Sosyal Medya

Makale

Bizi Önce Egolarımız Mı Bölüyor Yoksa Emperyalistler Mi?

Emperyalistler ile ilgili meşhur bir söylem vardır 'önce böl sonra parçala, sonra da yut.'

O halde onlarla mücadele etmenin yolu,ayrılıklarımızı değil,asgari müştereklerimizi ön pilana çıkartacak bir lisana, onların oyununu görecek bir basirete,birliğimizi güçlendirecek bir şuura ihtiyacımız vardır. Düşünce mektebinin okuyucularının iyi bildiği gibi gerek Kuran'da gerek sahih hadislerde birlik ve beraberliğin önemini anlatan pek çok ayet ve hadis vardır.

Peki birlik ve beraberliğimizi engelleyen en önemli faktör nedir?

Bana göre, birlik ve beraberliÄŸimizi engelleyen en önemli faktör; Egolarımızdır. Pek çok kiÅŸi bilir ki, yeryüzündeki ilk cinayet, Kabil'in kardeÅŸi Habili egosu yüzünden kıskanarak ÅŸehit etmesiyle olmuÅŸtur. “ÅžiÅŸkin ego” kıskançlığın, kinin, düşmanlığın temelini oluÅŸturur. Birlikten uzaklaÅŸmanın yolu böylece açılmış olur, sonra da birbirimizi acımasızca eleÅŸtirir, hakarete varıncaya kadar bunu sürdürürüz. Bence emperyalistlerden önce EGO'larımız bizi bölüyor. Elbette birliÄŸimizi bozan baÅŸka faktörlerde vardır. ÖrneÄŸin gereÄŸi gibi düşünememek, bilgi sahibi olmamak, farklılıklarımızı ayrılıklarımız gibi görmemiz gibi pek çok faktörler vardır.

Yukarıda saydığım bu faktörleri ıslah etmediğimiz sürece emperyalistlerin işini farkına varmadan kendimiz kolaylaştırmış oluruz. Oysa, birlik ve beraberlik içinde olan toplumlar tüm sorunlarını çözmekte daha başarılı oldukları tecrübeyle öğrendiğimiz bir gerçektir.

Emperyalist güçler, içten bölünme potansiyeli gördükleri zaman, bölünmeyi daha da derinleÅŸtirmek için pilanlar kurarlar. O halde ayrılıklarımızı, farklılıklarımızı, gerçek manada zenginlik olarak deÄŸerlendirip, birbirimizin hakkına hukukuna, hem saygılı olmalıyız hemde sahip çıkmalıyız. Farklılıklarımız gibi ortak deÄŸerlerimiz de vardır. En temel deÄŸerimiz insan olmamızdır. Yeri geldiÄŸi zaman ‘’Yaratılmışların en ÅŸereflisi adem oÄŸludur deriz’’ O halde eleÅŸtireceksek, dinine, diline, mezhebine, siyasi düşüncesine bakmadan Adem oÄŸlunun ÅŸerefine yakışır bir ÅŸekilde eleÅŸtirmeliyiz.

Birlik ve beraberlik tek tip insan olmak demek değildir. Aksine farklılıklarımıza rağmen, birbirimize empati kurmalı, birbirimize acımalıyız. Çünkü biz, Kürdüyle, Türküyle, Arabıyla, Müslümanıyla, solcusuyla, sağcısıyla kaynakları ellerinden alınan mazlumlarız. Üzerinde yaşadığımız coğrafya evimizdir evimize sahip çıkmalıyız. Hepimize yetecek kaynaklarımız vardır, kaynaklarımızı koruyacak gücümüz, birliğimizde olduğunu asla unutmamalıyız.

Birlik ve beraberlikten bahsedince, deÄŸerli hocam Åžemsettin Özdemir beyin bir temmenisini Düşünce mektebi okuyucularıyla paylaÅŸmadan edemeyeceÄŸim. Bir gün şöyle demiÅŸti: 'KeÅŸke mümkün olsada toplumun kutuplaÅŸmasına sebep olan hocaları kanaat önderlerini hepisini bir kampa toplasak ve desek ki; Din ve siyaset konuÅŸmak kırk gün yasak. Kırk gün boyunca, beraber yemekler yenilecek, maç, yüzme, gibi sportif aktiviteler yapılacak, film, tiyatro,  gibi kültürel faaliyetler olacak... Böylece önce aralarında bir dostluk oluÅŸacak sonra oturup meseleleri konuÅŸsunlar.' Aslında bu espirili temmenin altında birlik ve beraberliÄŸimizi dinamitleyen yaralayıcı söylemin ne kadar zararlı olduÄŸunu çok güzel anlatıyor bize...

Şimdi şu soruyu soralım kendimize; Bizi önce emperyalistler mi bölüyor yoksa EGO'larımız mı bölüyor?

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.