Sosyal Medya

Makale

O talimati size kim verdi? CHP Türkiye ekseninden çıkarılacak

Türkiye hem içeride hem de dışarıda savaÅŸ halindedir. Bu mücadelenin iç politik kavgalarla, dışarıya yönelik politika ve stratejilerle, yol-yöntem-format farklarıyla alakası yoktur. Bu mücadelenin ideolojilerle, siyasi görüşlerle de alakası yoktur. Bu bir varoluÅŸ mücadelesidir. Yarının Türkiye'sinin ne olacağına karar verme mücadelesidir. 

Åžehirlere, bölgelere ayrılan Türkiye projesine mi razı geleceÄŸiz yoksa inadına büyüyerek, güçlenerek, geniÅŸleyerek meydan mı okuyacağız.. Çokuluslu projelerin parçası mı olacağız yoksa bu ülkenin öz savunma reflekslerinin yanında mı duracağız? Bugün herkesin vermesi gereken karar budur. Herkes, bu gerçeÄŸe göre safını, durduÄŸu zemini belirleme yükümlülüğü altındadır. 

AB ile bir geleceÄŸimiz olmayacak, olamaz da

Terör örgütleriyle, Batılı istihbarat örgütleriyle, içerideki siyasi uzantılarıyla, içerideki nüfuz çevrelerine topyekün Türkiye'ye saldıranlara boyun mu eÄŸeceÄŸiz yoksa omuz omuza bir mücadele mi baÅŸlatacağız. Terör örgütlerine kılıf mı arayacağız, onları hem koruyup hem yöneterek ülkemize saldırtan Avrupa BirliÄŸi ülkelerinin suyuna mı gideceÄŸiz yoksa “siz iÅŸinize bakın” diyerek onları kapı dışarı mı edeceÄŸiz? 

Türkiye için AB projesinin çöktüğünü, vicdanlarda mahkum edildiÄŸini, AB'nin ülkemizi parçalama senaryolarının merkezinde yer aldığını, bu yönde niyetini açık ettiÄŸini, bunu hesabını terör üzerinden yürüttüğünü, ülke içindeki kanlı saldırılardan Avrupa baÅŸkentlerinin sorumlu olduÄŸunu dünyaya ilan etme, bu konuda bir karar verme aÅŸamasındayız. 

Turkexit dönemi..

Kendi içinde bile bir proje olmaktan çıkan, dağılmaya yüz tutan, şımarıkça açıklamalarla milletimizin onuruna saldıran bu yapıile bir gelecek hiçbir zaman kurmayacağız. Bin yıllık derin siyasi önyargı Avrupa baÅŸkentlerinde hortlamışken, Türkiye ile iliÅŸkilerini PKK'ya, onun siyasi sözcüsü HDP'ye indirgeyen bir yapı ile ortak bir geleceÄŸimiz olmayacak, bu kesin. 

Öyleyse, AB üyesi deÄŸiliz ama bu yıkımdan uzak durmak için bir Turkexit projesini hayata geçirme vakti gelmiÅŸ ve geçmektedir. 

CHP ulusal güvenlik meselesi mi olacak?

Hendeklerle, güneyden kuÅŸatma planlarıyla, iç savaÅŸ ve iç iÅŸgaldenemeleriyle Türkiye'ye saldırının en kanlı uzantısı haline gelen HDP'ye yönelik operasyon siyasi bir mesele deÄŸil, ulusal güvenlik meselesidir. Åžiddetten beslenen bu yapıyı kim koruyorsa, kolluyorsa, siyasi söylemlerle ona örtü oluyorsa o yapı ya da yapılar da ulusal güvenlik meselesi haline gelmiÅŸtir. CHP'nin açıklaması bu açıdan deÄŸerlendirilmelidir. 

Sanıyorum AB, HDP ile yürüttüğü ajandasını bundan sonra CHP ile yürütecektir. Talimat böyledir ve CHP açıklaması AB tarafından sipariÅŸ edilmiÅŸtir. Bu yönüyle CHP'nin de eksenikaymış, AB tarafından HDP'nin bıraktığı boÅŸluÄŸa yerleÅŸtirilmiÅŸtir. 

Meseleyi böyle gördüğünüzde bir süre sonra CHP'nin de artık bir ulusal güvenlik meselesi olmaya sürüklenebileceÄŸini söyleyebilirsiniz. Bir süre sonra bunun daha açık örneklerini, iÅŸaretlerini göreceÄŸiz. Çünkü olaÄŸanüstü bir dönemde yaşıyoruz. Çünkü güneyimizdeki ülkeler parçalanıyor, oralarda Türkiye karşıtı yapılar, haritalar oluÅŸturuluyor, bir sonraki adımın Türkiye olacağı artık gizlenmiyor. 

Dünya hiç bu kadar tehlikeli hale gelmedi

Sadece bölgemiz deÄŸil, küresel güç iliÅŸkileri de dağılmış durumda. 2. Dünya Savaşı'ndan bu yana hiç böyle tehlikeli bir durum görmedik. Her ÅŸey bu kadar çözülmemiÅŸ, deÄŸersizleÅŸmemiÅŸ, anlamsızlaÅŸmamıştı. Tehdit sadece bizim çevremizde deÄŸil. Bir sabah kalktığımızda birden çok ülkenin kavgaya tutuÅŸtuÄŸunu görebiliriz. Büyük bunalımı OrtadoÄŸu'da beklerken hiç ummadığımız bir bölgedegörebiliriz. 

Bu yüzden de bütün ülkeler kendi mevzilerine çekiliyor. Kendi tarihine, önceliklerine, milletine sığınıyor. Birbirine müdahil olup hesaplaÅŸmayı sınırlarının ötesine taşımaya çalışıyor. Taşıdıkları yer ise bizim coÄŸrafya oluyor. Çünkü uluslararası sözleÅŸmeler, ulus üstü kurumlar artık kimseye bir gelecek sunmuyor. 

AB, CHP'yi Türkiye ekseninden çıkarır

Her ülke kendi öz savunmasına dönmüş, kendi imparatorluk projelerini raflardan indirmiÅŸ durumda. Bu resim ve daha da kötüleÅŸecek iklim, Türkiye'nin ulusal güvenlik meselesini yeniden tanımlaması zorunlu hale gelebilir. Dünya genelinde bir çözülme yaÅŸanırken siyasi partilerin nerde durduÄŸunu, duracağını iyi bilmesi gerekiyor. 

Bu kadar vahim tehditlerin olduÄŸu bir zamanda Anamuhalefet partisinin bu tutumunun demokratik deÄŸerlerle hiç alakası yoktur. Tamamen güvenlik politikaları ekseninde harekete geçirilmiÅŸ, talimatlarla yönetilir olmuÅŸ, Türkiye eksenindençıkarılmıştır. 

Terör örgütlerine kalkan mı olacak?

Türkiye'nin kurucu partisinin terör örgütlerinin siyasi uzantıları için koruma kalkanı olması çok vahim bir durumdur. CHP'yi yerleştirdikleri yeni cephe Güney'de oluşturulmak istenen terör kuşağı ile aynı cephedir. Bir süre sonra Türkiye'yi hedef alan ve Batı'dan destek gören bütün örgütler için CHP'ye koruma/kollama görevi verilebilir. Bunu özellikle CHP'lilerin dikkatle düşünmesi gerekiyor.

Gezi isyanı Türkiye'yi sokak terörüyle vurma projesiydi ve AB ülkeleri tarafından planlandı. CHP o mevzideydi. 17-25 Aralık darbe giriÅŸimi FETÖ üzerinden servis edildi, Türkiye'ye yeniden ABD-AB zeminine hapsetme ve küçültme giriÅŸimiydi. CHP yine o mevzide yer aldı. 15 Temmuz tamamen iç savaÅŸ giriÅŸimiydi. “Barajlar kanla dolacak” diyenlerin ABD istihbaratı adına yürüttükleri saldırıydı. 

CHP yine o mevzideydi. Åžimdi terör sözcülüğünden HDP'ye operasyon yapılıyor, CHP yine Türkiye karşıtı cephede. CHP kimliÄŸinden çıkıp HDP kimliÄŸine bürünüyor, bir çokuluslu projenin üstlenici partisi olmaya rıza gösteriyor. 

Bu kavga çok daha büyük

Türkiye'nin bu tartışmalarla uÄŸraÅŸacak vakti yok. Birinci Dünya Savaşı sonrası dönemin aynısını yaşıyoruz. Bizi yeniden yüz yıllık uykuya mahkum etmeye çalışıyorlar. Küçültmek, parçalamak, rehinalmak istiyorlar. Bu kavga o kadar büyük ki, iç iktidar meselesiyle alakası bile yok. Bu kavga tarihi bir hesaplaÅŸmadır. Bin yıldır bu topraklarda hep bu kavgalarla yüzleÅŸtik. Bir kez daha yüzleÅŸiyoruz. Öyleyse bin yıllık tarihi birikimle düşünüp, o birikimle bir duruÅŸ, pozisyon belirlemek zorundayız. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın dünkü konuşmasını dinliyorum: Bu ülkenin içinde bulunduğu durum hakkında başka ne söylenebilir? Hangi cümleler bu kadar tarihi nitelikte gerçekleri ortaya koyabilir? Hangi siyasi dil karşı karşıya bulunduğumuz tehditleri böyle anlatabilir?

Daha ne demek lazım? Her ÅŸey bu kadar açıkken, her ÅŸey bu kadar gözümüzün önündeyken hala baÅŸka ülkelerin bayrakları altına sığınanların, baÅŸka ülkelerin istihbarat teÅŸkilatlarının kollarına sığınanların yasını mı tutacağız? 

Bu bir cephe savaşı, bir dış müdahaledir

Terör örgütleri bir cephe savaşı veriyor Türkiye'ye karşı. Kimi etnik milliyetçi, kimi Åžii ve kimi Sünni fanatizmi ile hareket ediyor. Kimi Alevilik örtüsü altında terör ihaleleri alıyor. Ama hepsinin bir ÅŸekilde tek çatı altında toplandığını, hepsinin Türkiye'ye saldırı için görevlendirildiÄŸi görüyoruz. Bu örgütlerin, onların yöneten istihbarat teÅŸkilatlarının medyada, bürokraside, ordu içinde, iÅŸ dünyasında taşıyıcıları, savunucuları, yüklenicileri var. Bunlar da aynı merkezler tarafından yönetiliyor. 

Cumhuriyet'in kuruluÅŸundan bu yana en ağır travmayı yaşıyoruz. Bu milletin içinden bir kesimi yıllardır bugünler için hazırlamışlar, bekletmiÅŸler, ÅŸimdi sahneye çıkarıyorlar. Bu bir dış müdahaledir. Evet, Türkiye bir dış müdahale tehdidiyle yüzleÅŸmekte, bu müdahalenin farklı senaryolarına direnmektedir. Gezi olaylarından beri bu “açık saldırı” devam etmektedir. Saldırının adresleri o terör örgütlerini, o istihbarat aparatlarını yöneten müttefiklerimizdir. 

Tasfiye edilenin yerine yenileri ikame ediliyor

Bütün bunlara direnenler kutsaldır, deÄŸerlidir. Onlar, küresel ölçekte saldırılara karşı ülkesini, milletini, devletini, deÄŸerlerini, coÄŸrafyasını korumaya çalışmaktadır. Bundan daha büyük bir meselemiz, davamız yoktur. Yüz yıl sonra böyle bir hesaplaÅŸma ile yüzleÅŸeceÄŸimizi biliyorduk. Buna hazırlanıyorduk. Ama ihanetin bu kadar yaygın olacağını, sinir sistemimize, damarlarımıza bu kadar yerleÅŸmiÅŸ olduÄŸunu bilmiyorduk. 

Hem içeride hem dışarıda savaşıyoruz. Cesur tanımlardan korkmayın, cesur sözlerden endiÅŸe etmeyin. Tehditlerin tanımlayamamaktan, fark edememekten korkun. 

Dış istihbarat aparatları, etkin ajanları, Türkiye'yi içeriden zorlayacak çevreler tasfiye edildikçe yerlerine yenileri ikame edilecek, ediliyor da. CHP'nin HDP yerine ikame edilmek istemesi gibi.. FETÖ'nün yerine baÅŸka çevrelerin aranması gibi. 

CHP açıklaması AB talimatıdır..

Bu anlamda CHP bildirisi tamamen AB tarafından sipariÅŸ edilmiÅŸtir, AB'nin Türkiye gündemi çerçevesinde hazırlanmıştır. ABD'nin FETÖ istihbaratçılarını 15 Temmuz sonrası korumaya alması gibi, AB de HDP ve PKK unsurlarını korumaya almıştır. CHP açıklaması bu tavrın içeride pazarlama biçimidir. 

Özellikle AK Partilileri FETÖ, PKK ve DAEŞ'e yardımcı olmakla suçlayan ifadeler cinnet halidir. Ülkemizin içeride ve dışarıda verdiği mücadelede, bırakıldığı savaşta, içeriden cephe açmadır.

Bunları özellikle CHP'lilerin düşünmesi, sorgulaması, partilerin nerelere sürüklendiÄŸini görmesi, bundan sonra ne tür çokuluslu projelere malzeme yapılacağını öngörmesi gerekiyor. Bugünlerde kimlerin nerde durduÄŸuna özellikle dikkat edin. 

Kimlerin ülke ve milletin yanında direndiÄŸini, kimlerin süslü cümle ve kavramların arkasına gizlenip çokuluslu proje ihaleleri aldığına dikkat edin. O aparatlar ile sınırlarımızın güneyinden saldıran örgütler arasında hiçbir fark yoktur. İçeriden vuranlar ile dışarıdan çevreleyenler aynı merkezlerdir. 

Son Ä°stiklal Mücadelesi bunların hepsine karşı verilecektir…

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.