Makale
Küresel Kuşatma ve Müslümanların Halleri
Müslümanlar büyük bir kuşatma altında. Dünyanın dört bir yanında bu, böyle. Büyük çoğunlukları Müslüman olan ülkelerin dışında azınlıklar hâlinde yaşanan bölgelerde de durum aynı. Her Müslüman insan teki bu ağır baskıların altında. Rahat değil.
Emperyalizm bir bütün olarak Müslümanlara karşı organize başlattığı, sürdürdüğü savaşı genele yansıttı. Müslümanların nerede olursa olsun varlıkları rahatsız ediyor.
Bu, şu temel soruyu akla getiriyor Yeryüzünden sürmekte olan savaşlar din savaşları mıdır Din savaşları ise neden sadece Müslümanlar üzerinde sürüyor Diğer dinler neden bu çatışmaların dışındadır
Müslümanlar sadece fiili bir savaÅŸ içinde deÄŸildirler. Kültür ve düşünce, medya ve reklâm, iletiÅŸim gibi günümüzün en önemli konuları. Ãœzerlerine abanılan ve âdeta boÄŸan bir bombardıman var. Hem yalan, hem yanılsatıcı, hem de yabancıların gerçeklerini tanımlayıcı. Åžu sıralarda (22. 10. 2016 tarihi itibariyle) Suriye ve Irak’ta yaÅŸanmakta olan savaÅŸtan gelen bilgilerin ne kadar saÄŸlıklı ve doÄŸru olduÄŸu tartışılır. Tarz ve tutumları belirleyen, yaklaşımları ortaya koyan da kendileri. Bizler, onları söyledikleri kadar bilgi sahibiyiz. Ya da onların bize öngördükleri kadar düşünebiliyoruz. Öyle ki düşünme yetilerimizi bile yitirdik.
İster istemez o zaman şöyle bir soru da akla geliyor Müslümanlar bu kadar mı aciz, neden kendileri çözüm üretmiyorlar Müslümanlar neden çıkış yolu aramıyorlar, ya da sorunlarını çözemiyor, üstesinden gelemiyorlar Müslümanlar soru sormayı unuttular. Neden ve niçin
Müslüman hayatta olduğu gibi geneli itibariyle bir dikkat içindedir. Yanlış yapmama, günah işlememe gibi. Öyle ise özgürlüklerine ve yaşama düşüncelerine, dinlerine, kültürlerine karşı açılmış büyük savaşlara karşı düşüncesizlikleri neden
Bir insanın durumunu belirleyen ve tanımlayan yanı onun hayata ve geleceğe bakışıdır. Anın içinden geleceğe bakış. An değerlidir, israfa gelmez. Fakat bütün bunların ötesinde o hayatın içindeki duruş daha bir önem kazanır.
Müslüman milletin tamamı büyük bir travma içinde. İslâm coğrafyasının tamamının kuşatılmışlıkları, üzerlerindeki ağır baskılar ve bunlardan çıkış yolu arama duygusu, düşünce sorunları var. Genel anlamamda bu, hayatı ve geleceği belirleyen tutumlara bağlı.
Ağır dönemlerden geçiliyor. Büyük darbeler alıyor. Her darbe yeni bir yıkım getiriyor. Yıkıldıkça kendini toparlama, yeni bir hamle yapma duyguları giderek köreliyor. Yenilmişlik başlı başına bir sorun. Müslümanların yenilgileri kabullenişleri, onları çıkış yollarını aramaya götürmüyor. Bu büyük yıkım, sadece belli ülkelerde, bölgelerde ve kentlerde olmuyor. Bütün bir coğrafyada ve hatta İslâm mensubiyeti içinde olanlarda oluyor.
Yenilgiyi kabullenme teslim olmaya götürüyor. Düşmanının suyunda ve yolunda gitmeye götürüyor. Oradan kendilerine çıkış yolu saÄŸlayacak bakış ve düşünden de yoksunlaşılıyor. Bu da tamamen bir teslimiyet getiriyor. Onlarla birlikte olmak, onlarla iÅŸ tutmak onlarla aynı masada bulunak gibi. Ve hatta ÅŸu duygu oluÅŸuyor. Madem bizim coÄŸrafyamızda bir savaÅŸ sürüyor, o zaman o pastadan bize ne düşüyor ona bakılıyor. Kaldı ki kural koyucu onlar. Onlar ise asla kendi kurullarını bozmuyorlar. Ä°ÅŸgallerini baÅŸarıyla sürdürmek kendilerine zarar vermeyecek ve katkı saÄŸlayacak olanlar ile iÅŸbirliÄŸi yapmıyorlar. Afganistan, Irak savaÅŸlarından beri süregelen bir durum var. Ä°ÅŸgaller parça parça yapılıyor. 1. Irak iÅŸgalinde Türkiye’yi yönetenler bir koyup beÅŸ alacaklardı. Ne yazık ki ne o masa, ne de koyduÄŸunun karşılığını almak kaldı. Åžimdi sıra bize geldi, savaÅŸ bizim kapımıza dayandı. Ne kadar karşı çıkarsak çıkalım durum bu. Emperyalizm ve egemenler ile iÅŸbirliÄŸi yapma düşüncesi, bireysel olarak kendilerini kurtarmaya yetmedi. Biz fiili bir savaşın içindeyiz ve bu Müslümanlara karşı yapılan toplu bir savaÅŸtır. Müslümanların asıl sorunu bu global kuÅŸatmayı kaldırma duygu ve düşüncesinden yoksunlaÅŸmalarıdır.
Kaynak: Milli gazete
Henüz yorum yapılmamış.