelen sonuçlar, tüm internet portallarının ana server’lerinin sahibi ABD, İngiltere ve İsrailli uzmanlar tarafından takip edilmekte, yeni tuzak resim, video ve her türlü kışkırtıcı yayın günbegün servis edilmektedir.

Hani o küfredenler seni tutuklamak ya da öldürmek veya sürgün etmek amacıyla tuzak kuruyorlardı. Onlar bu tuzağı kurarlarken, Allah da bir tuzak kuruyordu. Allah tuzak kurucuların (tuzaklarına karşılık verenlerin) en hayırlısıdır. (Enfal / 30)

Resulullah’a (sav) 23 senelik nübüvveti boyunca müşrikler, münafıklar ve Yahudilerce birçok tuzak kurulduğu siyerlerde ayrıntılarıyla yer alır. Müslümanlar, hayatları boyunca düşmanları tarafından tuzak kurulmayan bir güne uyanamayacaklardır. Fakat Müslümanlar, dinlerinin gereği adaleti, merhameti, dayanışmayı ve eşitliği sağlamak üzere mücadele ettikleri sürece onlara karşı kurulan tuzakları en iyi bilen Allah tarafından korunacaklardır.

Peki; Ayette yer alan Allah’ın tuzak kuranların tuzağını bozmasını nasıl anlamalıyız?

Resulullah (sav) ve sahabe nasıl olsa Allah tuzakları bozuyor diye tedbir almamışlar mıdır? Nasıl olsa Medine’de devletimizi kurduk diye Gavura karşı teyakkuz halini terk etmişler midir? Olaylara müdahale etmeyi bırakıp seyirci olma halini niye seçmemişlerdir? Tuzakları kuranlarla asla müttefik olmamanın yoruculuğuna nasıl katlanmışlardır? Düşmanın kurduğu tuzakların benzeri tuzaklar kurup stratejiler üretmek yerine niye karşıtlarının bile Müslüman olmasını istemişlerdir? Niçin tuzaklar kurup kendi tebaasını düşman korkusuyla terbiye etmenin yolunu seçmemişlerdir?

Allah’tan gereği gibi korkmanın düsturlarından biri de O‘nun düşmanın kurduğu tuzaklarının, işbirlikçisi, kışkırtıcısı, bundan menfaat ve popülerlik bekleyeni, bunun üzerinden güç devşireni ve bunun bir tuzak olduğunu bilip de seyredeni olmamaktır. Eğer bu sıralamaların her hangi birine dahilseniz kurulan tuzağın içine düşecek ve tarihe öyle geçeceksiniz. Üstelik ahirette daha acı ve eziyet dolu bir sonsuzluk da sizi bekliyor olacaktır.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.