Sosyal Medya

Makale

Bireysel emeklilik

Katılım bankaları, bireysel emeklilik ve benzerlerini yapamadığı zamanda aşağıdaki yazıyı yazmıştım:

Bireysel emeklilik ve hayat sigortası yoğun bir reklam konusu olmakta ve giderek yaygınlaşmaktadır. Helal haram konusunda hassas olan Müslümanlar çeşitli yollardan bu sisteme girmenin caiz olup olmadığını soruyorlar. Hükmü açıklamadan önce bu işi yapan şirketlerin açıklamalarına dayanarak kısaca ne olduğunu ortaya koymak gerekiyor:

Ä°lgililerin açıklamalarından anlaşıldığına göre “Bireysel emeklilik sistemi (BES), kiÅŸilerin aktif çalışma hayatları boyunca yapacakları birikimlerin deÄŸerlendirilmesine dayanarak emeklilik günlerinde yaÅŸam standartlarını sürdürebilecekleri ek bir gelir/kaynak yaratmaya yöneliktir. Risk teminatı içermez. BES'te hayat sigortalarından farklı olarak katılımcının yatırım yapılacak fonları seçme ve ÅŸirket deÄŸiÅŸtirme hakkı bulunmaktadır. Birikimli hayat sigortaları ile bireysel emeklilik sözleÅŸmeleri karşılaÅŸtırıldığında her ikisinin de diÄŸerine göre avantajları ve dezavantajları olabileceÄŸinden, karşılaÅŸtırma fert bazında uzmanlar tarafından yapılmalıdır. BES ve hayat sigortaları farklı amaçlara hizmet etmektedir: Hayat sigortaları vefat ve benzeri olası bir riskin gerçekleÅŸmesi durumunda sigortalının bakmakla yükümlü olduÄŸu kiÅŸilere maddi kaynak yaratmak amacını taşır. Birikimli hayat sigortaları ise risklere karşı saÄŸladıkları güvencenin yanı sıra uzun vadeli yatırım aracıdır. Minimum prim ödeme süresi 10 yıldır ve süre sonundaki ödemeyi almak için yaÅŸ zorunluluÄŸu yoktur. Hayat sigortalarında yatırımların deÄŸerlendirilmesi ÅŸirket tarafından yapılır."

Bu açıklamanın bizim için önemli olan noktalarını maddeler halinde tahlil edelim:

1. Bu sistem devlete ait deÄŸildir, ticaret yaparak para kazanmak isteyen özel ÅŸirketlere aittir.

2. Sisteme dahil olanların verdikleri paralar artık ÅŸirketin malı olmakta ve ÅŸirket bu paraları istediÄŸi gibi (helal haram gözetmeden) kullanmakta, para kazanmak için hukukun izin verdiÄŸi, para getiren -faiz dahil- her aracı kullanmaktadır. (BES de yatırım fonunu seçme hakkı bulunmakla beraber Türkiye'de helal-haram farkı gözeten yatırım fonu yoktur-Bu yazı yazıldığında yok idi-).

3. Mal ve deÄŸerlerin hasara uÄŸraması halinde zararın karşılanmasını amaçlayan sigorta çeÅŸitlerinden farklıdır; bu sistemde belli bir riskin (kaza, hastalık, yangın vb.) gerçekleÅŸmesi ÅŸartı yoktur. Belli bir süre para ödeme mecburiyeti vardır, bu ödemeyi yapanlara ÅŸirket maaÅŸ baÄŸlamakta; yani onlardan aldıkları ile bundan kazandıklarının bir kısmını geri ödemektedir. Bu sistemde ödenen ile geri alınan arasındaki nisbet belli deÄŸildir; daha az ve daha çok olması mümkündür. Ancak sisteme dahil olanların beklentilerinin, “verdiklerinden daha fazlasını geri almak" olduÄŸu açıktır. Böyle olmasaydı parasını baÅŸka yerlerde ve ÅŸekillerde biriktirir, elinin altında tutar ve istediÄŸi gibi tasarruf ederdi.

4. Sisteme girenler, herhangi bir ticari enstrümana para yatırır gibi buraya da yatırım yapmakta; yani kâr etme amacı gütmektedirler. Ä°slam'a göre meÅŸru yatırımın ÅŸartları ve -bu ÅŸartlara göre olabilecek- ÅŸekilleri bellidir. BES'ne girenler ne ÅŸirkete ortak oluyorlar, ne bir taşınır veya taşınmaz malı alıp satıyor veya kiraya veriyorlar ne de ortak bir mal veya hizmet üretimi için yatırım yapıyorlar. Yaptıkları bir hükmi ÅŸahsa para verip, belli bir süreden sonra -beklenti ve niyet olarak- daha fazlasını geri almaktan ibarettir.

Bu durum karşısında bireysel emeklilik ve hayat sigortası islâmî kurallara göre caiz olamaz. Buraya yapılan yatırımların nemalandırılması İslamî kurallara bağlı olmadığı gibi yatırımı yapanların elde edecekleri kazanç da -yaptıkları akit fıkıh kurallarına uymadığı için- helal değildir.

İnsanların bir gün aç açık kalma korkularının bulunduğu her zaman ve zeminde bu korkuyu kullanan tüccarlar çıkacak, bu korku yüzünden tedbirler aramak tabii olacaktır. Doğru ve adil olanı, her insanın -vaktiyle bir sosyal güvenlik sistemine dahil olması şartı aranmadan- açlık, açıklık, hastalık gibi temel ihtiyaçlarına karşı devletin/toplumun güvencesi altında bulunmasıdır. Bu güvence ticarete alet edilmemeli, sivil dayanışma sistemleriyle ve/veya devletin kurumlarıyla gerçekleşmelidir.

Ä°slam'da, din farkı gözetmeksizin bütün ülke vatandaÅŸlarının ekonomik güvenliÄŸi “akrabaya nafaka (muhtaç olduÄŸunda bakma yükümlülüğü), zekat, çeÅŸitli karşılıksız yardımlar, vakıflar, imaretler... ve en sonunda devletin maaÅŸ baÄŸlaması yoluyla temin edilmiÅŸtir. Bu sistemin iÅŸlediÄŸi yerde kimsenin gelecek kaygısı olmaz, bu olmayınca da -halen muhtaç olduÄŸu- parasını, gelecek kaygısıyla, açgözlü ve fırsatçı tüccarlara kaptırmaz.

Peki bu sistemin işlemediği yerlerde insanlar ne yapsınlar?
Gerçi zaruretler yasakları geçici olarak kaldırır ama yine de çare -zarurete sığınarak çözümsüzlüğü sürdürmek yerine- sistemi işletmenin yollarını açmaya çalışmaktır.


(Gelecek yazıda caiz olan BES sistemi).

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.