Sosyal Medya

Makale

15 Temmuz Darbe Girişimine Karşı Milletin Direnişinin İdraki Üzerine…

Milletin direnişinin cumhuriyet tarihinde ilk kez millet devlet bütünleşmesinin temelini oluşturmaya başladığı tarih olarak kayıtlara geçirebiliriz. Bu ülke ne çektiyse aslında devletin milleti ile barışık olmayışı yüzünden çekti. İster harici ister dahili sebepler vesilesi ile bu bütünlüksağlanamasın sonuç aynı çıkıyor. İşte bir liderin önderliğinde tarihin ilklerinin buluştuğu o muhteşem gecede devlet ve millet bütünleşmesinin cesamet kazanmasının da bir ilk olarak ortaya çıkışına şahitlik edildi.

Neredeyse son sekiz yıldır irili ufaklı çatışmalar ve son beş yıldır da büyük çatışmaların körüklendiği bu ülkede mesele eğer devletin ve milletin bekası sorunu ise bütün irili, ufaklı çatışmalar ve bölünmeler kendiliğinden hiçliğe tevdi edilir ve beka sorununa yoğunlaşılır. Demek ki bu ülkedeki çatışmalar suni ve yapmacıktır. Bunu mücessem bir şekilde milletin idrakine sunan o gecede ortaya konan destan ve kahramanlıklardır. Bu milletin derin vicdanında ayrılık ve gayrilik yoktur. Ancak ihanet başka…

Son yıllarda irili ufaklı onlarca vesayet altına alıcı harici ve dâhili komplo faaliyetleri bu ülkeye reva görüldü. Her seferinde daha güçlü bir şekilde saldırılar gerçekleştirildi. Etnik yapılar, mezhebi kaygılar, klan ve oligarşik yapılar kendi çıkarları uğruna sürekli yeni hamleler yaparak iktidarı etkileme, etki altına alma ve iktidarı belirleme girişimleri oldu. Ama o muhteşem gece bütün bu unsurların bertaraf olduğu ve bütün meşru zeminlerini kaybettikleri bir zemini inşa eden millet oldu.

Son yıllarda cumhurbaşkanı olan Recep Tayyip Erdoğan’ın itibarının düşürülmesi, iktidardan alaşağı edilmesi ve mümkünse uluslar arası bir mahkemede yargılayarak yok edilmesi istendiği bilinmektedir. İşte o gece aslında milletin sahip çıktığı bir liderin bütün bu ayak oyunlarını milletin desteği ile geri püskürtebileceği gibi saldırıya da geçebileceği bir zemini inşa edebiliri gösterdi.

İktidar ve devlet erkânının yaptığı yanlışları, ellerindeki gücü kullanmalarına rağmen ortaya koydukları bilincin zaaflarını giderecek olan şeyin bizzat bu milletin derin vicdanından neşet eden irfan olduğunu o gece deklare etmiş oldu bu millet… Millet kendi aralarındaki farklılıkları mutlaklaştırmadığı gibi siyasetin güdümünde olmadığını bir kez daha gösterdi. Özellikle de İslamcıların bu milletin bağrından çıktığı gerçeğini kör göze parmak sokar gibi gösterdiği de aşikârdır. İşte İslamcılık milletin temel harcı olarak iş gördüğünde bu milletin bütün unsurları ile birlikte hareket ettiğinde ilahi rahmeti de celbettiği yine bu gece sayesinde belirginlik kazanmış oldu.

Aslında çok daha önemli bir şey daha bu gece açığa çıktı… Milletin kendi arasındaki farklılıkları düşmanlığa tevdi edecek olanlara vurulan büyük şamardır bu… Çünkü son yıllarda hep bu farklılıklar üzerinden hareketle siyasal ve toplumsal hayat düzenlenmek isteniyordu. İşte bu gece bütün bu mühendislik faaliyetlerinin boşa çıkacağının sela’sı verildi.

İslamcılar ortaya çıktıkları tarih itibarı ile bu cumhuriyet rejimi tarafından hep gayrimeşru ve üvey evlat muamelesine tabi tutuldu. Millete yaptığı bu öncülük ile bu meşruiyet krizini aştı ve meşru bir zeminde faaliyet yapabilecek düzeye geldi. Ama maalesef hala üzerinde bulunduğu özür dileyici tutum yüzünden bu meşruiyetini tam olarak ifade etmekte zaaf taşımaktadır.

Devlet ve millet anlaşmazlığı gücü zaafa uğratıyordu. Bu yüzden de hep bir dış destek arayışı zorunluluk arz ediyordu. Hâlbuki bu gece ile birlikte bu dış güçlerin yerine millet devreye girerek ülkeyi azat edecek bir pozisyonu aşikâr kıldı. İktidarın çatışma dilinin yerinde milletin derin feraseti devreye girerek bütün açmazları oldurdu ve iktidara güçlü bir zemin hazırladı. İşte bu zemin üzerinden bugün Suriye’ye müdahale edebilecek vasatı bulabilmektedir. Bütün mesele bu gecede inşa edilmiş bu ruhu hep ileriye taşıyacak hamleleri artık devlet ve iktidarın da hem desteklemesi hem de beslemesi elzem hale gelmiştir. Çünkü eğer bir devlet özgür olmak istiyorsa dayanacağı güç elbette ki o devletin sınırları içinde veya dışında yaşayan bir millete dayanabilmesidir. Çünkü bu millet sadece bu ülkenin sınırları içinde değil aynı zamanda İslam Coğrafyasının her yerinde vardırlar ve kalpleri burası için atmaktadır.

Mazluma yardım etmek ve adaleti gözetmek çok önemli… Çünkü toplumsal yapıyı ayakta tutacak olan yegâne şey bu adalet duygusudur. Eğer bu adalet duygusu zedelenirse ilahi yardım kesilir. Bu ülkede yaşayan millet kendi topraklarının dışından buraya akın eden muhacirlere bir ensar olarak kucak açmış ve aşını paylaşmıştır. Çoğu kez küçük de olsa dışarıdaki yetim ve fakirlere de örneklik bağlamında yardımlar göndererek yüreklerinin onlar için attığını deklare etmiştir. Bu kadar yardımsever bir milletin yardıma muhtaç olmaması için ilahi yardım zuhur edecektir. İşte o gecenin kısa tarihi bu ilahi yardım sayesinde kalplerinden korkunun silinip tankların üzerine çıplak elleriyle yürüyen bir kahramanlığı yaratmıştır. Bu ilahi yardım sayesinde bu ülke bağımsızlığını elde edecek önemli bir eşiği geçmiştir. Önemli olan bu eşiğin kalıcı hale gelmesi için aydınlarının, entelektüellerinin ve kanaat önderlerinin de bu bilinci kuşanmayı akıl etmeleridir.

Evet, millet darbe yapmaya yeltenen bütün güç odaklarına en büyük darbeyi yapmıştır. Artık söz iktidarın tekeline geçmiştir. İktidar eğer bu darbenin gereği olan bilinci kuşanır ve milletin arasına tefrika koymak yerine birliği, dirliği ve bütünlüğü koyacak sosyal politikalar gerçekleştirebilirse mesele çözümlenmiş olur. Sadece bu süreçte iktidarın dile getirdiği işleri ve sözleri takip etmesi yeterli olacaktır. O zaman bu devletin Ortadoğu dahil İslam dünyasına ve dünyaya da adalet getirmesinin zeminini inşa edebiliriz. Bunu sözlerimizle ve eylemlerimizle beslemeliyiz…

Hak, hukuk ve adalet bir toplumun, milletin ve ümmetin vazgeçilmezidir. İşte bu vazgeçilmezlerin hayatiyet kazanması ise iktidarlara verilen sorumluluktur. Unutmayın ki bu millet derin uykusundan uyanmıştır. İşi boş vaatlerle kandırılamaz artık. Her hareket ve sosyal yapılar bunu hesaba katarak yol kat etmelidirler…

Her zaman olduğu gibi bu seferde millet derin feraseti ile her şeyi geride bırakmıştır. Önemli olan bu milletin derin ferasetinden yeterli düzeyde istifade edebilecek kabiliyeti ortaya koyabilmektir.

Selam, hidayete tabi olanların üzerine olsun…

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.