Sosyal Medya

Makale

Duamız Kabul Oldu Trump Seçildi

Daha önce yazdığım bir yazıda Trump’un kazanması için duacı olduğumu söylemiştim. Gerekçe olarak da hepsi aynı şeyleri düşünmekle beraber Obama ve Clinton’un içindekini gizlediğini Trump’un ise içinden geçenleri açıkça ifade ettiğini, dolayısıyla kinini gizleyen (Obama, Clinton gibi) bir düşmandansa kinini açıkça ifade eden (Trump gibi) bir düşmanın hayırlı olacağına inandığımı belirtmiştim.

Duamız kabul oldu (!) Trump seçildi.

ABD politikasında şimdi neler değişecek?

Hiçbir şey değişmeyecek. Çünkü seçilen kim olursa olsun önüne konan programı uygulamak zorundadır.

ABD, Küresel Egemen Güçlerin arkasına saklandığı paravan bir devlettir. Seçilen her ABD Başkanı, bu güçlerin atadığı bir ABD CEO’sudur. Bu yüzden gelen kim olursa olsun patrona uymak zorunda.

Uymasa ne olur?

Abraham Lincoln veya J. F. Kennedy gibi meçhul bir suikasta kurban gitmesi kuvvetle muhtemeldir.

Medyaya, spekülatif anket sonuçlarına ve TV’lerdeki paralı analistlere bakınca Küresel Egemen Güçlerin Hillary Clinton’u istediklerini görürüz. Kanaatimce Trump gibi antipatik bir adamı Clinton’ın karşısına çıkartarak seçilmesini garantilemek istediler. Fakat evdeki hesap çarşıya uymadı; Hillary Clinton gibi düşük profilli bir adayı Trump bile seçtiremedi.

Clinton’u istemiş olsalar da Trump’un kazanması egemen güçler için ciddi bir kayıp değil. Yarın Beyaz Saray’a geldiğinde önüne ABD’nin Milli Politikalarını içeren bir “Kırmızı Kitap” koyarlar, kendisi de önüne gelen kalıba uyar.

Trump’ın yarın “Yanlış anlaşıldım, öyle demek istemedim…” diye başlayan ve seçim dönemi yaptığı uçuk açıklamalarını düzeltme yoluna giden beyanatlarını duymaya hazır olalım.

Tabii bazı kişisel inisiyatifleri olacak; mesela Rakka’da ABD askeri yerine kimin öleceğine başkan karar verebilir. Örneğin Hillary PYD, Trump ise Türk Ordusu Askeri diye tercih yapabilir.

Hillary Clinton kılçıksız balık gibiydi; ciddi bir mal varlığı olmayan, tüm sermayesini egemen güçlerine borçlu olduğu için her emre uyacak bir tipti.

Trump ise büyük bir servete sahip olduğu için biraz daha minnetsiz ve bu servete bir şey olmasın diye gereksiz tepki ve tavır ortaya koyabilecek bir tip. Ayrıca bir Alman Yahudi’si olması münasebetiyle Yahudi Lobilerine güvenerek pervasız bir tutum takınması da muhtemel.

Sonuçta Clinton veya Trump; hangisi olursa olsun ABD dış politikasında ve Türkiye ile ilgili çok fazla bir şey değişmez; dost görünüp arkada kuyumuzu kazmaya devam edecekler.

Bizim tek artımız; ABD’ye iyi niyet besleyen saftiriklerimiz belki Trump sayesinde ABD’nin gerçek yüzünü görmüş olurlar.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.